00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
SESLİ HABER
07:30
9 dk
SESLİ HABER
08:29
2 dk
HABERLER
11:00
6 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABERLER
13:00
5 dk
HAFTA SONU HALLERI
13:06
114 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
6 dk
HABERLER
17:00
7 dk
HABERLER
18:00
8 dk
SESLİ HABER
10:27
9 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
13:00
5 dk
HAFTA SONU HALLERI
13:06
114 dk
HABERLER
15:00
6 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
5 dk
HABERLER
18:00
6 dk
SESLİ HABER
Sovyetler Birliği, ABD'nin ne yaptığını önceden biliyordu
21:31
2 dk
SESLİ HABER
Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan yıllar sonra gelen ‘Bahçeli’ açıklaması
21:40
4 dk
SESLİ HABER
AB’den Filistin itirafı
21:51
2 dk
SESLİ HABER
İngiliz uzman: Ukrayna, Rusya’yı engellemeye çalışırken 2 uçaksavar kaybetti
22:04
2 dk
SESLİ HABER
UEFA'dan EURO 2024 için yeni kural
22:19
4 dk
SESLİ HABER
TÜİK istatistiklerle aile raporunu açıkladı
22:28
10 dk
SESLİ HABER
Rusya ve Çin: ABD'nin çabalarından endişe duyuyoruz
22:51
3 dk
SESLİ HABER
Korkutan tablo: Uyuşturucu ve silah kaynaklı 100 bin çocuk ebeveynlerinden birini kaybetti
23:06
5 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

'ABD'nin paşa gönlü için Avrupa'da hem Rusya hem Çin'e düşmanlık yapacaksınız, öyle bir dünya yok'

'ABD'nin paşa gönlü için Avrupa'da hem Rusya hem Çin'e düşmanlık yapacaksınız, öyle bir dünya yok'
Abone ol
Prof. Doster’e göre Çin’in iktisadi gücü dış politikada elini güçlendiriyor. “Artık ne ABD eski ABD ne de AB” diyen Doster, Macron’un Pekin ziyaretinin 'ABD’nin paşa gönlü istiyor’ diye Avrupa’nın hem Çin hem Rusya’ya düşmanlık yapmayacağını gösterdiğini söyledi. Doster, Batı’nın yeni dünya düzeninin baskını dikkate almaya mecbur olduğu görüşünde.
ABD’deki Biden yönetimi Ukrayna çatışmasını tetiklemesinin ardından Asya-Pasifik’te Çin’e karşı gerilimi yükseltirken, Avrupa’daki müttefiklerini de NATO ve ikili ilişkiler üzerinden yönlendirmeye çalışıyor. Ancak Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un geçen sonbahardaki Pekin ziyaretinin ardından geçen hafta Çin’e resmi ziyarette bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da farklı bir resim çizdi. Çin Devlet Başkanı Şi Jinping tarafından ağırlanan Macron, Fransız havacılık ve gemicilik sanayisi için önemli anlaşmalara imza atarken, ABD’ye karşı siyasi mesajları da çok dikkat çekici oldu. Macron, AB’yi ‘üçüncü büyük güç’ yapmak için ‘ABD’den özerklikten’ bahsetti, Asya’da özellikle Tayvan’da Amerikan politikalarının izlenmemesi gerektiğini söyledi ve de-dolarizasyondan’ da bahsetti.
Fransız liderin ABD Başkanı Joe Biden ile telefonda görüştükten sonra gerçekleştirdiği ziyarette Ukrayna konusundaki mesajları zayıf kalırken, Pekin nezdinde bir tutum değişikliği de görülmedi. Sadece Fransız kaynakları Şi’nin kendi ‘uygun gördüğü’ bir zamanda Ukrayna liderini arayacağı söylemini gündeme taşıyabildiler.
Macron’un ziyaretine Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de ‘eklemlendi’. Ancak von der Leyen’in özellikle Tayvan konusunda ‘statükoyu bozmama’ yolundaki Amerikan mesajını tekrarlaması, Çin liderliği tarafından hoş karşılanmadı. Öyle ki kadın bürokrat Macron’dan iki gün önce tamamladığı ziyaretinin ardından Avrupa’ya VIP yerine normal yolcu terminalinden, pasaport ve bagaj kontrolü ile yollandı.
Macron ve von der Leyen’in Çin ziyareti vesilesiyle Avrupa’nın Pekin’deki diplomatik macerasını, artan ABD-Çin gerilimi eşliğinde Prof. Barış Doster ile konuştuk

