'FBI’ın Trump baskınının tiyatro olduğuna dair ciddi bir algı var’
22:30 10.08.2022 (güncellendi: 11:24 15.08.2022)
'FBI’ın Trump baskınının tiyatro olduğuna dair ciddi bir algı var’
Abone ol
Serra Karaçam’a göre, FBI'ın Trump'ın evini basması siyaseten önünü kesme algısı yarattı. Demokratların Trump'ı 6 Ocak baskınında 'darbeyle' suçlamak için somut kanıt sıkıntısına dikkat çeken Karaçam, bu stratejinin Trump'ı güçlendirme riskine işaret etti. Karaçam, enflasyon ve pahalılık yüzünden Demokratların ara seçimde zorlanacağı görüşünde.
ABD'de enflasyonist ortamda resesyon tartışmaları eşliğinde gidilen kasım ayındaki ara seçimlerin yaklaşmasıyla siyaset arenası kızışıyor. Demokratların Cumhuriyetçiler karşısında kan kaybetmesi beklenirken, 6 Ocak 2021 Kongre baskını eşliğinde sonuçları hileli ilan ederek göreve veda etmiş Donald Trump'ın Florida Mar-A-Lago'daki malikanesine FBI baskını düzenlenmesi dikkat çekti. Tam da Trump'ın ara seçimler öncesinde 2024'teki başkanlık yarışına adaylığını ilan etmesinin beklendiği bir ortamda hakim kararıyla yapılan baskında Başkanlık Arşivlerine teslim edilmesi gerektiği öne sürülen en az 15 kutu belgenin çıkarıldığı belirtiliyor. 6 Ocak baskınını soruşturan Demokratların ağırlığını taşıyan komisyonun tartışmalar yarattığı bir ortamda, baskından Başsavcı Merrick Garland'ın haberi olmadığı iddia edilirken, baskını mümkün kılan hakim Bruce Reinhart'ın da seks trafiğiyle suçlanıp 2019'da hapiste ölü bulunan Jeffrey Epstein davasıyla ilintili bir isim olması da tartışmaları körükledi. Cumhuriyetçi senatör Rand Paul, FBI'ın 'kanıt yerleştirme' komplosu kurabileceğini bile iddia ediyor.
Diğer yandan Trump devlete ait kayıtları dışarı çıkartmakla itham edilirken, 2016 seçimindeki rakibi Hillary Clinton'ın eski dışişleri bakanıyken kişisel sunucularıyla resmi yazışmalar yürütmüş olması da kıyaslanıyor. FBI o soruşturmayı kapatmayı tercih etmişti.
ABD'de kasımdaki ara seçimler öncesi tartışmaları ABD'de yaşayan gazeteci Serra Karaçam ile konuştuk.
‘6 Ocak Komisyonu'nun eski bir başkanı federal suçla itham edebilmesi mümkün değil’
Serra Karaçam’a göre, Trump'ın evine yapılan baskın ani bir hareket olarak herkesi şaşırttı. Ancak 6 Ocak Kongre baskınını soruşturan komisyonun en başından Trump'ı yıpratmaya çalıştığı algısı bulunduğunu aktaran Karaçam, eski başkanı federal suçla itham etme yetkisi bulunmadığından Adalet Bakanlığı üzerinden gidildiği görüşünün hakim olduğunu vurguladı. Ancak Karaçam, yakın geçmişte Komisyon'un benzeri hamlelerinin sonuç vermediğini ekledi:
“Aslında Trump’ın evine yapılan baskın puzzle'ın bir parçası. Ani bir hareket olarak şaşırttı ancak 6 Ocak Komisyonu'nun en başından bu işi nerelere taşıyabileceği tartışılıyordu. Bu komisyon siyasi mi, seçime kadar Trump’ı yıpratmak için oyalama komisyonu mu? Nasıl ki azil sürecini izledik ve sonuçlanmasını bekledik, bunun da bir tiyatro olduğuna dair ve ne kadar Demokratların işine yarayacağına dair ciddi bir algı var. Çünkü bu komisyonun kendi kendine eski bir başkanı federal suçla suçlayabilmesi mümkün değil. Bütün yolların hepsi Adalet Bakanlığı’na çıkıyor. Trump karşısında Adalet Bakanlığı'nın da ciddi adım atabilmesi için belli suçlara dair deliller olması gerekiyor. Bu baskın Trump’ın Oval Ofis'i terk ederken evrakları çıkarmasıyla ilgili yapıldı. 2 Mart’ta Komisyon mahkemeye başvurarak bazı mailleri görmek istediğini söylemişti. Bunlar Trump’ın hukuk danışmanlarıyla alakalı, Mike Pence’in danışmanları arasındaki yazışmalarını ortaya koydu. Buradaki amaç da Trump’ın 6 Ocak’ta seçim sonuçları ve sayım sürecine müdahil olması, yani yasal süreci bozmaya yönelik girişimine dair delil çıkarmaktı. İlk etapta beklenti oluştu fakat 28 Mart’ta gelen yargıç kararında Trump’ın ne bunu ihlal ettiği ne etmediği gibi muğlak bir ifade kullanıldı. Çünkü bu maillerde başkanın yasal danışmanının, başkan yardımcısıyla konuşmalarında ortaya konan stratejinin seçimleri geri çevirmeyi sağlamayacağı, hiçbir hukuki kurumun bu stratejiyi kabul etmeyeceği, dolayısıyla sonuç alınamayacağı tartışılıyor. Burada Trump’ın federal suçla suçlanabilmesi için tamamen niyet faktörü gibi bir şey devreye giriyor; Trump gerçekten kazandığına inanarak bunu yaptı mı yoksa süreci gerçekten engellemek mi istedi, bunu da ortaya koyamayacaklardı."
