Hatay Belediye Başkanı Savaş: Suriyeli sığınmacılar sorunu ortak akılla çözülmeli

“Sorunlarımız; ekonomi, işsizlik, sığınmacılar meselesi, devlet kurumlarının gerçekten de liyakat anlamında, iş görme anlamında negatifleşen tutumu. Hem kurumlar arasında iletişim, liyakat sisteminde hem de sorunların çözümünde her kurum tel tel dökülüyor. Millet İttifakı’nın nöbeti devralması ve ülkedeki bütün kurum ve kuruluşların tekrar elden geçirilmesi, liyakat sisteminin ön plana alınması, aynı zamanda kurumlar arasındaki iletişimi maksimuma çıkarılması, hukuk sistemi, eğitim sistemi, dış politika… bunlar en hızlı iyileştirilmesi gereken konular. Yeni hükümetin işi çok zor. Özellikle ekonomik tablo gelecek adına bizi çok kaygılandırıyor. Türkiye’nin her tarafında tarım politikasını ve bundan sonraki süreci çok iyi götürmek lazım. Çünkü Türkiye endüstri 2,5’u yaşayan bir ülke. Dünya endüstri 5.0’ı konuşuyor. Biz endüstride çok sıkı çalışsak bile endüstride, teknolojide ileri gelen devletlere 100 yılda yetişme şansımız yok. Ama 10 yıllık bir tarım politikası ile dünyada ilk 10’a giren ülke oluruz. Artık teknolojide, tarımda ileri olan ülkeler ön planda olacak, onlar ayakta kalacak.”

“Bizim eğitim sistemimizde sıkıntılar var. Aileler çocuklarımızın hepsini üniversiteye gönderip eğitim almasını istiyor ama bakıyorsunuz bize başvuran çok büyük bir kısmı işsizlerin üniversite mezunu. Üniversite mezunlarını istihdam edeceğiniz alanlar belli ve o limitleri aşma şansınız yok. Böyle olunca çocuklar işsiz kalıyor. Bizim çocuklarımız esnaf ve sanatkarlarla çalışamıyor, tarlada çalışamıyor. Hal böyle olunca bizim eğitim sistemimiz böyle devam ederse biz tarlada çalışacak genç bulamayacağız. Sanatkarlık yapacak genç de bulamayacağız. O zaman hep Afrika’dan, Ortadoğu’dan insan mı getireceğiz buraya? Bizim hükümet olarak eğitim sistemimizi irdelememiz, ona göre bir adım atmamız lazım. Bunun için dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu işi çözmüş ülkeler var Almanya başta olmak üzere onlara bakarsınız onlar bu işi nasıl çözüyorsa çözersiniz. Sırf bizim esnaflıkta çalışacak, tarlada çalışacak, sanatkarlık yapacak adam eksiğimiz var diye dışarıdan insan ithal edersek biz gerçekten tükenmekte olan bir toplum haline geliriz. Biz şu anda dinamik, genç, çocuk yaşta kendini eğitecek bir nüfusa sahibiz. Özellikle ortaokuldan sonraki yönlendirmelerin daha bilimsel, daha akademik, daha sağlıklı bir şekilde yapılması lazım. Eğer biz limon toplayacak adam bulamıyoruz deyip dışarıdan insan ithal ediyorsak, bundan sonraki süreçte bahanemiz çok olur. Diğer meslek gruplarındaki insanları da ithal etmeye başlarız. Bir bakarsınız bizim demografik yapımız bozulmuş olur ve gelen insanların nüfusu belki de 30-40 sene sonra bizden çok hale gelir.”

“Bunun acısını Fransa başta olmak üzere birçok ülke yaşıyor. Birçok ülkede girilemeyecek mahalleler var. Emniyet teşkilatı bile giremiyor o mahallelere. Neden? Çünkü gettolaşma oluşmuş. Biz de kendi ülkemizde böyle bir gettolaşma olsun istemiyoruz. Coğrafyamızın her tarafı güvenli olsun. Sivil insanlar da, emniyet teşkilatı da buralara rahat rahat girsin, her yer yaşanacak bir pozisyonda kalsın isteriz. Bizim yaptığımız kendi insanımızın geleceği hakkında sağlıklı karar vermek. Kendi çocuklarımızın gelecekte kendilerinin vereceği kararlarla yönetilmesi ve kendi soyundan gelen insanların seçilerek onların yönetmesinden yanayız. Barış olsun, herkes kendi coğrafyasına gitsin istiyoruz. Geçmişe baktığımızda gelecek adına kaygı duyduğumuz şeyler var, bu nedenle bunu konuşuyoruz. Bunu Suriye anlamında söylemiyorum ama eskisi gibi savaşlar topla tüfekle olmuyor. Önce ekonomi, daha sonra demografik yapıları değiştirmeyle, demografik yapınız değiştikten sonra da yönetimin ele geçirilmesi ile oluyor. Biz bu senaryoları görmek istemiyoruz. Bizim istediğimiz zaten barış. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti hükümetimizin ve Suriye devlet başkanı ve hükümetinin bu aşamaya gelmesi bizim açımızdan gerçekten çok sevindirici. Geç de olsa doğrunun yapılması, ölen insan sayısının azaltılması, insanların umutlarının yeşertilmesi bizi mutlu eder. Çünkü biz yıllardır hep barışı istedik.“

“Doğan çocukların hepsi maalesef okuyamıyor. Aileler bu konuda duyarlı değil. Okuyamayınca bir kısmı mendil satıyor, başka şeyler satıyor. Ama 3-5 sene sonra eli silah tutacak olanlar da vardır. Çünkü yetiştirilemeyen çocuklar maalesef uluslararası ve yerel suç örgütlerinin ağına düşüyor. Onlar da yarın başka bölgelerde elinde silah, başkalarının verdiği parayla diğer insanlara silah doğrultabilir, mermi sıkabilir. Biz iki tane okul yaptık Reyhanlı’da. Bu okulda çocuklara resim yarışması yaptık. Bir tane çocuk çiçek resmi, ev resmi, annesinin resmini çizmedi. Bunların hepsi tank, tüfek, savaş uçağı gibi şeyleri çizdi. Bu çocuklar böyle büyüdü. Bu çocukların psikolojisi normal olabilir mi? Biz savaştan uzaklaşmak zorundayız.”