'Rusya ve Türkiye, küreselcilerin yeni dünya yaratma planlarına karşı çıkan tarafsız müttefikler’
© Fotoğraf : Twitter
Abone ol
Rusya’nın başkenti Moskova’da, “Rusya ile Batı arasındaki medeniyet çatışmasında Türkiye’nin konumu” başlıklı konferans gerçekleşti. Etkinlikte, Türkiye’nin Rusya karşıtı yaptırımlara katılmamasında, iki ülke arasındaki yakın ekonomik bağların önemli rol oynadığı vurgulandı.
Moskova merkezli Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Ülkeleri Enstitüsü ŞİÖ Avrasya Entegrasyonu ve Kalkınma Bölümü Başkanı askeri uzman Vladimir Yevseyev, Rusya ve Türkiye’nin, çatışmaları çözme konusundaki işbirliğinde biriktirdiği deneyime dikkat çekerek silah sevkiyatıyla ilgili konularda çıkarların karşılıklı olarak dikkate alınmasının önemini kaydetti:
“Türkiye ile ciddi işbirliği deneyimi birikimimiz var. Bu, diğerlerinin yanı sıra, ortak devriyelerimizin yapıldığı Suriye’yi de ilgilendiriyor. Ortak durum izleme merkezinin oluşturulduğu Dağlık Karabağ’ı da ilgilendiriyor. Karadeniz bölgesinin sorunlarıyla ilgili işbirliğimiz de olumlu yönde gelişiyor. Türkiye, Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmadı. Bu da ortak girişimler için geniş alan açıyor. Aynı zamanda, Rusya ve Türkiye arasında bir takım anlaşmazlıklar da var. Ama bu normal. Çünkü her ülkenin kendi ulusal çıkarları var. Bizi özellikle Türkiye’nin Slovakya üzerinden gerçekleştirdiği İHA sevkiyatları endişelendiriyor. Bu İHA’lar keşif değil, genel olarak taarruz amaçlı. Savunma amacıyla değil, saldırı amacıyla askeri operasyonlarda kullanılabilir. Bence bu konuda birbirimizin çıkarlarını da dikkate alsak iyi olur.”
Diğer yandan Rusya Roket ve Topçu Bilimleri Akademisi’nin enformasyon politikasından sorumlu Başkan Yardımcısı Konstantin Sivkov, küresel çevrelerin tamamen yeni dünya inşa etme isteğine işaret ederek Rusya ve Türkiye’yi, küreselcilerin güçlü, bağımsız ve egemen devletlerin olmadığı bir dünya yaratma planlarına karşı çıkan tarafsız müttefikler olarak nitelendirdi:
“Bugün dünyada var olan hemen hemen tüm sorunların kaynağı, belirli küresel çevrelerin tamamen yeni dünya inşa etme isteği. Bu bir sır değil. Klaus Schwab’ın Davos’taki konuşması aslında dünyanın nasıl olacağının bir ilanı. Çok sert ve acımasızca inşa edilecek. Bu dünyada, Rusya ve Türkiye gibi güçlü ve egemen ülkelere yer yok. Bu anlamda, iki ülkemiz ortak çıkarlara sahip. Yeni dünya düzeni modeline karşı koyma konusunda, Rusya ve Türkiye tarafsız müttefiklerdir. Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, egemen ve tam bağımsız bir Türkiye politikası izliyor. Uzun süre boyunca küreselcilerin başlıca sıçrama tahtası ve politika aracı ABD’ydi. Fakat 2016’da orada devrim gerçekleşti. Küreselci seçkinlerin yerini, Donald Trump liderliğindeki küreselleşme karşıtı seçkinler aldı. Trump, ‘Make America Great Again’ diye ilan etti. Yani küreselciler için bir araç olarak değil, Amerika için Amerika. ABD’nin, küreselcilerin aracı olarak statüsü sallanmaya başladı. Yeni sıçrama tahtası arayışı başladı. Etkinliğine bakılırsa bu yeni sıçrama tahtası rolünü İngiltere üstleniyor. Boris Johnson, İngiltere’nin himayesinde, içinde Türkiye, Kuzey Afrika ve Avrupa Birliği’nin de dahil olduğu ‘Yeni Roma İmparatorluğu’nu yeniden yaratma fikrini ortaya attı. Türkiye için bu proje, egemenliği kaybetme ve İngiltere kontrolündeki bölgeye dönüşme gibi çok büyük tehditler içeriyor. Sanırım, Türkiye yönetimi bunu iyi anlıyor. Bu nedenle Rusya-Türkiye işbirliği büyümeye devam edecek.”
