00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:01
5 dk
GÜN ORTASI
12:06
83 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
3 dk
HAFTANIN KEYFİ
Sónar İstanbul Müzik Festivali
14:05
54 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
15:00
1 dk
SPOR BÜLTENİ
Öne çıkan spor başlıkları
15:30
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:01
89 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
GÖRÜŞ

‘Putin’in konuşması oldukça programatik ve dünyanın çok kutuplu bir hale geldiğinin göstergesi’

© Sputnik / Максим Блинов / Multimedya arşivine gidinRusya lideri Putin
Rusya lideri Putin - Sputnik Türkiye, 1920, 30.09.2022
Abone ol
Özel
Rus lider Putin’in Ukrayna’nın 4 bölgesinin Rusya’ya bağlanmasına ilişkin anlaşmaları imzalama töreninde yaptığı konuşmayı değerlendiren Moskova Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Perinçek, konuşmanın ‘oldukça programatik’ olduğunu söyledi. Perinçek ayrıca, söz konusu konuşmanın dünyanın çok kutuplu bir hale geldiğinin göstergesi olduğuna işaret etti.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, düzenlenen referandumların sonucunda Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri ile Herson ve Zaporojye’nin Rusya’ya bağlanmasına ilişkin kararnameleri imzaladı. İmza töreni öncesinde konuşan Rus lider, konuya ilişkin anayasal düzenlemelerin parlamento tarafından destekleneceğini söyleyerek ‘milyonlarca insanın iradesi’ olduğuna dikkat çekti. “Eşit haklarla yaşamak ve kendi geleceklerini tayin etmek, bu insanların Birleşmiş Milletler Şartı’nda da yazılı olan haklarıdır” ifadelerini kullanan Putin, bu bölgelerde yaşayan insanların ‘sonsuza kadar Rusya vatandaşı’ olacağını da ekledi.
Öte yandan, Rusya Devlet Başkanı Putin’in konuşması sadece bu değildi. Batı’ya sert eleştirilerde bulunan Rus lider "Batı kasıtlı olarak etnik grupları ortadan kaldırdı, onları uyuşturucuya bağımlı hale getirdi. Rusya, Batı’nın çifte standartları hatta üçlü standartlarıyla belirlediği kurallara göre yaşamayacak” ifadelerini kullandı. Batı’nın ‘zorbalık politikalarını sürdürerek neo-kolonici sistemini korumak adına her şeyi yaptığını’ söyleyen Putin, küresel gıda krizi ve tahıl koridoru ile ilgili “Ukrayna’dan çıkarılan ekmek (tahıl) Avrupa’ya gidiyor, bunun sadece yüzde 5’i yoksul ülkelere gidiyor. Bu, bir sahtekarlık ve kandırmacadır” dedi. Putin’in konuşmasını ve Ukrayna krizinin geleceğini Moskova Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mehmet Perinçek, Sputnik’e değerlendirdi.

‘Putin konuşmasında Avrasya ve Rus medeniyeti ile Atlantik’in saldırgan politikalarının karşı karşıya geldiğini net bir şekilde anlattı’

Putin’in yaptığı bu konuşmanın en kritik ve önemli konuşmalarından biri olduğunu söyleyen Dr. Perinçek “Bu konuşmalardan birincisi 2007 yılında Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşma. Bir de bugün gerçekleştirdiği konuşma. Ancak bu konuşma Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmadan çok daha önemli bir konuşma oldu. Çok daha net ve sert ifadeler kullandı. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada Putin, Batı’nın çifte standartlarına, Batı hegemonyasına belki de Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ilk önemli çıkışını yapmıştı. Bugün yaptığı konuşmayı ise, o konuşmanın ötesinde bir meydan okuma olarak görmek lazım. Bu oldukça programatik bir konuşmaydı. Yani sadece belli başlı jeopolitik konularla, Ukrayna meselesi ile ilgili değil, ekonomiden kültüre ve toplumsal hayata kadar birçok noktaya değindi. Doların dünya hakimiyetinde oynadığı rolden tutun da LGBT konusuna kadar, nükleer silahları şimdiye kadar sadece ABD’nin kullanmasından tarih, edebiyat konularına kadar farklı farklı yerlerde Batı’yla Avrasya coğrafyası arasındaki çelişmeyi ortaya koymuş oldu. Burada Avrasya ve Rus medeniyeti ile Atlantik’in saldırgan politikalarının karşı karşıya geldiğini net bir şekilde anlattı” dedi.

