00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
08:00
7 dk
HABERLER
09:00
8 dk
HABERLER
10:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
13:00
5 dk
DÜNYADA 1 MAYIS
13:13
5 dk
1 MAYIS TAKSİM OLAYLARI
13:31
21 dk
HABERLER
14:00
7 dk
HABERLER
15:00
6 dk
MÜZİĞİN EFSANELERİ
15:25
10 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
6 dk
HABERLER
18:00
5 dk
HABERLER
19:00
6 dk
1 MAYIS TAKSİM OLAYLARI
21:04
21 dk
DÜNYADA 1 MAYIS
22:04
5 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
07:00
1 dk
SEYİR HALİ
Ali Çağatay'la Seyir Hali
07:01
119 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
09:00
1 dk
YERİ VE ZAMANI
Güçlü Özgan'la Yeri ve Zamanı
09:05
114 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
11:00
1 dk
YAZI - YORUM
Fethi Yılmaz'la Yazı - Yorum
11:05
55 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
12:00
1 dk
GÜN ORTASI
Okan Aslan'la Gün Ortası
12:05
85 dk
HABER MASASI
Selin Yazıcı, Aslı Kahveci ve Serkan Baştımar'la Haber Masası
13:30
35 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
Serhat Ayan'la Yapay Zeka Günlüğü
14:05
55 dk
ANKARA FARKI
İsmet Özçelik'le Ankara Farkı
15:02
58 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

'ABD'nin çip duvarları bütün dünya için büyük risk'

'ABD'nin çip duvarları bütün dünya için büyük risk'
Abone ol
Mehmet Kıvanç’a göre, son dönemde siyasi ve askeri cephede ABD’nin Çin’e baskısının fragmanları izlendi. Biden yönetiminin yarı iletken ve çip teknolojisinde Çin’i dışlayacak kısıtlamalarına atıf yapan Kıvanç’a göre ‘Çip duvarları’ dünya için büyük risk. Kıvanç, ‘Teknolojide cin şişeden çıktı, yeniden şişeye sokmak da mümkün değil” vurgusu yaptı.
ABD yönetimi yetkilileri ve kamuoyunda Ukrayna üzerinden Rusya ile tutuşulan kapışmanın ardından Çin Halk Cumhuriyeti’yle çatışma olasılıkları da giderek daha yüksek sesle dile getirilir oldu. Özellikle Çin’in ekonomik alanda ABD’yi sollamaya başlaması kaygıları, küreselleşmeye öncülük eder hale gelen Pekin yönetiminin ABD’nin tek kutuplu hegemonyasına itiraz bayrağı açması, tartışmaları körüklüyor. Beyaz Saray, nisan sonunda Çin yönetimine yönelik ‘benzeri görülmemiş kısıtlamalar’ açıklayacağını duyurmuş durumda. ABD açısından en öne çıkan tema ise Çin’in teknolojik ilerlemesine set çekmek, özellikle yarı iletkenler ve çip üretimi alanında Çinlileri sınırlandırmak olarak ifade ediliyor.
Gelişmeleri ABD-Çin kapışması ve çip gerilimine dair yeni bir belgesel hazırlayan Harici Medya Grubu’ndan Mehmet Kıvanç ile konuştuk

‘Askeri gerilimin fragmanlarını gördük’