‘Çin’in iktisadi gücü dış politikada da elini kuvvetlendiriyor’

Prof. Barış Doster’e göre Çin Halk Cumhuriyeti’nin iktisadi gelişimi ve giderek dünyanın lokomotifi olması ‘yumuşak güç’ unsurlarına da yansıyor, dış politikada elini güçlendiriyor. Doster, buna karşılık ABD’nin hegemonyasının nesnel olarak aşındığının görüldüğü görüşünde:
“Nesnel olarak baktığımızda Çin’in son çeyrek yüzyılda çok büyük bir iktisadi büyüme süreci ve düzenli kalkınma hamlesi içinde olduğunu, 2008 krizi ve Ukrayna krizinde olduğu gibi dünya olağanüstü etkilenirken Çin’in daha az hırpalanarak süreçlerden çıktığını ve Çin’in büyüme oranının sadece Asya-Pasifik’in değil dünyanın da büyüme oranını yukarı çekmesi hasebiyle Çin’in dünyanın lokomotifi olarak göründüğünü biliyoruz. Çin’in bu iktisadi gücü yumuşak güç unsurlarına da yansıyor. Çin’in bu gelişmesi, ekonomik lokomotif olma konumu, Çin’in dış politikada da elini kuvvetlendiriyor, bu işin Çin ile ilgili bir boyutu. ABD nesnel olarak hegemonyası aşınmakta olan bir devlet. ABD’nin siyasi, askeri ve iktisadi güç unsurlarına baktığımızda devlet kapasitesinde bir aşınma var. Artık eskisi gibi ABD emperyalizminin işgal ve saldırı aygıtı olan NATO da müttefiklerini hizada tutmakta güçlük çekiyor. Hasım devlet, ABD hegemonyasına meydan okuyanlar olarak tanımladığı devletlerin öne çıkmasını engelleyemiyor.”

‘Artık ne ABD eski ABD ne de AB’

AB’nin kuruluşundan bu yana ABD kanatları altında genişlediğini anımsatan Doster, ancak gelinen noktada üyeleri arasında siyasi, iktisadi ve dış politik alanda uyumun zayıfladığı bir yapının ortaya çıktığını belirtti:
“Elbette AB ile ilgili boyutu var. Avrupa Birliği kurulmasından itibaren ABD’nin kanatları altında genişledi. Artık ne ABD eski ABD ne de AB liberallerin ve önemsedikleri üzere bir büyük ittifakı, iktisadi konuları dahil olmak üzere üyeleri arasında politik, dış politika, anayasayı da içeren büyük ittifakı kotarabilmiş durumda. AB içinde de halkalar var. AB içinde de İngiltere’nin Brexit ile birlik dışında kalmasından sonra Almanya ve diğerleri arasındaki masa hayli açılmış durumda. AB dedik mi Almanya’yı anlıyoruz; iktisadi, teknolojik gücüyle... Almanya artık daha göreli, ABD ile arasına mesafe koyan, NATO’nun her dediğini yapmayan bir devlet olma arzusunda. Yunanistan’dan İtalya’ya kadar, Güney Kıbrıs’tan Belçika’ya kadar bunları çok da fazla önemsemenin, küresel ölçekte bir ağırlık koyacaklarına umut bağlamanın gerçekçi olmayacağını düşünüyorum.”

