İstanbul'a 1979'da geldiğini ve o dönemde CHP iktidarının yıkılarak ve Adalet Partisi'nin azınlık hükümetinin geldiğini ifade eden Ağar şöyle devam etti:
"Biz buraya geldik, günde 15 adam öldürülüyor. Geldik, İstanbul Emniyetini teslim aldık. Nezarette 1 kişi vardı, o da sağcı. İstanbul Emniyet Müdürü olduğum dönemde benim o zaman işte son CHP Belediyesi burada iş başındaydı. Kabus gibiydi İstanbul. Belediye hizmetleri yapılmaması bir yana, bizim günümüzün yarısını CHP Belediyesinin İstanbul belediye şirketlerine yerleştirdiği militanları temizlemekle geçiyordu. Milletin, devletin kaynakları bankamatiklere, hiçbir iş güç yapmayan örgütlere kaynak aktarımıyla geçiyordu. Allah bize bir daha, bu tür bir CHP belediyesi dönemi yaşamayı nasip etmesin. Kabus gibi bir şeydi. Çöp temizliği yok, su yok, hizmet yok."
'BUGÜN TAYYİP ERDOĞAN HÜKÜMETİ ANTİ-EMPERYALİST ÇİZGİDE'
Ağar, Türkiye'nin dört bir tarafından İran, Suriye ve Irak'ta farklı oluşumlarla bir harita değişikliği yapma hevesi bulunduğunu söyleyerek, "Bütün bunların arasında emperyalistlerin bu çılgınca tutumlarına karşı tavır koyan bir hükümet var. Fakat bugün bakıyorum, bizim gençliğimizde solcular anti-emperyalist çizgideydi, bugün Tayyip Erdoğan hükümeti anti-emperyalist çizgide. Onlar da Amerika'dan medet umuyorlar. Yani bu iktidar yıkılsın da kim yıkarsa yıksın. Vahim bir tecelli yani. Hakikaten yerli olmak, hakikaten milli olmak, hakikaten tarih şuurunda olmak lazım. Bütün bunları gördüğümüz vakit bir kere seçimin geneli açısından Cumhur İttifakı adı konulmuş olan bu yapının güçlenerek çıkması lazım," ifadesini kullandı.
