Gazeteci Küçükşahin: Parlamento yetkilerinin sınırlandığı bir döneme başladık

Gazeteci Şükrü Küçükşahin, Seyr-i Sabah programında dün ilk grup toplantılarına başlayan Meclis’e dair değerlendirmelerde bulundu. Küçükşahin, parlamentonun denetim ve gensoru etkisinin olmamasını, yetkilerinin sınırlanmasını eleştirdi.
Sitede oku

'Akşener ile Bahçeli adeta köşe kapmaca oynadı'
Başkanlık sistemine geçildikten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılışını gerçekleştirdi. Salı günü partiler ilk Meclis toplantıları gerçekleşti. Gazeteci Şükrü Küçükşahin, Seyr-i Sabah programına yaptığı açıklamalarda yeni dönemde meclisin denetim yetkisinin iyice kısıtlandığını, partilerin etkisinin yok edildiğini, ülkenin Meclis tarafından çıkarılmış kanunlarla değil kanun hükmünde kararnamelerle yönetildiğini söyledi. Küçükşahin, Meclis'in eski tarafsızlığını da yitirdiğini dile getirdi:

‘GRUP TOPLANTILARI SALI ATIŞMALARI OLMAKTAN ÇIKARILMALI'

Meclis mesaiye başlıyor
"40 yıldır siyaseti izliyorum. İtiraf edeyim demokrasi konusunda çok eleştiriler yaptık ama böylesi bir dönem hiç yaşamadık. Partilerin etkisinin yok edildiği bir dönem yaşanıyor. 16 Nisan referandumu ardından bu tablonun geleceğini biliyorduk. Parlamentonun artık bir denetim ve gensoru etkisi yok. Milletvekilinin bakanlara soru sorma yetkisi yok. Cumhurbaşkanı veto edince yasanın çıkması için 301 oy gerekiyor yeniden çıkması neredeyse imkansız. Parlamentonun yetkilerinin yok edildiği işlevinin sınırlandığı bir döneme girdik. Meclis başkanı Meclis açılış konuşmasında yasayı kendimiz çıkaracağız dedi ama öyle değil. Kanun hükmünde kararnamelerle ülke yönetilebiliyor. Öyle bir hukuki dönem yaşıyoruz ki kim anayasa mahkemesine gidecek veya oradan nasıl karar gelecek beli değil. Türkiye'de artık yasama yetkisi cumhurbaşkanlığının gücünün altında. Meclis denetleme gücünü kaybetti. Türkiye'de erkler ayrımı ortadan kalktı. Yasamanın iktidar çoğunluğu cumhurbaşkanlığı tarafından tek tek yazılıp milletvekili yapılmış adamlar. ABD'de başkan milletvekili ve senatör belirlemez.

Bu Meclis'in işlevi maalesef eski o beğenmediğimiz demokrasi dönemine göre bile gerilemiş durumda. Meclis'e her gidişimde içim sızlıyor. Cumhurbaşkanı gelecek diye bariyerlerle çevrili. Meclis o eski bağımsızlığını ve gücünü yitirmiş durumda. Bütün milletvekillerinin eli ayağı bağlanmış durumda. Muhaliflerin yapabileceği bir şey yok. Kavga gürültü. Sonuçta çıkan bir şey olmayacak. Parlamento Türkiye gündemine hakim olmalı. Salı günleri, Salı atışmaları olmaktan çıkmalı. Somut açıklamalar yapıldığı vizyon kürsüleri haline dönüşmeli. Ama birbirlerine her tür hakaretin yapıldığı bir zemin haline dönüştü. Liderler birbirlerini düşmanlaştırıyor. AKP iktidarında bu söylem tavan yaptı birbirlerine hain ve düşman diyebiliyorlar.

Yıldırım'dan TBMM İç Tüzüğü açıklaması: Yeni sisteme uyarlanmalı
Parlamentonun bütün yetkileri bitti. Bir konu muhalefet tarafından defalarca gündeme getirildi. Eskiden olsa savcılar harekete geçerdi. Medya yolsuzluklarla ilgilenmiyor. Medya ve yargıya bakarsanız Türkiye yolsuzluklardan arınmış bir ülke. Ama uluslararası raporlarda durum bunun tam tersi. Medyanın işlevi yöneten değil yönetilenden yana olmaktır. Mağdurdan yana olmaktır ama şu anda güçlüden yana. Müjde haberleri veriliyor sadece cumhurbaşkanından. 3 ayda 3 kez evde kullanılan doğalgaza yüzde 9'ar zam yapıldı bunlar bile medyada yer almadı. Araştırmacı gazetecilik bitti. 3. Havaalanı için 400'ün üstünde işçi gözaltına alındı. Medyada havaalanı çalışma koşulları için herhangi bir haber gördünüz mü? Çare topluma düşüyor. İktidar böyle bir medyayı tercih ediyor. Tek başına gazetecilerin direnmesi yetmiyor. Gazeteci gücünü halktan alır. Bizim gibi bağımsız gazeteciler sosyal medyada yeni bir ortam açmaya çalışıyor. Bu gazeteciler yaygın medya için bir denetim gücü haline geliyor. Medya kağıt zammı gibi çok ciddi sıkıntılarla da karşı karşıya. Burada en büyük görev bizi dinleyenlere düşüyor. Yeni mecralar yaratılması gerekiyor. Bağımsız gazeteciler olmazsa sıkıntı çeken sadece gazeteciler olmayacak."

Yorum yaz