'İzni çıkaran hakim Epstein'in sekreteri ve pilotunun avukatlığını üstlenmiş'
Karaçam, Trump'ın evinin basılması için FBI'ya izni çıkaran hakimin daha önce özel avukatlık yaparken Epstein davasında rol oynamış olmasının da tartışma yarattığını belirtti. 6 Ocak Komisyonu'nun 2 Mart'ta Los Angeles'taki hamlesinin ardından yeni baskınla Trump'ı büyük jüri önüne çıkarmayı hedefleyip hedeflemediğinin de tartışıldığını vurgulayan Karaçam, aksi durumda eski başkanının siyaseten önünün kesileceği bir oyalamanın da söz konusu olabileceğini kaydetti:
"FBI’ın baskınında da benzer şey var. Buradaki evrakların içinde 2 Mart’taki gibi belgeler çıkması. Farklı savcılıklar aracılığıyla oldu. 2 Mart Los Angeles’da gerçekleşmişti, şimdiki izin farklı yerden alındı. İzni çıkaran hakim büyük davalarda rol oynamış bir isim. 2018 öncesinde özel sektörde çalışmış, dolayısıyla hukuk bürosu var. Bu büroda da Epstein’ın sekreteri ve pilotunun avukatlığını üstlenmiş. Burada aslında çok yaygın bir şey. Ara veriliyor sonra tekrar kamu görevine dönebiliyorlar. Böyle bir isimden arama izni alındı. Bu izi puzzle’da küçük bir parça, ne ele geçirilebildiğiyle büyük bir parça mı değil mi o görülmüş olacak. 6 Ocak Komisyonu'nun siyasi olarak bir süreci sabote etmek amacı olduğu konuşuluyor. Adalet Bakanlığı ciddi şekilde Trump’ı büyük jüri karşısına çıkarmasını düşünüyorlarsa, bu bir ceza çıkması hedefiyle başlatmaları gereken yollardan en önemlisi bu. Bunu yapabileceğini Cumhuriyetçiler de Demokratlar da düşünmüyorlar. Dolayısıyla bunun siyasi bir oyalama olduğu konuşuluyor. Çünkü ancak büyük bir jüri karşısında Trump bu resmi verirse bunun yan tesirleri olabilir.”
‘Bir sonuca varılamazsa Trump taraftarları, Kongre baskınından daha büyük kaosa yol açabilir’
6 Ocak Komisyonu Trump'ı 'darbe seçim sonuçlarını değiştirmeye çalışmakla' suçlamak istese de kanıt sorunu yaşadığını belirten Karaçam, bu süreçte bir sonuca varılamazsa Trump taraftarlarının üzerinden daha büyük bir kaos ortaya çıkma olasılığına atıfta bulundu:
“Neden komite bunu şimdilik siyaseten bir tiyatro gibi yürütüyor? Çünkü kesin delil olmadan sonuç çıkmazsa, büyük jüri karşısında birinci iddianın şu olması gerekiyor: ‘Trump gerçekten güç kullanarak seçim sonuçlarını dolaylı darbeye teşvik etti’. Bunun için de emir vermiş olması lazım. Somut deliller ulaşılamadığı için bu şekilde yıpratmayı tercih ettikleri konuşuluyor. Diyelim ki kanıta ulaşıldı, 'güç kullanarak seçim sonuçlarını çevirme' diye. Daha önce Trump'ın verdiği talimatlar var. Lindsey Graham, ay sonunda Georgia’da ifade verecek. Bir takım şeyler denendi, sonuca varılır ya da varılmaz, Trump'ın taraftarlarının ne yapacağını bilmiyoruz. Bir sonuca varılamazsa daha büyük kaosa da yol açabilir. Dolayısıyla bir diğer tartışma Trump'ın eve götürdüğü belgeler. Başkanken bunları erişime açma yetkisi bulunuyor, onu yapmış yahut yapmamış olabilir. Burada bir materyal olduğu biliniyordu, bu anlamda FBI baskını bilinen bir nokta üzerinden geldi. Bu evrakların ne kadar kullanılabileceği bir diğer tartışma konusu. Bunlar gizliyse ne kadar işlerine yarayacak bilemiyoruz."
'Demokratlar sürekli şeffaflık diyor fakat kendilerine geldiğinde kapatılan şeyler çok daha fazla olabiliyor'
Karaçam, Clinton'ın da devlete ait bilgileri kişisel sunucularında tutması skandalına atıf yaparken, bunun Trump vakasıyla benzemediğini söyleyenler olduğunu aktardı. Karaçam'a göre Demokratlar sürekli şeffaflık diyor ama kendilerine gelince kapatılan şeyler çok daha fazla olabiliyor:
“Dışişleri Bakanlığı döneminde Clinton da kişisel email server’ı kullanarak gizli bilgileri buralarda tuttuğuyla ilgili davalar konuşuldu. O zaman Clinton’ın soruşturmasını denetleyen Adalet Bakanlığı yetkilisi iki gizli belge içeren ve şahsi bir yere götürmeyle ilgili soruşturmaların birbirine benzemediğini söylüyor. Benzer belgelerle ilgili CIA Direktörü için de aynısı yaşanmıştı. Amerika’da sık görülen bir şey. Ne kadar yasa ihlali olduğu tartışılıyor. Hillary Clinton bir tweet attı, demokrasi vurgusu yaptı. Demokratlar sürekli şeffaflık diyor fakat kendilerine geldiğinde kapatılan şeyler çok daha fazla olabiliyor.”
‘ABD’de büyük sorun olan enflasyon ve pahalılık; ‘önce Amerika’ diyen stratejisiyle Trump’ı alternatif yapıyor’
Cumhuriyetçiler içerisindeki kıpırdanmalara, Pompeo ve Mike Pence ile Liz Cheney'nin aday olma olasılıklarına atıfta bulunan Karaçam, Trump'ın ise Cumhuriyetçi taban üzerindeki etkisinin genişliğine dikkat çekti. Karaçam, ABD'de enflasyon bir nezbe düşüş gösterse de sıkıntıların geçmediğini ve 'Önce Amerika' diyen Trump'ın alternatif görülebileceğini söyledi:
“Esasında Cumhuriyetçilerin içindeki yarış da ilginç. Mike Pompeo’yu bekliyoruz. Mike Pence sürekli sahada. Liz Cheney tartışılıyor ama ikisi kadar ön planda değil. Cumhuriyetçilerden belki 20 isim göreceğiz. FBI baskınının ardından Trump’ın vergi davaları da bir hızlandı. Daha önce ifade vermesi gerekiyordu fakat eski eşi öldüğü için gidememişti. Bir taraftan büyük federal suçlarla ilgili delillere ulaşmaya çalışıyorlar. Büyük bir delil bulmadan işi büyütmek istemiyorlar. Ama diğer taraftan da tetiğe basılmış gibi gözüküyor. Geçen cuma muhafazakar kongre vardı. Trump konuşmacıydı. Trump’ın sağlam kitlesi Cumhuriyetçiler içindeki yerini koruyor. Pence, Pompeo, Cheney neden olmaz Pence’in yasal gerekçelerle birtakım hareketleri yapamayacağını açıklaması tabanda belli bir yankı uyandırdı. Ama Cheney’nin öyle bir şansı da kalmadı. Bu kongrelerde Trump konuşuyor, etkisi hissediliyor. ABD'de enflasyon büyük sorun. Birkaç haftadır yakıt fiyatları düşüşe geçti. Biden’ın Suudi Arabistan ziyaretinden sonra çok hafif bir düşüş var. Bu yeterli değil. İstihdam artsa da gelirler harcamaları karşılamıyor, faizler artıyor, enflasyon yavaşlasa da fiyatlar hala yüksek. Dolayısıyla ‘Önce Amerika’ diyen stratejisiyle Trump bir alternatif gibi görünüyor."
'Demokratların ara seçimlerde işleri gerçekten zor olacak'
Karaçam, Trump'a karşılık Demokratların elinde de kürtaj hakkının elden gitmesi ve özgürlüklerin kısıtlanması gibi konular bulunduğunu söylerken enflasyonla mücadele yasasının ise büyük fark yaratmaya yetmeyeceğini belirtti. Karaçam, Trump karşıtı medyada Biden'a yönelen eleştirilere de dikkat çekti:
“Trump’ın stratejisine karşılık Demokratların elinde kürtaj hakkının elden gitmesi, özgürlüklerin kısıtlanması, Siyahların Hayatları Değerlidir gibi konular var. Bunlarla mücadele etmek için birtakım adımlar atılıyor. Enflasyonu azaltma yasası uzlaşmayla çıkmak zorunda kaldı. Diğer meclisten de geçecek. Adı enflasyonu azaltma yasası ama içeriğinde iklim değişikliğiyle mücadeleyle ilgili harcamaları da arttıran bir şey. Bunun küçük bir fark yaratabileceği düşünülüyor. Diğer taraftan da orta gelirliler için vergi artışı görülüyor. Biden’ın seçilmesi öncesinde merkez medyada Trump’ı göndermeye yemin etmiş editöryel bir kararlılık vardı. Trump’a karşı aynı şekilde sürüyor, Demokratlara destek var ama Biden ile ilgili de de eleştiriler devam ediyor. Dolayısıyla ara seçimlerde gerçekten işleri zor olacak.”
