00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
09:31
9 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
13:00
5 dk
HAFTA SONU HALLERI
13:05
114 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
GÜNDEM DIŞI
Serhat Sarısözen'le Gündem Dışı 1. bölüm
16:05
51 dk
HABERLER
17:00
5 dk
GÜNDEM DIŞI
Serhat Sarısözen'le Gündem Dışı 2. bölüm
17:05
54 dk
HABERLER
18:00
5 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
10 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
9 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
13 dk
TARİHTE BUGÜN
17:47
3 dk
HABERLER
18:00
10 dk
HABERLER
19:00
8 dk
SESLİ HABER
19:29
2 dk
SESLİ HABER
19:46
2 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘Tucker Carlson’ın Putin röportajı hayırlı oldu. Batılılar için yalan söylemek olağan hale gelmişti’

Trump'ın NATO çıkışı ve Avrupa'da panik havası
Abone ol
Emin Gürses’e göre Tucker Carlson’ın Putin ile röportajı hayırlı bir iş oldu. Batı kamuoyunun Ukrayna barışını Boris Johnson’ın sabote ettiğini bile bilmediğini belirten Gürses, Rusya’nın aksine Batı’da yalan söylemenin olağan hale geldiğini söyledi. Gürses, Putin’in ABD’de finans sermayesinin gücüne dikkat çekmesinin isabetli olduğu görüşünde
Ukrayna rejiminin müdahalesiyle Fox Nexs’tan kovulduğundan bu yana ABD ana akım medyasından daha fazla takip edilir hale gelen Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’ın Rusya Federasyonu ziyareti ve Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı röportaj tüm dünyada yankılandı. Batılı medya ve siyaset elitleri ise Tucker Carlson’ı doğrudan savaşta olmadıkları bir ülkenin lideriyle röportaj yaptı diye yerden yere vurdular. Putin’in söylemlerinin cımbızlanarak yansıtılması alışkanlık halini almışken, söyleşinin Carlson gibi bir isim tarafından bu şekilde yapılması adeta histeriye yol açtı.
Putin’in Rusya Federasyonu’nun Batı Ve NATO ile iyi niyetli tüm girişimlerinin çeşitli dalaverelerle karşılaştığını anlattığı röportajın girişimde Rusya ve Ukrayna haklarının ‘aynı halk’ olduklarını ve tarihte kimi dönemlerde ayrılıklar yaşayıp birleştiklerini anlattığı bölüm, abartılarak güncel mesajlarına doğru düzgün yer verilmedi. Örneğin; özel harekatın başında Mart 2022’de İstanbul’da Ukrayna ile hazırlanan taslakta ‘denazifikasyon’ hedefinin bulunduğu, anlaşma fırsatını eski Britanya Başbakanı Boris Johnson’ın Kiev’e giderek bizzat sabote ettiği ve Moskov’nın Kiev çevresinden Fransa ve Almanya liderlerinin ricası üzerine anlaşmaya fırsat tanımak üzere çekildiği gibi detaylar sunulmadı bile.
Söyleşiyi izledikleri anlaşılan Almanya lideri Olaf Scholz ve Britanya Başbakanı Rishi Sunak, ‘gülünç’ gibi tabirler kullanırken, ‘yalancılığı’ yüzünden başbakanlık koltuğundan olmuş Boris Johnson Putin’in anlattıklarını ‘yalan’ diye nitelendirdi.
Tüm bunlara karşılık Rusya liderinin 60 soruyu yanıtladığı 2 saati aşkın süren röportaj sosyal ağlarda milyonlarca insan tarafından izlendi, farklı dillerden altyazılı tercümelerle dünyaya yayıldı.
Vladimir Putin’in Tucker Carlson ile yaptığı röportajı, Batı medyası ve siyasi elitlerinin tutumunu, söyleşinin Avrupa’dan Ortadoğu ve Asya’ya sarsıntılar içindeki dünyadaki yankılarını, siyaset bilimci Prof. Dr. Emin Gürses ile konuştuk.