‘Avrupalılar ABD hem Rusya hem Çin’e husumet besliyor diye yanında durmanın mantıklı olmadığını görüyor’

Ukrayna çatışmasında ABD emperyalizminin NATO’nun genişlemesini sağlamış olsa da Rusya’ya karşı başlatılan yaptırım savaşının sonuç vermediğinin görüldüğünü belirten Doster, “Tam tersine Rusya’nın direnci ortaya çıktı, ekonomisinin Batılıların zannettiği gibi kırılgan olmadığı ortaya çıktı” dedi. Doster, ABD’nin kısmi kazanımlar elde etse de istediğini alamadığı, bu durumun Avrupa’yı ise Rusya ve Çin’e cephe almaktaki çıkarları bakımından mantığını sorgulamaya ittiği değerlendirmesinde bulundu:
“Ukrayna meselesi, Batı’nın arzuladığı gibi gitmedi. Her ne kadar ABD emperyalizmi NATO’nun genişlemesini sağlasa da ABD, NATO’ya para veren ülkelerin daha büyük paralar vermesini, savunma ve güvenlik bütçelerini büyütmelerini sağlasa da, her ne kadar ABD, Ukrayna’da son Ukrayna vatandaşı kalana kadar savaşı uzaması için elinden geleni yapsa da o anlamda sadece askeri değil iktisadi ve tıbbi yardım konusunda seferber olsa da görüldü ki Ukrayna meselesinde bir yıl aradan geçtiği halde Rusya öyle havlu atmış değil. Tam tersine Rusya’nın direnci ortaya çıktı. Tam tersine Rusya’nın ekonomisinin öyle Batılıların zannettiği gibi çok kırılgan olmadığı ortaya çıktı. O bağlamda ABD kısmi kazanımlar elde etmekle beraber her istediğini alamadı. Avrupalılar şunu da gördü; hem Rusya hem Çin’e karşı ABD husumet beslediği için bizim de bu husumette ABD’nin yanında olmamız bizim için çok mantıklı değil. ABD’nin petrol ve doğalgaz sıkıntısı yok, kaya gazı, LNG’si var. Ama Avrupa, bu konuda ABD kadar şanslı değil. Rusya ve Çin’e muhtaçlar. ABD’nin paşa gönlü istiyor diye Avrupa’da hem Rusya hem Çin’e düşmanlık yapacaksınız, öyle bir dünya yok.”

‘Çin ve Rusya’nın Ortadoğu’da artan ağırlığını dikkate alarak ilişkilerini iyi tutmaya mecburlar’

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Pekin ziyaretinde Çin’in iktisadi gücünün bir kez daha görünür olduğunu belirten Doster, “Tüm bu nesnel veriler karşısında Macron ne yapabilir ki” diye sordu:
“Kuşak ve Yol 10. yılını dolduruyor. Muazzam ilerleme kaydetmiş bir proje. Dünyada kabaca 200 devlet varsa, bunun üçte ikisinden fazlası bir şekilde Kuşak ve Yol inisiyatifine eklemlenmiş durumda. 40 uluslararası örgüt yine buraya eklemlendi. Avrupa’da en büyük dış ticaret ortağı Çin. İthalat, ihracat rakamlarına baktığımızda Avrupa’nın artık dış ticaret ortağının Çin olduğunu görüyoruz. ABD’yi yönetenin Cumhuriyetçi veya Demokrat, kadın veya erkek olmasından bağımsız, -kimi liberallerin zannettiği gibi esmer tenli, halası da Müslüman olan başkanı vardı, Obama’yı kast ediyorlardı- ‘büyüyen sosyalizm geliyor’ şeklinde saçmalayan liberallerin etnikçi, mezhepçi solcuların zannettiği gibi bir dünya yok. Biz hala dünyayı kavramakta ekonomi-politik araçlara sahibiz. Ne mutlu bize ideolojik sözlüğümüzde emek, sömürü, sınıf, artı değer, aydınlanma, emperyalizm var. O yüzden bütün bu nesnel veriler karşısında Macron, Fransa’da ne yapabilir ki? Çin ve Rusya’nın Ortadoğu’da artan ağırlığını dikkate alarak ilişkilerini iyi tutmaya mecburlar.”

‘Ukrayna’dan sonra Avrupa’nın Çin’e karşı çok atak davranmaması gerekir. Diyelim ki davrandı, zararlı çıkar’

ABD’nin Asya-Pasifik’te Çin’i kuşatmak için müttefiklerini seferber etmesine karşılık örneğin Hindistan gibi bir büyük gücün Çin ve Rusya’ya karşı durması için ikna edilemediğini anımsatan Doster, Avrupa’nın da Ukrayna’dan sonra Asya’da ABD’ye uymaktan zararlı çıkacağı görüşünde:
“ABD’nin Çin’i kendi yakın çevresinden kuşatmak için Çin’in bölgedeki müttefikleri Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Kore ve Japonya’yı seferber ettiğini görüyoruz. AUKUS’ta Avustralya, BAE ve ABD var. Ondan önce ANZUS vardı, Yeni Zelanda da dahildi. QUAD var bir de, ABD ve Japonya da var. Bunlar bir hevesle başlıyorlar ama devamı gelmiyor. Çin, cüsseli bir devlet. Çin’i yakın çevresinden kuşatmak istediğinizde hiçbir Batı müttefiki Çin’e tek başına arkasına ABD ve İngiltere’yi alsa bile dengeleyecek hacimde değil. Dünyadaki Çin ile beraber en kalabalık ikinci nüfusa sahip olan, nükleer güç olan, Çin ile de arasında kimi tarihsel gerilimler bulunan Hindistan’ı cepheye sürmek istiyorlar ama tabii ki Hindistan dengeyi çok iyi gözetiyor. ABD, İngiltere ve Rusya ile tarihsel olarak iyi ilişkileri var. Çin ile ABD’nin paşa gönlü istedi diye bir sıcak çatışmaya girmiyor. Hindistan’a onca vaade rağmen başarılı olamadılar. Hindistan yine tarihsel gerilim yaşadığı Pakistan ile aynı oturumda ŞİÖ’nün tam üyesi oldu. Bunları alt alta yazdığımızda Ukrayna’da gerekli dersi çıkarmış olan Avrupa’nın Çin’e karşı ABD işbirliği için çok atak davranmaması gerekir. Diyelim ki davrandı, zararlı olan Avrupa çıkar.”

‘Yeni dünya düzeninin bu baskısının yanında bir de çok ciddi bölgesel itirazlar var’

Prof. Doster’e göre bu koşullarda ABD, Avrupa’yı da yanına alarak Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyayı birbirine kırdırmak isteyecek. Ancak yeni dünya düzeninin baskısı ve ciddi bölgesel itirazlara işaret eden Doster, Körfez’deki son gelişmelere atıfta bulundu.
“ABD yanına Avrupa’yı da alarak Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyayı birbirine kırdırtmak isteyecek. Bu İsrail de olabilir. Irak da olabilir, Suriye’de zaten yıllardır gözlemlenmekte. Merkezi Asya’da ülkeleri iç işlerine müdahale üzerinden istikrarsızlaştırmak isterler. Bu Afrika da olabilir. Yeni dünya düzeninin bu baskısının yanında bir de çok ciddi bölgesel itirazlar var. En son olarak Çin’in kotardığı Suudi Arabistan-İran normalleşmesine, Suriye’nin yeniden Arap ligine dönüşüne, İran-Irak-Suriye liderlerinin yakınlaşmasına, büyükelçilerinin bir araya gelmelerine baktığımızda, dünyada ABD’nin çok yamacına sokulmuş, adeta korumalığını yapan ve ABD’ye de kendi korumalığını yaptıran Körfez’deki ülkeler başta olmak üzere eski bir ABD yok. Bunlar da Rusya ve petrollerinin önemli müşterisi Çin ile ilişkilerini daha da geliştirmek için adımlar atıyorlar. OPEC gerilimine baktığımızda Suudiler, ABD’nin dediğini yapmadı, Rusya’nın dediğini yaptı.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала