AKŞAM POSTASI

Soma faciasında oğlunu kaybeden babadan AYM kararı yorumu: Geç gelen bir karar

Soma faciasında oğlunu kaybeden İsmail Çolak, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından Soma'daki maden kazası için verilen hak ihlali kararı ile ilgili, “Geç gelen bir karar. Bol yıldızlı otellerde sözde denetim yapan müfettişler de sorumlu” dedi.
Sitede oku

AYM’nin “Soma faciasında madeni denetleyen müfettişler için soruşturma izni verilmemesi hak ihlalidir” kararını faciada oğlunu kaybeden İsmail Çolak, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı:

“Çok geç gelen bir karar. Kamu görevlileri bu dosyaya dahil edilmediği sürece bu dava adil bir dava olmayacağını iddia etmiştik. Ocak için kontrole gelinmiş ama ocağa girilmemiş. Bol yıldızlı otellerde yapmış denetimini müfettişler.”

13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madenci ölmüş, Türkiye’de 3 günlük yas ilan edilmişti. Facia, Türkiye tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Soma Holding şirketlerinden soma kömür işletmeleri A.Ş. tarafından işletilen maden ocağında, patlamaya elektrikli ekipmanların sebep olduğundan şüphelenildi. Yangın, vardiya değişimi sırasında meydana geldi ve 787 işçi patlama sırasında yer altında kaldı. 5’i tutuklu 51 sanık yargılandı. Faciadan 4 yıl sonra karar açıklandı. Soma Kömür İşletmeleri yetkilileri 15-22 yıl arası hapis cezası aldı.

Maden ocağını denetleyen, eksiklik ve aksaklıkları ortaya koymayan çalışma bakanlığı iş müfettişlerinin de olaydan sorumlu olduğu iddiasıyla soruşturma izni istendi. Ancak yıllarca Çalışma Bakanlığı, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Danıştay arasında dönüp dolaşan izin talebi sonunda AYM’ye gitti. Anayasa Mahkemesi, kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesi için 'yaşam hakkı ihlali' kararı verdi.

Faciada oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden Soma 301 Madenciler Derneği Başkanı İsmail Çolak, Atilla Güner’le Akşam Postası programına konuştu:

“Ülkemizin en büyük katliamıdır Soma. Geç gelen bir karar. Sendika, sermaye ve siyasal iktidarın ortaklaşa gerçekleştirdiği ortak bir katliam olduğunu düşünüyoruz. Ben o ocakta 25 yıl çalıştım ve oradan 2006 yılında emekli oldum. Özelleştirilerek sermayeye peşkeş çekilerek bu insanların ölümlerinin altyapılarını hazırladılar. Ben 26 yaşında oğlumu kaybettim, iki torunum yetim büyüyor. Benim torunlarımla beraber 438 çocuk yetim kaldı. Babasını görmemiş 8 çocuğumuz dünyaya geldi. Yaş ortalaması 23- 24 olan gelinlerimiz 255 eşlerini kaybetti.  Adil bir yargılama bekliyorduk ama maalesef bu olmadı. 51 Kusur sanıklı bir dosyaydı, 8’i tutukluydu. İddianamede kamu görevlisi yoktu. Asıl sorumlu olan kamu görevlilerinin dosyaya dahil edilmedi. Bakanlıklar ve siyasal iktidar tarafından korunduğunu dile getirdik. Kamu görevlileri bu dosyaya dahil edilmediği sürece bu dava adil bir dava olmayacağını iddia etmiştik. Ocak için kontrole gelinmiş ama ocağa girilmemiş. Bol yıldızlı otellerde yapmış denetimini müfettişler.”
Yorum yaz