DÜNYA

Kenya'dan yaban hayat sayımı: Hiçbir hayvan dışarıda bırakılmıyor

Doğu Afrika ülkesinin mayısta başladığı yaban hayat nüfus sayımından gelen ilk veriler son derece endişe verici. İnsan yerleşimleri yaban hayat alanlarına tecavüz edip su ve yiyecek kaynaklarını tüketirken, 10 yıl içinde korunan alanların dışında yaban hayatı kalmayabilir.
Sitede oku
Küresel çapta kaçak avlanma, insan yerleşimlerinin genişlemesi ve iklim krizinin yaban hayatına indirdiği ağır darbelerin göstergelerinden biri, Uluslararası Doğa Koruma Birliği'ne (IUCN) göre son 50 yılda Afrika fillerinin sayısının en az yüzde 60 azalması olurken, Kenya yaban hayat sayımı yürütüyor. 
580 bin 367 kilometrekarelik yüzölçümünün büyük kısmını yaban hayatın korunmasına ayıran Doğu Afrika ülkesi, ilk kez yaban hayvanlarının nüfusunu sayma yoluna gitti. Mayısta başlayan yaban hayatı sayımı, Kenya'nın 50'den fazla milli parkı ile koruma alanının yanısıra özel mülkiyete ve topluluklara ait koruma alanlarındaki ana türleri kapsıyor. Deniz yaşamı da buna dahil.

Modellemeden ilk çıkış

Bugüne dek Kenya'nın yaban hayat nüfusuna ilişkin mevcut verilerin çoğu, yerel hayvan koruma grupları veya uluslararası koruma uzmanları tarafından bireysel olarak toplandı, bu da hayvanların korunmasına yönelik dağınık bir yaklaşıma katkıda bulundu. 
Gözlemcileri eğitmek ise genellikle hem çok zaman alıyor hem de maliyetli.
Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan Filleri Kurtar (Save the Elephants) örgütünden zoolog Iain Douglas-Hamilton, bu yüzden pek çok bilim insanının hayvanların canlı canlı izini sürmektense yaban hayatın haritasını çıkaran modeller kullanmayı tercih ettiklerini belirtti.
Douglas-Hamilton, "Ham veriler yerine modellenmiş sonuçları yayımlıyorlar" dedi.

Uzun vadeli strateji için

O yüzden bu ilk yaban hayatı sayımı özel önem taşıyor. Elde edilecek bilgiler, Doğu Afrika ülkesinin aynı zamanda turistlerin de yoğun ilgisini çeken çok değerli bir varlığını kurtarması için uzun vadeli strateji belirlemesine yardımcı olacak.
Havadan sayımda, AFP'nin toz bulutu getiren sert rüzgarlara karşı dayanıksız olduğuna dikkat çektiği uçaklar kullanılıyor.

Rakamlar hikayenin sadece yarısı

Bunlardan birinin pilotu olan Chris Cheruiyot, sayım için filleri anahtar hayvan olarak gördüklerini, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bir türün yaşam alanını saptadıklarında ise doğru yolda oldukları hissine kapıldıklarını söyledi. Boynuna kamera ve ses kayıt cihazı asmış halde kendisine eşlik eden Julius Kabete, havalandıklarında zürafa, zebra, antilop ve diğer yaban hayvanlarını saymakla görevli. Dönüşte ekipler görüntü ve ses kayıtlarını inceleyerek günlük çalışmanın raporlarını tutuyor. 
Ama rakamlar hikayenin sadece yarısını anlatıyor. Geri kalanı için, gözlemcilerin hayvanların alışkanlıklarını - nerede yediklerini, içtiklerini ve dinlendiklerini - takip etmeleri gerekiyor.

'Evcil ve vahşi hayvanlar arasında rekabet yaratıyor'

Kenya Yaban Hayat Hizmetleri'nden (KWS) Fred Omengo, 'gelen ilk verilerin son derece endişe verici olduğunu' belirtti.
Hayvanların çoğunun insanların evlerine yakın sulama çukurlarının etrafında görüldüğünü, bunun insanların yaban hayat alanlarına geniş çaplı tecavüzünün göstergesi olduğunu vurgulayan Kenyalı bilim insanı, "Mevcut yiyecek miktarının azlığı, temelde evcil ve vahşi hayvanlar arasında rekabet yaratıyor. Çoğu durumda üstünlük evcil hayvanlarda olacaktır" dedi.
İnsanların yaban hayatı çitle çevirmeye çalışması durumu ise iki tarafa da ölümcül bedel ödetiyor.
KWS'nin Aralık 2019 tarihli raporuna göre 2014-17 arasında yaklaşık 500 kişi yaban hayvanları tarafından öldürüldü ya da ölümüne ezildi. Elde daha yakın tarihli veriler bulunmuyor. 
Yaban hayatı korumakla uğraşanlar, her iki tarafa yönelik tehditlerin zamanla azalmak yerine artacağı uyarısını yapıyor.

'Tüm yaban hayat yolları insanlar tarafından kapatıldı'

"Tüm yaban hayat yolları insanlar tarafından kapatıldı ve şimdi su isteyen filler, nerede olduğunu biliyor, ama oraya ulaşamıyor. Bu bir endişe kaynağı" diyen KWS'den Robert Obrein, böylesi durumun giderek arttığını belirterek ekledi:
"Bu, gelecek 10 yıl içinde korunan alanların dışında yaban hayatı kalmayabileceği anlamına geliyor."
 
Yorum yaz