‘Batı kamuoyun Ukrayna barışını Boris Johnson’ın engellediğini bilmiyordu’

Prof. Emin Gürses’e göre, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Amerikalı gazeteci Tucker Carlson ile yaptığı röportajın en önemli üç mesajı ‘Batılı siyasi elitlerin genişlememe vaatlerini tutmamış olması, sürekli yalan söylemesi ve eski Britanya Başbakanı Boris Johnson’ın baltaladığı Ukrayna barışı:

“Putin birkaç tane önemli mesaj verdi. Bir, ‘Bize söz verdiler. NATO genişlemesi duracak. Rusya ile iyi ilişkilerimiz olacak ve güvenlik sisteminin içine Rusya’yı da dahil edeceğiz diye söz verdiler’ diyor. İkincisi, çatışmaların 2022’de başladığı teziyle yalan söylemeleri. Putin, hep yalan söylediklerini vurguluyor. Üçüncüsü, İstanbul’da 2022’de Ukrayna ile anlaştıklarını, daha sonra İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın araya girip barışı engellediğini söylüyor. Batı kamuoyu bunu bilmiyor. Nasıl ki Amerikalılara ‘Hindistan nerede?’ diye soruyorsunuz, bilmiyorlar. Güney Amerika’yı gösteriyorlar. Onun gibi. Batı, halkının bunları bilmesini istemiyor. Bugün baktım. Geçmişte çalıştığım The Guardian’da bile gördüm ki orası 1821’lerde kurulmuş bir sendika gazetesi. Bunlar bile Putin’e saldırıyor. Tucker Carlson diyor ki ‘Soru sordum, cevap verdi’. Siz de cevaplar için ‘yanlış’ deyin.

Kuzey Akım-2 ve 1 boru hatlarının patlatıldığı günün daha gecesi biz söyledik. Denizaltında boru hattı birkaç yüz metre boyunca tahrip olmuş. Bu sıradan bir patlayıcıyla olmaz. Bunu İngiliz ve Amerikan istihbaratları, sualtında insansız araçlarla yaptı. Birkaç gün evvel İsveç hükümeti, Kuzey Akım sabotajlarıyla ilgili araştırmlara son verdiklerini açıkladı. Niye son veriyorsunuz? Çünkü arkasından kendi adamları çıktı. Arkasından Rusya çıksa son verirler miydi? Açıklama yaparlardı.”

‘Rusya’nın Batı gibi bir yalan-propaganda aracı ve sistemi yok’

Prof. Gürses, Putin’in röportajının gerek Batı’da gerekse Ukrayna’da ciddi bir etki yaratma potansiyeline sahip olduğu görüşünde. Carlson’ın sorularını sorduğunu, Putin’in de kendi bakışlarını aktardığını belirten Gürses, Rusya’da Batı’daki gibi bir yalan-propaganda sistemi olmadığını, Batılılar için ise yalan söylemenin artık olağan hale geldiğini belirtti. Gürses, Batı medyasında giderek tek sesli hale gelen manşetlere dikkat çekti:

“Putin’in bu röportajı Batı’da önemli bir etki yapacak. İnanıyorum ki Ukrayna’da da bir etki yapacak. Bu çok hayırlı bir iş oldu. Putin, ‘Eğer söylediklerime yalan diyorlarsa, şahitlerim var. Clinton’a sorun’ diyor. İsim veriyor. Sorulara cevap verdi fakat Rusya’nın tıpkı Batı gibi bir yalan-propaganda aracı ve sistemi yok. Onu bilmiyorlar Batı’da. Yani Batı’da yalan söylemek böyle olağan. The Guardian bunu yazdığına göre ipin ucu kaçmış demektir. Zaten Amerika’daki NYT, Washington Post gibileri saymıyorum. Öyle bir saldırı var ki...

BBC, internet sitesinde saldırmak için özel sayfa yapmış. Bu röportaja saldırmak ve ‘yalan’ demek için özel hazırlanmış. İngiltere’nin eski başbakanı işin içinde çünkü. Boris Johnson çıkıyor, söylenenlere ‘yalan’ diyor. İnsanda biraz ar olur. Ar damarı onlarda yok sanırım. Hep derim. Mehmet Akif Ersoy sıradan bir şey söylememiş. ‘Emperyalizm tek dişi kalmış canavar’ diyor. Saldırıyor ama etkili olamıyorlar. Putin ne diyor? ‘Rusya’yı yenmeleri mümkün değildir’ diyor. Bu savaş büyürse, bir savaş bulur da NATO’nun 5. maddesi falan derlerse o zaman ahirette görüşürüz artık.”

‘Avrupa’da kazanımlarımızı sağa kayarsak daha iyi koruruz diyorlar’

Gürses’e göre İngiltere’nin Rusya karşıtı politikalarının temelinde, tarihsel düşmanlık ve Bolşevik Devrimi yatıyor. Gelişmiş Batı ülkelerinde halkın ekonomik durgunluğa tepki olarak kazanımlarını korumak için radikal sağ fikirlere kaydığını söyleyen Gürses, Almanya’daki AFD karşıtı yürüyüşün de Amerikan istihbaratı tarafından tertiplendiği görüşünde:

“İngilizlerin, Ruslar ile bir intikamı var. Onların düşmanlığını anlamak mümkün. 1919’un mayıs ayında Chruchill’in mecliste gizli toplantısında bir sözü var. ‘Bolşeviklik bir çocukluk hastalığıdır, beşiğinde boğulmalıdır’ diyor. Aynı zihniyet devam ediyor. British Library arşivinde buldum bu konuşmayı. Bu zihniyet değişmedi. Rus soylularının tasfiye edilmesine İngiltere kraliyet ailesi çok kızdı. Çünkü onlar kuzenleriydi.

Bir de Almanya var. Almanya’da ufak bir kıpırdanma oldu. Hemen ‘Irkçılar iktidara geliyor’ dediler. Hemen Alman halkını korkutmak için 60 bin kişilik yürüyüşe izin verdiler. Bunu da Amerikan istihbaratı tertipledi. Alman istihbaratı diye bir şey yok biliyorsunuz. Almanya tamamen Amerika’nın kontrolünde. Ama Almanya’da bu gidiş, iyi gidiş değil. Almanya’nın kalkınma oranı yüzde eksi 0,3 oldu. Alman ekonomisi sıkıntı içinde.

Avrupa ekonomisi genel bir sıkıntıya giriyor. Ne yapacaklar? Toplumu nasıl kontrol edecekler? Avrupa’da sıkıntılar arttığı zaman, gelişmiş sanayi ülkelerinde radikal sağ her zaman daha çok öne çıkıyor. Onların kazanımları var. ‘Kazanımlarımızı sağa kayarsak daha rahat koruruz’ diyorlar. Topu kime atıyorlar? Yabancıların ülkeye girişine atıyorlar. Topu yabancılara atmak daha kolay.”

‘Amerikalıların Almanya’yı batırma projeleri var. Fransa’yı da Afrika’dan kovuyorlar’

Gürses’e göre ABD-İngiltere’nin öncülüğünü yaptığı Anglosakson ittifakı Almanya’yı batırmak istiyor. Anglosaksonların on yıllardır Ukrayna’daki nazilerle bağlantıları olduğunu belirten Gürses, aynı ittifakın Fransa’yı da Afrika’dan kovmakta olduğuna işaret etti:

“Bu savaş dediğimiz gibi gidecek. Ukrayna masaya oturacak. Savaş başladığı zaman biz Dışişleri Bakanlığı’na söyledik. ‘Ukrayna lideri ile konuşun. Kırım, Rus donanması için çok önemli bir yer. 49 yıllığına burayı Ruslara kiralasınlar. Zaten 49 yıl sonra dünyada donanma kalmayacak, başka şeyler çıkacak’ dedik. Ama bu işi İngilizler bozdu. O zaman da söyledim. Ben 1972 sonrasını biliyorum. İngiltere’nin, 1972’den beri Ukrayna’daki Naziler ile bağlantıları var. Daha önceden de olduğu söyleniyor n. 1972’deki bağlantıyı arşivlerden buldum. Demek ki 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bu ilişkileri sürdürdüler.

Ama Avrupa artık tıkandı. Amerika’nın İngiltere ile beraber Almanya’yı batırma projesi vardı. Fransa’yı da biliyorsunuz Afrika’dan kovuyorlar. Afrika’daki Fransa karşıtı bütün hareketleri kontrol eden ABD ve İngiltere istihbaratlarıdır. Mesela Nijer’in kuzeyindeki şirketler, Fransa devletinin elindeydi. Devlet şirketleri. Uranyum çıkarıyorlardı. Amerikalılar hemen burada bir ayaklanma çıkartıp Fransızları kovdular, sonra uranyuma el koydular. Fransızları cezalandırıyorlar. Macron ne demişti? ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’. Ondan dolayı cezalandırdılar. Fakat Almanya’nın gidecek bir yeri de kalmadı.

Putin diyor ki bu röportajında, ‘Polonya üzerinden boru hattı var. Hadi diyelim Kuzey Akım patladı. Polonya’dan boru hattı var. Polonya’daki boru hattını niye talimat verip kapattılar? Avrupa’ya doğalgaz vermeyelim diye kapattılar. Daha pahalı gazı Amerika’dan getiriyorlar.”