Mehmet Kıvanç’a göre Biden yönetimi Asya-Pasifik’te baskılarının dozunu giderek artırıyor. Kıvanç, yarı iletkenlerle ilgili meselenin perde arkasında özellikle son bir yılda yoğunlaşan gerilimin siyasi, ekonomik ve askeri resme atıfta bulundu:
“Yarı iletkenler konusuna gelene kadar açmamız gereken bir dizi askeri, ekonomik ve siyasi konu var, üçü de birbiriyle ilişkili. Her birisi de ABD-Çin ilişkilerinin neden bu kadar gerildiğini anlamamıza vesile olabilir. Askeri bakımdan zaten Tayvan Adası, Hint-Pasifik ve Güney Çin Denizi bu alanlardaki ihtilaflara ya da sorunlara ilişkin ABD’nin ciddi bir baskısı olduğunu söylemek mümkün. Pelosi’nin Tayvan Adası’na yaptığı ziyaretle askeri gerilimin nerelere varabileceğinin küçük fragmanını görmüş olduk. Biden yönetiminin AUKUS adı verilen Avustralya, İngiltere ve Fransa’yı da dışlayarak kurmuş oldukları nükleer tahrikli denizaltılarını Avustralya’ya vermesini de içeren, Çin’in de şiddetle tepki gösterdiği yeni bir askeri pakt kuruldu. Bu yine başka bir göstergeydi. Yakın dönemde olan bir şey var. Güney Çin Denizi, Filipinler bir ada ülkesi ve dört yeni askeri üs bölgesine Amerikan askerlerinin konuşlanmasını öngören yeni anlaşmalar yapıldı. Amerikan ordusuyla Filipinler ordusu bu anlaşmadan sonra büyük bir askeri tatbikat yaptı. Bunlar gördüğümüz gerilimin fitilinin daha da ısındığını gösteren gelişmeler.”

‘Asya-Pasifik ülkesiyiz diye kendi güvenlik paradigmalarının en tepesine kocaman yazmış durumdalar’

Dünya son bir yıldır Ukrayna krizine kilitlenmişken, Kıvanç, hem ABD’li yetkilileri hem de NATO düzeyinde Çin’in açıktan hedef alındığını vurguladı. Kıvanç, ABD’nin genelde Ortadoğu’yu işgal eden ülke olarak görüldüğünü ancak Amerikan müesses nizamının stratejik dokümanlarında kendilerini ‘Asya-Pasifik ülkesi’ olarak tanımladığını anımsattı:
“Dünya son bir yıldır Rusya-Ukrayna krizine kilitlenmişti. Burada da ABD’nin Çin’e yönelik baskısı var. Ukrayna’daki Rusya’nın özel askeri operasyon diye adlandırdığı süreçte Amerikan tarafı Çin’e, ‘Siz destek vermeye hazırlanıyorsunuz, bunu yapmayın, çok ağır sonuçları olur. Hem NATO düzeyinde hem ABD tarafı yetkilileri Çin’e yönelik sık sık böyle uyarılar yapıyor. Zaten Biden yönetimi iş başına gelir gelmez ilk G7 zirvesinde birkaç fotoğraf verdiler ve Atlantik ittifakının verdiği fotoğrafın altına da müttefiklerle birlikte masaya geri dönmek olarak tanımladılar. Bu şekilde de özetlemek mümkün. Amerikan yönetiminin geçtiğimiz yıl yayımladığı hem Amerikan deniz kuvvetlerinin strateji belgesinde hem de Biden yönetiminin yayımlamış olduğu 2022 Ekim ayındaki ulusal güvenlik dokümanında şu çok kritik; Biz ABD’yi Irak veya Suriye’yi işgal ederken görüyoruz. Ancak onlar kendilerini şöyle tanımlıyorlar; ‘ABD bir Asya-Pasifik ükesidir’. Yazdıkları strateji dokümanlarında tek tekrar ettikleri cümle bu. Dolayısıyla ABD’yi değerlendirirken kendilerine yönelik bu tanımlamayı sıklıkla hatırlamamız lazım; ‘Biz bir Asya-Pasifik ülkesiyiz’ diye kendi güvenlik paradigmalarının en tepesine kocaman yazmış durumdalar. Avrupa ve Ortadoğu ile kurdukları ilişkiler ya da Rusya-Ukrayna krizinde aldıkları tutumların her birisi aslında Amerikan büyük politikasının yani bir Asya-Pasifik ulusu olma gerçeğinin altını dolduracak şekilde ABD tarafından tanımlanıyor. Bütün bu askeri gerilimleri Amerikalılar şöyle çözmeye çalışıyor; Çin’i yalnızlaştırarak. Zaten bu sır değil, açıkça da söylenen şeyler. Bu yalnızlaştırma durumu da örneğin en büyük nükleer güce sahip olan Rusya’nın da mümkün olduğunca Asya-Pasifik’ten uzak tutulması şeklinde genel bir yaklaşımları var.”

