‘Münih konferansı Batılı kapitalistlerin klasik savaş formülünü köpürttüğü yer oldu’
21:35 20.02.2023 (güncellendi: 11:30 27.02.2023)
‘Münih konferansı Batılı kapitalistlerin klasik savaş formülünü köpürttüğü yer oldu’
Abone ol
Hasan Erel’e göre, Münih Güvenlik Konferansı, Batı’nın savaş formülünü köpürttüğü yer olurken, Biden’ın Kiev’e gözdağı vermeye gitmesi dikkat çekici. Erel, Çin’le de gerilimin sürekli yükseltilmesine atıf yaptı. Erel, Blinken’ın Türkiye’ye ise deprem değil NATO genişlemesine karşılık yardım pazarlığı için geldiği görüşünde.
Ukrayna’da ABD’nin 2014 Kiev darbesi sonrası başlayan iç savaşa Rusya Federasyonunun müdahil olmasının birinci yılı dolarken, ABD öncülüğündeki Batı savaşı kızıştırmak için her adımı atıyor. Ancak Ukrayna güçlerinin sahadaki sıkışmışlığı eşliğinde Batı’nın silah tedarikinde sıkıntılar giderek öne çıkıyor. Bu sorun son olarak Münih’teki Güvenlik Konferansı’nda açıkça dile getirildi. Konferansta ‘Rusya’nın mutlak yenilgisi’ temasını tekrarlayan Batılı elitler, NATO üyesi ülkelerden Kiev’e silah ve mühimmat tedariki için savunma sanayiini yeniden yapılandırma temasını öne çıkardı.
Çin’i ÇKP’nin Dış İlişkiler Komitesinin başında bulunan Politbüro üyesi Wang Yi temsil ederken, ‘Amerikan semalarındaki Çin meteoroloji balonu’ gerekçesiyle Pekin ziyaretini iptal eden Blinken ile yapılan görüşme gündeme damgasını vurdu. Konferansta Wang’ın Çin’in ‘barış söylemlerine’ karşılık Blinken’ın ‘çatışmacı üslubü’ dikkat çekti. Bu vesileyle Ukrayna’yı silaha boğan Batı Pekin’in Rusya’ya ‘silah ve silah yapımında kullanılacak malzeme tedarik etmemesi’ tehditleri savurdu.
Münih’in hemen ardından ABD Başkanı Joe Biden’ın ‘sürpriz biçimde’ Kiev’i ziyaret ederek Ukrayna lideri Zelenskiy ile ‘reklam şovu’ yapması dikkat çekti. Rusya’ya Biden’ın ziyareti önceden bildirilirken, ABD Başkanı'nın ziyareti sırasında sokaklarda hava saldırısı varmış gibi sirenlerin çaldığı işitildi.
Münih konferansına katılan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de hemen ardından ‘deprem ziyareti’ gerekçesiyle iki yılı aşkın süre sonra ilk kez Türkiye’yi ziyaret etmesi dikkat çekti.
Münih Güvenlik Konferansı’ndan çıkan sonuçlar ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Türkiye’ye deprem vesilesiyle gerçekleştirdiği ilk ziyaretini dış politika yazarı gazeteci Hasan Erel’le konuştuk.
‘Batılı kapitalistlerin klasik savaş formülünün tekrar köpürtüldüğü bir güvenlik toplantısıydı’
Hasan Erel’e göre Münih Güvenlik Konferansı, Batı’nın savaş formülünü tekrar köpürtüldüğü bir toplantı olarak öne çıktı. Batılı liderlerin Ukrayna’ya yardımları katlama mesajlarını anımsatan Erel, Baerbock’un yeni gafına da atıfta bulundu:
“Münih konferansı bağlama uyan bir konferans oldu. Ukrayna’daki savaşın devam etmesi için herkesin elini cebine atmasını talep eden, ‘Putin kazanırsa dünyanın sonu gelir’ diye korku iklimi yaratan, küresel Batılı kapitalistlerin sıkışınca başvurdukları klasik savaş formülünün tekrar köpürtüldüğü bir güvenlik toplantısı. Buna ‘güvenliğin, savunmanın Davos’u da deniyor. Bu seferki, NATO’nun üst karar kurulu gibi, daha çok iş adamlarının ya da sanayi ve askeri kompleksin tutumunu ortaya koyan bir toplantıydı. Çok ironik tarafları vardı. Goldman Sachs’dan gelen Rishi Sunak, ‘(Ukrayna’ya) Yardımları ikiye katlayalım’ dedi. Macron da ‘Ukrayna’ya silah yardımını arttıralım’ dedi. Almanya’nın yeşil dışişleri bakanı ve savaş kışkırtıcısı Baerbock yine gaf yaptı, ‘Putin 360 derece dönerse bir çözüm olur’ dedi. Halbuki 360 derece dönmek demek, aynı yere gelmek demek.”
‘Blinken NATO genişlemesi karşılığında Türkiye’ye yardım teklif etti’
Hasan Erel’e göre Münih’in ardından yaptığı Türkiye ziyaretinin, deprem gündeminin ardında İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasına ilişkin pazarlıklar var. Erel, Blinken’ın karşılığında Türkiye’ye yardım teklif ettiği görüşünde:
“Münih’e Blinken katılırken,, ardından Biden’ın sürpriz Kiev ziyareti geldi. Blinken ortalıkta bir turladı, neler yapacaklarını görüştüler. Ardından Türkiye’ye geldi. İncirlik’te İdlib’de El Kaide bağlantılı Beyaz Miğferler ile de görüşmüş. Yani ortalığı karıştırabilecek şekilde, deprem ziyaretine gelip İsveç ve Finlandiya konusunda pazarlık yaptığı anlaşılıyor. Yani ‘NATO’ya alınmasına onay verin, biz de size o şekilde yardım ederiz’ gibi. Kafkaslar, Ortadoğu, Avrupa, Ukrayna hatta Çin... AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell da Wang Yi ile alelacele bir görüşme yaptı.”
‘Biden’ın Kiev’e gitme amacı Rusya’ya karşı bir nevi gözdağı vermek’
Erel, Ukrayna’nın çatışmayı kaybetmekte olmasından ötürü Batı’da bir panik olduğu görüşünde. Biden’ın ‘sürpriz biçimde’ Kiev’e gidişinin de bununla ilgili olduğunu düşünen Erel, Stoltenberg’in de Münih konferansı sırasında ‘Rusya’nın kazanmasındansa Üçüncü Dünya savaşını yeğleyeceği’ yolunda inanılmaz cümleler kurduğunu söyledi:
“Çin temsilcisi Wang Yi Moskova’ya gitti. Biden da Kiev’den ayrıldı, trafik hareketli, epey hızlandı. Bu olayın özünde Ukrayna’nın kaybediyor olması var. Şimdi bir de 24 Şubat’ta Rusya’nın askeri harekatının birinci yıl dönümünde daha kapsamlı bir yeni saldırı bekleniyor. Bunun da bir payı var sanki. O yüzden alelacele Biden’ın Kiev’e gelmesini buna yordum. Rusya’ya karşı bir nevi gözdağı vermek. Tam ziyaret sırasında sirenler çalmış, bunu Biden’ın güvenliği için yapmışlar. Ruslar hava saldırısı yapıyor sanmışlar. Biraz ortalık da karışmış. Burada Ukrayna’nın savaşı kaybediyor olması ciddi bir sorun. Çünkü Stoltenberg, Münih Zirvesi’nde ‘Üçüncü Dünya Savaşı çıkması tehlikesi Rusya’nın kazanmasından daha önemli değil’ gibi inanılmaz bir laf etti. Kendisi Norveç’ten. Vietnam savaşından beri Amerika’nın çıkarlarına hizmet eden bir politika izledi. Bunları yapıyorlar.”
‘Biden, boru hattını patlatacağını daha önce söylemişti, Kırmızı Pazartesi gibi’
Washington ve ana akım medya Pulitzer ödüllü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh’ün Kuzey Akım-2 boru hattını Biden yönetiminin havaya uçurduğunu ortaya koyan haberini örtbas etmekte zorlanırken, Erel’e göre bu durum ‘Kızmızı Pazartesi’ senaryosu. Erel, özellikle Münih’e Almanya’nın altyapısı bu şekilde vurulmuşken Blinken ile poz veren Baerbock’un düştüğü duruma atıf yaptı:
“Münih’te Baerbock’un Blinken ile poz verdiği fotoğrafın altına Twitter’da, ‘Sizin boru hattınızı patlattık, gazı da 4 katına satıyoruz, gülümse’ diye yazıyorlar. Alman hükümeti bu kadar ortada olan bir durumda bir adım atmıyorsa, kendi ülkesinin çıkarlarının aleyhine çalışıyor demektir. Bu da vahim bir durumdur. Dünya tarihinde böyle bir şey görülmemiştir. Bir ülkenin boru hatlarını patlatılacak, onu patlatanın en büyük müttefikiniz olduğu ortaya çıkacak. ABD yalanlasa da Hersh’ün yazısı kanıtlara dayalıydı, bütün detayları verdi, belki de eksik şeyler vardı. Belki İngiltere ve Polonya da işin içinde vardı. Ama zaten ortada, bunu herkes biliyor. Bu Kırmızı Pazartesi gibi. O boru hattının bitirileceğini Biden, Scholz ile Beyaz Saray’da yanyana yaptığı açıklamada açıkça dile getirmişti. Scholz da kafasını sallamıştı. Bu tam bir kanıt niteliğinde. Victoria Nuland da o mesajı vermişti. Amerika bunu yapacağını söylemişti ve sonuçta yaptı.”
‘Soros açıkça Hindistan’ı tehdit etti’
Hasan Erel, Münih Güvenlik Konferansı’nda Batı’nın Çin’e yönelik hedeflerinin de iyice görünür olduğu görüşünde. Konferansta konuşma yapan renkli devrim icracısı ve ünlü spekülatör George Soros’un açıkça Hindistan’ı tehdit ettiğini anımsatan Erel, bu ülkenin ‘Çin’den intikam almak’ açısından önemine atıfta bulundu. ABD’nin Rusya’yı yıpratıp zayıflatırken, Çin’i ekarte etmeyi düşündüğü değerlendirmesinde bulunan Erel’e göre bu nedenle savaşı genişletme ve her yerde kargaşa planları yapılıyor:
“Soros, Münih’te bir konuşma yaptı. Kendisi para ve güçle, ülkelerde renkli devrimler, darbeler, hareketler yaratan baş ağrısı bir isim. Soros açıkça Modi’yi tehdit etti. Modi’nin partisinden çok sert bir yanıt aldı. Demek ki Hindistan, çok da Amerika’nın çıkarlarının yanında durmuyor. Bu kadar tehdit ettiklerine göre bir sorun var. Hatta Erdoğan’ı da işin içine kattı. Ama Modi’yi öne çıkarttı. Hindistan, Çin’den intikam almak açısından önemli. Nihai hedefleri Rusya’yı ne kadar yıpratabiliyorsa yıpratmak, bunun için Ukrayna’yı kullanıyorlar. Belki Moldova veya başka ülkeler Amerika’nın savaşı genişletme planları var. Gürcistan, Macaristan, Polonya, Kosova her yerde kargaşa çıkarmak için hesap yaptıklarından eminim. Çünkü Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu, ‘Ruslar burada darbe yapacak’ diye bağırdı, yardıma çağırdı. Karadağ gibi onlar da NATO’ya girmek istiyor. Ruslar, Zelenskiy’nin nükleer ‘kirli bayrak saldırısı’ hikayesi hazırladığını söylediler. Rusya ne yapacak diye bekliyorlar. Biden’ın Kiev’e gelmesi sürpriz oldu. Demek ki böyle bir destek göstermeye ihtiyaçları var. İddiaya göre Bahmut’ta Ukrayna kuvvetleri sıkışmış durumda, Genelkurmay başkanı çekilmek istemiş fakat bunu reddeden Zelenskiy ‘daha fazla asker göndereceğiz’ demiş. Zelenskiy için ne kadar Ukrayna askerinin öldüğü değil Biden ve diğerlerinin ne kadar memnun oldukları önemli. Bu da çok tehlikeli bir şey.”