‘Serbest ticaret olursa Çin bütün Batı’yı ele geçirir’

Rusya liderinin ‘Batı’nın asıl Çin’den çekindiği’ tespitini doğru bulan Gürses, Batı’nın Rusya’nın ardından Çin’i engelleme hesabı yaptığını anımsattı. Gürses, Batılıların Çin ile ne yapacaklarını bilemez halde olduklarını söyledi:
“Dünya şaşırmış durumda. Putin çok mühim bir şey söyledi. ‘Asıl Çin’den korkuyorlar’ dedi. Dünya ekonomisini ele geçiriyor Çin çünkü. Çin’e bir bahane de bulamıyorlar. Ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ama olmuyor. Çin’i engellemek Batı’nın asıl hesabı. Rusya’nın askeri olarak burnunu sürtmek istediler. Süründürmek için bunu yaptılar. Ama Almanya’yı da batırdılar. Almanya ve Rusya’yı beraber tasfiye etmek için bu işi yaptılar. Brexit yani İngiltere’nin AB’den çıkışı da bu işin başlangıcı oldu. Ki Almanya olmasa, AB zaten olmaz. Putin uyarıyor tabii. Çin’i ne yapacaklar? Çin’den nasıl kurtulacaklar? Çünkü serbest ticaret, kapitalizmin temeli. Serbest ticaret olursa Çin bütün Batı’yı ele geçirir. Çünkü üretimi kaliteli ve daha ucuz. Yarı fiyatına üretiyorlar.”

‘Araplar Mısır olmadan İsrail’e bir şey yapamazlar’

Gazze’deki son gelişmelere dikkat çeken Gürses, Mısır’ın tehdidinin İsrail’i korkutacak denli ciddi olduğunu vurguladı:
“Bu arada Gazze’yi de unutmayın. İsrail, Mısır’a kapıları açması için baskı yapıyor. Mısır da Camp David mutabakatından çekileceği tehdidinde bulundu. Camp David 1978’de imzalandı. Dönemin Mısır, İsrail ve ABD başkanları arasında imzalandı. 1979 martında da İsrail ve Mısır barış yaptı. Bu ihtimal İsrail’i çok korkutur. Çünkü İsrail, Mısır’ı yanına çekerek, Arap kampını yalnız bıraktı. Araplar yalnız kaldıkları için İsrail’e bir şey diyemiyorlar. Mısır olmadan İsrail’e bir şey yapamazlar.”

‘Trump, Pentagon ile kavga edebilir mi? Ederse malını mülkünü elinden alırlar’

Rusya liderinin ABD’de kimin iktidara geldiğiyle ilgilenmemesini haklı bulan Prof. Gürses, Amerikan siyasetini ve ekonomisini yöneten finans sermayesinin gücüne dikkat çekti:
“Putin, Trump’ın gelişiyle ilgili de konuştu. ABD içinde bir elit takım var. Bu finans kapitali. Amerika’da birçok devlet kurumu var ama savaşların devamını finans kapitali istiyor. Putin, ‘Yönetim değişse bile ABD’de Savunma Bakanlığı ne diyecek?’ diyor. Trump, Pentagon ile kavga edebilir mi? Ederse malını mülkünü elinden alırlar. Zaten eğer böyle bir izlenim görürlerse, Trump’ın mutlaka bir açığını bulup, bir aylığına hapse atıp, seçimden sonra çıkarırlar. Ama Trump zaten içe kapanma, yatırımları ABD’ye taşıma girişiminde bulunmuştu. Ama finansı elinde tutan bir elit var, Putin’in dediği gibi. Onlar bu işlere karşı çıkıyor. Biden gelmiş, Trump gelmiş fark etmiyor. Onların farklı hesapları var.”

‘Netanyahu’ya Hitler deyip hapse atarlar. Yahut kalp krizinden gider’

Amerikan finans elitlerinin Gazze savaşının da arkasında olduğunu belirten Gürses, gerektiği takdirde İsrail’in imajının düzeltilmesi için bütün suçun Netanyahu’ya yıkılabileceğini kaydetti:

“Bu elit, İsrail-Hamas savaşını çıkardı. İngilizler bu işten çok memnun. Oradaki arkadaşlarla konuşuyoruz. İsrail’in dünyada prestiji gitti. Çok yıprandı. İsrail bunu yeniden inşa etmek istiyorsa çok çaba harcamalı. Ne yaparlar? Netanyahu’ya ‘Sen Hitler’sin, tüm kötülükleri sen yaptın’ derler. Onu atarlar hapse. Yahut kalp krizinden gider. Veya Amerika’ya gönderirler. İsrail’de ondan kurtulup ‘Biz temiziz’ diyebilirler. Birine suçu atarlar.

Uluslararası sistemde İsrail çok zor durumda. Amerika’dan dahi aykırı açıklamalar geliyor. Çünkü ABD, İsrail’i koruyayım derken kendisi de dünyadan dışlanacak. Carter doktrininde var bu ama kendisine zarar gelmemesi için çatlak sesler çıkarıyor. ‘Çocuklar ölüyor’ diyor. İleride ‘Biz uyardık’ diyecekler.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала