YENİ ŞEYLER REHBERİ

Yazar Taluk: Seçmene bağırarak seçimi kazanamazsınız

‘Seçim Nasıl Kazanılır?’ kitabının yazarı Şeyda Taluk, Yeni Şeyler Rehberi programında yaklaşan seçimlerde teknoloji ve sosyal medyanın seçimi kazanmak için neler yapması gerektiğini anlattı. Taluk, öfkeli olmanın parti ve liderlere zarar verdiğini dile getirdi.
Sitede oku

'AK Parti'nin oyları eriyor, sorumlusu ben ve arkadaşlarım değil' dedi, istifa etti
Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde seçim için son adımlar atılıyor. Özellikle seçim sürecinin başında sokaktan çok seçimleri sosyal medya ortamına taşıyacağını söyleyen siyasi partiler sayesinde elektronik ortam geçen seçimlerde olduğundan çok daha büyük bir önem kazandı. ‘Seçim Nasıl Kazanılır?' kitabının yazarı Şeyda Taluk, Yeni Şeyler Rehberi programında bu yeni bakış açısıyla teknolojinin seçim kazanmaya etkilerini anlattı:

‘ÇOCUĞA ODANI TOPLA DİYE BAĞIRMAK DİKTATÖRLÜK'

"Seçim nasıl kazanılır sorunun tek bir formülü yok. Çevrim içi ve çevrim dışı alanda yapılması gerekenler birbirinden farklı. Öncelikle stratejinizin olması gerekiyor, ne istediğinizi iyi bilin ve son olarak amaçlarınızı iyi tanımlayın. Çevrim içi ve dışı alanlarınızda size oy verecek insanları iyi tanımanız lazım. Seçmeni dinlemek gerekiyor o ne isterse yapmak değil. O ne isterse yapmanın adı rüşvet olur. Diyelim ki çocuğunuzun odasını toplamasını istiyorsunuz. O insanları değiştirmeniz imkansız. Onu değiştirmeye ikna etmeniz gerekiyor. Onu motive edici bir iletişim süreci yapmanız lazım. Eğer odanı toplamazsanız arkadaşlarınla çıkmana izin vermem demek diktatörlük. Odanı toplarsan seni dondurma yemeye götürürüm demek de rüşvet mesela. Bir de üçüncü yol var: Oturup çocuğu odasını toplamaya ikna edici stratejiler geliştirmek. Ama birinci kural sizin de odanızı toplamanız gerekiyor.

Yavaş: Dün çıktım, ağızlarının payını verdim
Bizde siyasi partiler ‘onlar bizi anlasın' diyor. Böyle olmaz. Seçmen elinden geleni yapıyor siyasi partiyi anlamak için. Ama o parti seçmeni keşfetmek için hiçbir şey yapmıyor.
Obama'nın çevrimiçi alanda çok başarılı olmasının sebebi o alanı çok iyi anlamış olmasından kaynaklanıyor. Fiziki dünyadaki bülteni e-posta ile göndermek e-pr değildir. Başka bir ruh var. O ruh kendisiyle 24 saat ilgilenilmesini istiyor. Sizin tek taraflı videolarınızı gönderdiğiniz bir dünya elektronik dünyaya uymuyor. 24 saat orada olmanız lazım. Sizin birey olarak olmanız gerekmiyor, iletişim ekibinizin olması gerekiyor tabi ki. ABD'de seçimler gerçekten dijitalleşti. Trump'ın sosyal medya organizasyonunun başında olan kişi 2020'de tüm kampanyasını yönetecek. Barack Obama ile çok ilginç bir cümle var: Kampanyasını takım elbiselerden alıp sıradan kıyafetli insanlara verdi.

‘ÖFKE DUYGUSU SEÇMEN İÇİN ÇOK İTİCİ'

Dijital bir iş yapıyorsanız öfke filan gibi şeyleri bırakmanız lazım. Gençlerin yıkıcı değil yapıcı bir öfkesi var. Öfke duygusu seçmenin dünyasında çok itici bir şey. AK Parti'nin gençlerle arasındaki makas giderek açılıyor. Kendi seçmeni de bu öfkeden son derece rahatsız. Gittikçe öfke tonu artıyor. Onun öfkeli tonunun seçmende kabul gördüğünü, seçmenin bunu sevdiğini düşünen Muharrem İnce de böyle bir ton tutturmaya çalıştı. Öfkeli ton kimsenin hoşuna gitmiyor. Daha önceki tavırları öfkeli değil kabadayı tavrıydı. Mahallenin mert abisi gibiydi. Ama şu anda Erdoğan'dan mutsuz olan seçmenin gidecek bir yeri yok. CHP buradan oy almaya çalışıyor ama böyle bir şey mümkün değil. O öfkeli tonun bir an önce aşağı çekilmesi gerekiyor.

Kılıçdaroğlu: İçimizde kin yok, dostluk var
AK Parti öfkeli olduğu için oy oranı yükselmiyor. Aslında onların yapıları onları kurtarıyor. O öfkelendiği zaman aslında o şuna kızdı o yüzden böyle konuşuyor diyen mahalleli seçim yönetim kadrosu var. İnterneti ve sosyal medyayı bir miting meydanı olarak kullanıyorlar. O beğenmediğimiz Trump bile gece yarısı mesajlar atıp basketbolculara hakaret ediyor. Ona oy kazandıran en önemli sebeplerden bir tanesi seçmenin onu otantik, kendisi gibi olması. Politikacı gibi durmuyor.

Erdoğan insanlara mahallesinin çocuğu gibi geliyor. O mahallenin çocuğu onları kurtarmaya gelmiş diyerek sandığa gidiyor. Erdoğan'a yapılan hakareti kendine yapılmış olarak görüyor. Yüz yüze iletişimde gerçekten başarılılar. Fakat dijitaldeki müşteri ne yazık ki Erdoğan ve AK Parti'nin ortaya koyduğu yaşam tekliflerinden çok uzaklar. O yüzden orada en örgütlü siyasi partilerden biri olmalarına rağmen kabul görmüyorlar. Troller botlar filan geçici. Kendi topluluğunu inşa edecek bir politikacı yok. Takipçi sayısının bir anlamı yok. O sayılardan en az yüzde 80'i sizin için militanlık, dijital havarilik yapmıyorsa o kitle bir işe yaramaz."

Yorum yaz