TÜRKİYE

Atatürk tişörtü krizini değerlendiren Saymaz: O polis bunu 2000 Meclisi'nde yapamaz

Bir vatandaşın Atatürk resimli tişörtle TBMM'ye alınmamasını değerlendiren İsmail Saymaz, "O polis bunu 2000 Meclisi'nde yapamazdı. Oradaki polis kapıda türbanlıya saldırırdı" dedi. Afik Beki ise, "İktidar hem Atatürk karşıtlığı hem Atatürkçülüğü aynı anda sahiplenebilen bir noktaya geldi" ifadelerini kullandı.
Sitede oku

Atatürk tişörtü giyen kişi Meclis’e alınmadı
Cafer Darı adlı vatandaş Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafının bulunduğu tişörtüyle Meclis'e gitti ancak giriş kapısında polis tarafından durduruldu. Polis, Darı'ya üzerinde Atatürk'ün kalpaklı resmi bulunan, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' yazılı tişörtle Meclis'e giremeyeceğini söyledi ve tişörtünü çıkarması istendi. Cafer Darı da tişörtü çıkarıp polise verdi, çıplak vücuduna montunu giyip CHP grup toplantısına katıldı.

RS FM'de pazartesi ve çarşamba günleri 19.15'te yayınlanan Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki ile 'Söylemesi Bizden' programında Cafer Darı'nın Meclis'e Atatürk resimli tişörtün alınmamasına ilişkin değerlendirmeler yapıldı.

İSMAİL SAYMAZ: ATATÜRK TİŞÖRTÜNÜ BİR TÜR SİYASİ FLAMA KABUL ETTİLER

İsmail Kahraman TBMM logosundan Atatürk'ün sözünü çıkardı
'Söylemesi Bizden'in programcısı İsmail Saymaz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

"Atatürk tişörtünü bir tür siyasi flama kabul ettiler. Acaba o polis Atatürk fotoğrafı değil de Türk bayrağı baskılı bir tişörtle içeri bir vatandaş girseydi, yine engelleyecek miydi? Bunu mesela 2000 Meclisi'nde yapamaz o polis. Oradaki polis kapıda türbanlıya saldırırdı. Atatürk'ü ulusal kurucu bir lider değil, bir siyasi partinin sembolüne indirgeyen bir tavır var."

AKİF BEKİ: İKTİDAR HEM ATATÜRK KARŞITLIĞI HEM ATATÜRKÇÜLÜĞÜ AYNI ANDA SAHİPLENEBİLEN BİR NOKTAYA GELDİ

'Erdoğan Atatürk’ü, Cumhuriyet’i önemseyen yeni bir seçmen profiline yöneliyor'
'Söylemesi Bizden'in diğer programcısı Akif Beki de konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

"İktidar tahminlerin fevkinde bir manevrayla 15 Temmuz sonrasında Atatürkçülük ile sulh yaptı. Değme Atatürkçü'ye nal toplatacak tabiri caizse bir Atatürkçü söylem geliştirdi. Atatürkçülere Atatürkçülüğü anlatmaya, öğretmeye başladılar. Zamanın ruhu, Atatürkçülük ile iktidarın barışması ise bu iktidarın Atatürkçülük karşıtı geçmişten ve söylemden tümüyle vazgeçtiği feragat ettiği anlamına da gelmiyor. İktidar hem Atatürk karşıtlığı hem Atatürkçülüğü aynı anda sahiplenebilen bir noktaya geldi. Birbirine taban tabana zıt iki şeyi aynı anda temsil edebilen bir iktidar yeteneği ile karşı karşıyayız."

Yorum yaz