‘Demokrasi-otokrasi söylemi icat ettiler’

Kıvanç ABD yönetiminin Rusya’yı da mümkün olduğunca Asya-Pasifik’ten uzak tutmaya çalıştığını vurgularken, ekonomik ve siyasi cephede de klasik ‘demokrasi-otokrasi’ ikiliğine başvurulduğunu anımsattı:
“Ekonomide ve siyasetteki diğer kriz başlıklarına da bu çerçeveden baktığımızda daha anlaşılır oluyor. Siyasi bakımdan başka bir kavram var. Demokrasiler ve otokrasiler, böyle bir söylem inşa etti. Zaten ABD’nin klasik söylemidir. Çin’e karşı olan Amerikan politikasında bunu sıklıkla görüyoruz. Biden iş başına gelir gelmez demokratik uluslar toplantısı icat etmişti; Otokrasilere karşı yeni dönemde müttefiklerle beraber karşı duracağız’. Bunun da altını Çin özelinde şöyle dolduruyor; Tibet’teki sorunlar, Hong Kong’taki olası bazı hassasiyetler, Sincan-Uygur Özerk Bölgesi’ndeki meseleler, Tayvan Adası’nın ABD’nin de kabul etmiş olduğu yasal statüsünü aşındıracak birtakım siyasi girişimler, siyasi bakımdan da böyle bir söylem inşa ettiğini söyleyebiliriz.”

‘ABD’nin Çin’i bu sistemden dışlaması, aynı zamanda kendisini de tecrit etmesi anlamına gelecek’

ABD’nin Trump döneminde de ekonomik olarak Çin’e hedef aldığını söyleyen Kıvanç’a göre, asıl son altı ayda Biden yönetiminin attığı adımlar ekonomik kuşatmanın kısa vadede daha da şiddetleneceğine işaret ediyor. Ancak Kıvanç, Biden yönetiminin özellikle Tayvan TSMC üzerinden attığı adımlarla Çin’i çip teknolojisinden etme stratejisinin yine kendisini vuracağı görüşünde:
“Ekonomik başlıkta Trump döneminden başlayan ticaret savaşları. Ama bunun altında en önemli gündem maddesi olarak da yarı iletkenler, nadir metaller ve çip endüstrisine ilişkin çok ciddi kısıtlamalar; yavaş yavaş su ısınıyordu, son birkaç yıldır bunun işaretleri vardı. Ama son 6 ayda Amerikan yönetiminin attığı adımlarla da ekonomik kuşatmanın kısa vadede daha da şiddetleneceği, Çin’e yönelik ciddi bir ekonomik baskı yönünde Washington’a hazırlıklar içinde olduğunu söylemek mümkün. Pelosi’nin ziyaretini konuştuk. Çin buna askeri bir tatbikatla yanıt verdi. İşin biraz bu boyutu görüşüldü. Ancak Pelosi’ninki çok önemli de bir ziyaret. TSMC adında Tayvan ve dünyanın bir numaraları çip üreticisini ekiple bir araya geldi. Tam da Pelosi ziyareti öncesi Amerikan Kongresi, çiple ilgili Çin’e yönelik kısıtlamaları içeren bir dizi kararı almıştı. Pelosi ziyaretini bitirdikten sonra da Biden imzaları attı ve bu çiple ilgili kısıtlamalar daha da derinleşti. ABD’nin Çin’i bu sistemden dışlaması, aynı zamanda kendisini de tecrit etmesi anlamına gelecek. Batı basınına baktığımızda bu yönde çokça yorum görmek mümkün. Örneğin Bloomberg’in yaptığı bir değerlendirme vardı, onlar da ABD’nin Çin’i kısıtlamak için geç kaldığı tespitinde bulunuyorlar. Amerikalılar bundan 30 yıl önce böyle bir şey yapsaydı o zaman belki başarılı olabilirdi. Teknolojide cin, şişeden çıkmış durumda, bu cini yeniden şişeye sokmak da mümkün değil. Ancak yavaşlatma yönünde ABD bu yaptırımlarla bir nebze başarılı olabilir. 2019’da Huawei şirketine yapılan baskılar ve o şirketlerin bazı teknolojik Google uygulamalarını indirememesi gibi sonuçlar, o şirketin Pazar payında bir azalmaya neden oldu.”