‘Putin Atlantik ile karşı karşıya geldiği her noktada hiçbir şekilde geri adım atmayacağını kararlı bir şekilde söyledi’

Perinçek konuşmanın en çarpıcı noktasının ‘dünyanın devrimci bir dönüşüm içine girdiğini’ söylediği yer olduğunu ifade ederek “Bütün anlattıklarını ve söylediklerini özetleyecek cümlesi, ‘dünya artık devrimci bir dönüşüm içerisinde’ idi. Bu devrimci dönüşüm ise şu anlama geliyor; dünyanın artık tek kutuplu bir dünya olmaktan çıktığı ve çok kutuplu bir dünya haline geldiğini gösteriyor. Doların saltanatının bittiğini gösteriyor. Atlantik’in hem askeri hem siyasi hegemonyasının yerine alternatif güçlerin ortaya çıktığını bu söz anlatıyor. Bu tabii, Rusya’nın önümüzdeki süreçte de kararlılığını net bir şekilde ifade etmektedir. Sadece Ukrayna meselesinde değil, önümüzdeki süreçte Atlantik ile karşı karşıya geldiği her noktada hiçbir şekilde geri adım atmayacağını ve Atlantik saldırısına karşı da kendi hak ve hukukunu kararlı bir şekilde savunacağına karşı önemli bir ifadesiydi” diye konuştu.

‘Amerika’nın Ukrayna konusundaki Rusya’ya karşı saldırgan politikalarındaki anti-Avrupa tarafının altını çizdi’

Rus lider Putin’in ABD’nin kendi müttefiklerinin ‘özgürleşmesine’ dahi izin vermediğini vurguladığına işaret eden Perinçek, şu ifadeleri kullandı:
“Putin konuşmasında ABD’nin hiçbir şekilde, kendi müttefiklerinin dahi özgürleşmesine izin vermediğini söyledi. Aslında bunu en iyi anlattığı cümle ‘Almanya, Japonya gibi ülkeler de kendilerini Amerika’nın müttefiki zannediyorlar, oysa Amerika’nın işgali altındalar’ ifadesiydi. Amerika’nın bütün bu politikalarının Avrupa’daki sözde müttefikleriyle çeliştiğini ortaya koyan başka bir vurgusu da Kuzey Akım boru hatlarına yapılan sabotaj ile ilgili sözleriydi. Yaptırımlar Anglo-Saksonları kesmedi, burada ayırması önemli, artık sabotaja başladılar ve Avrupa’nın altyapısını tamamen imha ediyorlar, ifadesini kullandı. Bu da Avrupa ile Amerika arasındaki çelişkilere dikkat çektiği ayrı bir vurgusuydu. Amerika’nın Ukrayna konusundaki Rusya’ya karşı saldırgan politikalarındaki anit-Avrupa tarafının altını bu şekilde çizmiş oldu.”

Tahıl koridoru: ‘Hem Türkiye hem Rusya bu konudan rahatsız, bir araya geldiklerinde bu sorunu çözebilirler’

Putin’in "Ukrayna’dan çıkarılan ekmek (tahıl) Avrupa’ya gidiyor, bunun sadece yüzde 5’i yoksul ülkelere gidiyor. Bu, bir sahtekarlık ve kandırmacadır" sözlerini ve tahıl anlaşmasının geleceğini de değerlendiren Perinçek “Putin zaten ilk olarak Vladivostok Doğu Ekonomik Forumu’nda ifade etmişti ve bundan sonra sık sık bu konuyu dile getirdi. Hatta bu konuşmanın hemen ertesi gününde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da Putin’in bu sözlerini destekledi. Bu konuyu da görüşüp planlayacaklarını belirttiler. Tahıl konusunda anlaşmanın taraflarından biri de Türkiye. Türkiye ve Rusya da bu konudan rahatsız, her iki taraf da bunu açık bir şekilde söylüyor. Türkiye ve Rusya bu anlaşma konusunda farklı önlemler alabilecekler, olması gerektiği şekle sokabilecekler. Bu anlaşmanın tamamen ortadan kalkmasını beklemiyorum. Doğru bir şekilde uygulanacağı bir mekanizma geliştirilebilir. Türkiye ve Rusya’nın aynı anda bu konuda mutabık olması da bunun en önemli garantisidir. İkisi bir araya geldikleri takdirde bu konuyu rahat bir şekilde çözebileceklerdir” dedi.

‘Kiev rejimi ders çıkarmıyor, NATO’ya başvurmaları içine düştükleri bataklıkta çok daha olumsuz bir duruma ilerlediklerini gösteriyor’

Perinçek sözlerine “Ukrayna’nın bu gelinen durumda Amerika’nın gemisine binerek nasıl büyük bir hata yaptığını görmesi gerekir. 2014 darbesi sonrası Kırım ellerinden çıktı. Arkasından da ABD’nin saldırgan politikalarına tam anlamıyla angaje olarak 4 bölgeyi daha kaybetti. Ama Kiev rejimi öyle bir bataklığın içerisine girmiş durumda ki, bundan ders çıkarmak yerine bir eroin bağımlısı gibi altın vuruşa hızlı bir şekilde ilerliyorlar. NATO’ya acil olarak girmek için bir başvuruda bulundular. Bu da bir ders çıkarmadıklarını, tam tersine içine düştükleri bataklıkta çok daha olumsuz bir duruma ilerlediklerini gösteriyor” şeklinde son verdi.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала