AKŞAM POSTASI

İntihar eden TEOG şampiyonu gencin babası: 'Zeki çocuklarınızı çok yakından takip edin'

Tokat’ta intihar eden TEOG şampiyonunun babası Orhan Ö., Atilla Güner’le Akşam Postası canlı yayınına konuk oldu. Orhan Ö., “Devletimden çocuğumun ne sorunlar yaşayarak bu noktaya geldiğini çözmesini istiyorum. Çocuğum devlet okulunda okuyor, devlet yurdunda kalıyordu“ dedi. Acılı baba ayrıca “Zeki çocuklarınızı yakından takip edin” çağrısı yaptı.
Sitede oku

Tokat'ın Erbaa ilçesinde 3 yıl önce TEOG Türkiye birincilerinden biri olan Mustafa Ö. (17) önceki gün Güveçli Köyü’nde Simeri kalesine çıkarak intihar etmişti. Acılı babası Orhan Ö. Atilla Güner’le Akşam Postası yayınına katıldı.

TEOG şampiyonunun sır intiharı
Oğlunun ölümüne Mavi Balina şüphesine ihtimal vermediğini söyleyen Orhan Ö., olayı “O bunlara saçmalık derdi, onun zekasının çok altında şeylerdi” diyerek anlattı:

“Yanımıza hafta sonları geliyordu. Üniversiteye hazırlanıyordu. Son sınıftaydı. Akşamları dershaneye gidiyordu. Mustafa ile biz kendi aramızda çok konuşurduk. Dünya meseleleri üzerinde çok konuştuğumuz kafa yorduğumuz oluyordu. Mavi Balina gibi intihara sürükleyen şeyler Mustafa’nın zekâsının çok altında şeylerdir. Saçmalık diyordu. Olaydan bir gün önce Mustafa’nın şaka yollu canına kıyma konusu gündeme geldi.”

'MÜDÜR, 'DOKTORA GÖTÜRELİM' DEDİ'

“Ondan önce önümüzdeki sene üniversiteye gitme, tatil programı yapıyordu.

Cuma günü intihardan bir gün önce okulun müdürü beni aradı. “Mustafa, ‘Ben yüksekten atlayacağım. Canıma kıyacağım’ diyormuş arkadaşlarına. Ben çağırdım sordum ‘Olur mu hocam ben şakasına söyledim, öyle şey yapar mıyım’ dedi bana ama ben inanmadım. Mustafa’yı bu hafta sonu köye bir çağırın. Yanınızda geçirsin. Götürebilirseniz bir çocuk psikiyatristine götürün” dedi. Ben de kendisine burası köy ben bulamam ki dedim. Müdür de ‘Randevuyu ben kendim ayarlayayım pazartesi okula siz getirin Mustafa’yı beraber doktora götürelim’ dedi.

Tokat'ta bir okulda müstahdem intihar etti, okul tatil edildi

'ODUN KIRARKEN GİTMİŞ'

“Ben şok geçirdim. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Bu olayı nasıl yönetebilirim dedim. ‘Dallanıp budaklandırmaya gerek yok sakince sessizce kendi aramızda halledelim’ dedi. ‘Rehber öğretmenin numarasını atayım onunla görüşün’ dedi. Rehber öğretmen ise ‘ben Mustafa ile konuştum kesinlikle öyle bir şey yok dedi. Ama siz de kendi gözleminizi yapın. Sakince köyde takip edin’ dedi. Akşam ablasıyla geldiler. Beraber yemek yedik. Sevdiği yemekler yapıldı. Sohbet ettik çay içtik konuştuk. Gitti yattı, ben gidip kontrol ettim yarım saat sonra her şey normaldi. Ertesi gün evden bir yere ayrılmadım. Odun kırayım Mustafa’ya yemek yapmak için dedim. O sırada Mustafa evden ayrılmış…”

'BİZİM ZEKAMIZ YETMİYOR'

“Mustafa benim tek oğlumdu. Kendisine babamın adını verdim. Babam diye hitap ediyordum. En değerli varlığımdı. Devletimden çocuğumun bu noktaya neden geldiğini, ne sorunlar yaşadığını çözmesini istiyorum. Çocuğum devletin okulunda okuyordu. A klas bir okulda, devletin yurdunda kalıyordu. Milletimden de şunu rica ediyorum. Tamamen çocuklarınızı devletin eline bırakmayın. Çocuklarınızı çok özel takip edin. Özellikle de çok zeki çocukları… O kadar zekiler ki bizim zekamız onların davranışlarını ölçmeye yetmiyor”.

Yorum yaz