‘Hiçbir şirket, hiçbir ulus ya da ülke tek başına bu çip üretimini yapamıyor’

Kıvanç, ABD yönetiminin eylemleriyle Tayvan’a da zarar verdiğini vurguladı. Yarı iletken çip üretiminde Çin’den nadir elementler, Hollanda gibi ülkelerin özel lazer sistemleri, ABD’nin tasarımları ve Tayvan’ın da montajda rol oynadığını vurgulayan Kıvanç, pazarının büyüklüğünün 550 milyar dolardan 1.5 trilyon dolara çıkmasının beklendiğini belirtti. Bu koşullarda ABD’nin Hollanda’yı Çin’e yaptırıma sevk ettiğini söyleyen Kıvanç’a göre Pekin yanıt verirse, bu durumdan bütün dünya zarar görecek:
“Tayvan, Çin’in parçası. Amerikan mantığıyla baktığımızda şu ortaya çıkıyor. Amerikalılar aslında yaptıkları bu eylemlerle Tayvan’a da zarar veriyorlar. Eğer Amerikan Atlantik sistemi içerisindeki G7 ortakları bu yaptırımları takip ederse, kendi müttefiklerine ciddi ekonomik kayıp yaşatacaklar. Çünkü Çin büyük bir pazar. 2022 yılında dünyada 550 milyar doları aşkın bir yarı iletken çip pazarı büyüklüğü oluştu. 2030 ve 2035’lere doğru bu büyüklüğün 1.5 trilyon dolara kadar yükselmesi bekleniyor. Bu büyük ekonomik pastanın üzerinde ciddi de bir rekabetler. Bu işin ekonomi boyutu. Burada Hollandalı şirket var, yine çip üretiminde kullanılan özel lazer sistemleri ve bunun makinesini yapıyor. Çok ayrıntılı bir teknoloji bu. Hiçbir şirket, hiçbir ulus ya da ülke tek başına bu çip üretimini yapamıyor. Çinliler bir kısmını yapıyor ve nadir elementleri sağlıyor. Tayvan bu işin montajında iyi. Amerikalılar ise çip tasarımında öne geçmiş durumda. Hollandalı şirket ise çiplerin üretildiği makinenin üretiminde çok öne geçmiş durumda. Ne kadar ayrıntılı bir iş olduğunu şuradan pay biçebiliriz. Hollandalı şirket, 457 bin 329 parçadan oluşan bir makine yapıyor. Bu her bir parça farklı şirketler tarafından üretiliyor. Şimdi Amerikalılar bu şirketlere, ‘Eğer siz bu yüksek teknolojileri Çinlilere verirseniz yaptırıma uğrayacaksınız’ diyor. Geçen ay Hollanda’da Çin’e yönelik yaptırımları genişleteceğine yönelik karar alınmıştı. Ancak o kadar iç içe geçmiş bir sistem ki Çin sert bir yanıt verecek olursa dünyadaki ekonomik sistemi çok ciddi sarsılacağını söylemek mümkün.

‘Çin’in zaman satın alma ve barışı koruma gibi bir mecburiyeti var. Amerika’nın böyle bir derdi yok’

Çin’in son yıllarda çip tasarım ve üretimine büyük yatırımlarına atıfta bulunan Kıvanç, bugün dünyadaki çip üretiminin yüzde 75’inin Asya’dan karşılandığını, bu alanda çıkacak krizin ise herkesi etkileyeceğini vurguladı. Çin’in üretim odaklı düşündüğünü ve barışa ihtiyacı olduğunu belirten Kıvanç, ABD’nin ise böyle bir derdinin bulunmadığının altını çizdi:
“Çin, bu zincirde şu an tasarım ve üretim anlamında çok ciddi yatırımlar yapıyor. 2012 ile 2021 arasında sadece 150 milyar dolarlık yatırım yaptı. 52 çip fabrikasını faaliyete geçirdi. Bu çok zor bir hedef. Bir domates, salça fabrikası değil bu. Bir fabrikanın hayata geçmesi birkaç yılı bulabiliyor. Çin önümüzdeki dönemde de çip sektörüne yönelik 140 milyar doları aşan yeni yatırımlar yapacak. Çin’in mantığı şu; ‘Madem ben yaptırımlarla karşılaşıyorum öyleyse kendimi bu alanda olabildiğince yetkinleştirmeliyim’. Çin bu şekilde yanıt vermeyi tercih ediyor. Eğer Çin de Amerikan tarzı bir yanıt verecek olursa dünyadaki çip üretimi, şu an bağlantı yaptığımız telefon, radyodaki teknik aletler, dijital sistemlerin tamamında çok ciddi arızalar çıkacak. Yedek parçalara, farklı çiplere erişim isteği olacak, bunlar karşılanamayacak. Çünkü dünyadaki çip üretiminin yüzde 75’ini Asya karşılıyor. Bunun da çok önemli bir bölümü Çin, Tayvan, Güney Kore, Japonya üçgeninde üretiliyor. Burada çıkacak bir kriz ve Amerikalıların Çin komitesinde yapmış oldukları çılgın senaryonun gerçekleşmesi durumunda bugün arabalardan evdeki miksere aklımıza gelecek her şeye tüm bu üretim sistemi felç olabilir. Ancak Çin’in de çıkarına olan bir durum değil. Çünkü Çin ekonomisini üretmeye adamış bir devlet. Ürettiklerini de dünyaya satmak isteyen bir devlet. O nedenle Çin’in zaman satın alma ve barışı koruma gibi bir mecburiyeti var. Amerika’nın böyle bir derdi yok. Onlar en azından bu cini şişeye sokamadıkları için, bu gelişmeyi acaba yavaşlatabilir miyiz şeklinde bir strateji güdüyorlar. Ancak Çin’in vereceği yanıtın uzun vadeli olduğunu da söylemek gerekiyor.”

‘ABD aslında Çin’in askeri bakımdan da gelişimini sekteye uğratmak için bu yaptırımları yapıyor’

Kıvanç’a göre, ABD yönetimi bu yaptırımları Çin’in askeri gelişimini sekteye uğratmak için uyguluyor. ‘Çip duvarı’ başlığıyla hazırladıkları belgesele de atıf yapan Kıvanç, Türkiye’nin Çin’den Telekom altyapısı için teknoloji alan bir ülke olarak zorlamalarla karşı karşıya kalabileceğinin altını çizdi:
“Çin’e ilişkin 10 yıl önce kalitesiz ürün üreten bir damgalama vardı. Ama Made in China, Şi’nin ilan ettiği bu planla birlikte yüksek teknoloji ülkesi olma, teknolojiyi üreten ülke olma hedefini zaten Çin Halk Cumhuriyeti önüne koymuş durumda. ABD yaptırımları oldu diye değil. Zaten Çinliler yıllar öncesinden çalışıyorlar ve ciddi devlet teşvikleriyle bu sektöre yatırımlara devam ediyorlar. Bunlar ise Çin’in bu yöndeki çabası daha da teşvik edici bir sonuca neden olacak gibi. Araplar pandemi döneminde bulamayınca ‘Aa böyle bir şey varmış’ dedik. Aslında çok temel bir şey bu. Savaş sanayinde yapılan uçaklar, ABD aslında Çin’in askeri bakımdan da gelişimini sekteye uğratmak için bu yaptırımları yapıyor. Bütün ülkeler bu tehditle yüz yüze. Biz de buna dikkat çekmek için bir belgesel hazırladık ve adını ‘Çip duvarları’ koyduk. Millet İttifakı’nın seçim programına da girmiş. Aslında bu konuyu Türk kamuoyunun da konuşmaya başlaması gerekiyor. Amerikalılar mutlaka tıpkı Ukrayna’da yaptıkları gibi kriz derinleşirse, Türkiye’nin de içinde olduğu bütün ülkeleri bir taraf seçmeye zorlayabilir. Bugün Türk Telekom bütün altyapısını Çin’den alıyor. Türkiye’de çok önemli Çin yatırımları var. Bütün ekonomik gidişatımızı etkileyecek, taraf seçmeye zorlanma durumu da olabilir."
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала