https://anlatilaninotesi.com.tr/20220411/fransada-cumhurbaskanligi-yarisi-macron-da-le-pen-de-turkiye-ile-iliskilerini-iyi-tutmak-zorunda-1055471136.html
Fransa’da cumhurbaşkanlığı yarışı: Macron da Le Pen de Türkiye ile ilişkilerini iyi tutmak zorunda
Fransa’da cumhurbaşkanlığı yarışı: Macron da Le Pen de Türkiye ile ilişkilerini iyi tutmak zorunda
Sputnik Türkiye
Fransa'daki cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunu önde bitiren Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve aşırı sağcı Marine Le Pen 2017'de olduğu gibi cumhurbaşkanlığı... 11.04.2022, Sputnik Türkiye
2022-04-11T16:30+0300
2022-04-11T16:30+0300
2022-04-11T16:39+0300
görüş
fransa
paris
avrupa
ab
abd
nato
rusya
emmanuel macron
marine le pen
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/04/0a/1055443334_0:0:3071:1728_1920x0_80_0_0_0a414b3109cbec97a4550243be8e199b.jpg
Fransız cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun nihai sonuçlarına göre Macron yüzde 27.85, Le Pen ise yüzde 23.15 oranında oy aldı.Neo-liberal ekonomi politikaları uygulayan görevdeki Cumhurbaşkanı Macron ilk kez aday olduğu 2017 seçimlerinin ilk turunda yüzde 24 oranında oy almıştı. Le Pen ise 5 yıl önceki ilk turda yüzde 21.3 oranında oyu kendine çekmişti.2017'de yüzde 19.50 oyla dördüncü gelen radikal solcu Jean-Luc Melenchon bu kez yüzde 22 oyla üçüncü gelerek ikinci tura kalamadı. Özellikle geçen yıl sonbaharda medyada ve kamuoyunda "yükselen isim" olarak öne çıkarılan aşırı sağcı Eric Zemmour'un sadece yüzde 7.1 oy alması dikkati çekti. Merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisinin adayı Valerie Pecresse de yüzde 4.8 oy aldı. Yeşiller Partisinin Başkanı ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Yannick Jadot yüzde 4.6 ve Sosyalist Partinin (PS) adayı Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo da yüzde 1.8 oyda kaldı. Diğer adaylar Fabien Roussel yüzde 2.3, Nicolas Dupont-Aignan ise yüzde 2.1 oya ulaştı.İlk turda ilk iki sırayı kazanan Macron ve Le Pen, 24 Nisan'da düzenlenecek ikinci turda cumhurbaşkanı seçilmek için kozlarını paylaşacak.Fransız seçimlerini Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) Başkan Yardımcısı Can Baydarol ve Fransa’da yaşayan gazeteci Fatih Karakaya, Sputnik’e değerlendirdi.‘Macron önde görünse de bir sürpriz olarak Le Pen de çıkabilir’Can Baydarol, sol adayların aldığı oya dikkat çekerek şunları kaydetti:‘Müslümanlar Macron'a oy vermeyecek’Fatih Karakaya da bu seçimlerin sonuçlarının 2007’nin bir devamı olduğunu belirterek şunları söyledi:‘Daha milliyetçi bir Fransa diğer ülkelerdeki milliyetçi rüzgârları da tetikleyebilir’Peki, Macron ya da Le Pen’in seçilmesi Fransa’nın Avrupa, ABD ve NATO ile olan ilişkilerini nasıl etkiler? Baydarol, “Fransa’da bir NATO karşıtlığı halihazırda var. Macron da zaten ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’ diyerek bunu ifade etmişti” diyerek şunları ekledi:‘NATO'dan uzaklaşan, AB'den uzaklaşan bir Fransa'yı görebiliriz’Karakaya ise her iki Avrupa, ABD ve NATO ile olan siyasetlerinde farklı bir yol izleyeceğini düşünüyor:“Mesela şu anda Ukrayna'da yine NATO devreye giriyor, Fransa ABD ile aynı şekilde hareket ediyor” diye devam eden Karakaya, “Yani Macron'un sadece iç kamuoyuna verdiği mesajların pratikte hiçbir karşılığı yok, AB ordusunun kurulması falan da o kadar kolay bir mesele değil. Çünkü zaten AB içinde kendi aralarında bir anlaşma yok, uyumsuzluk var. Rusya'ya karşı bile şu an hangi tavır alınacağı konusu hiçbir şekilde netliğe kavuşmuş değil. Macron döneminde Amerikancı politikanın devam edeceğini, Amerika’nın güdümünde, NATO'nun güdümünde bir Avrupa politikasının devam edeceğini düşünüyorum” diye de ekledi.‘İslamofobi artık Avrupa’da son zamanlarda ‘Erdoğanfobi’ye dönüşmüştü’Fransa seçimlerinin sonuçlarının Türkiye ile ilişkilerin seyrini nasıl etkileyeceği de merak ediliyor. Baydarol’a göre bölgedeki enerji denklemi her iki adayı da Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya zorlayacak:‘Hangi aday seçilirse seçilsin Türkiye ile ilişkilerini iyi tutmak zorunda’Karakaya da “Adayların hangisi seçilirse seçilsin Türkler ve Müslümanlar açısından birbirinden hiçbir farkı yok” görüşünü şöyle savunuyor:
https://anlatilaninotesi.com.tr/20220411/fransada-ilk-tur-cumhurbaskanligi-seciminin-kesin-sonuclari-aciklandi-1055467059.html
fransa
paris
rusya
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rosiya Segodnya“
2022
Turan Salcı
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/1d/1063968283_0:16:787:803_100x100_80_0_0_387a309ad057f292b54c4dbdabaf3452.jpg
Turan Salcı
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/1d/1063968283_0:16:787:803_100x100_80_0_0_387a309ad057f292b54c4dbdabaf3452.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rosiya Segodnya“
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rosiya Segodnya“
Turan Salcı
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/1d/1063968283_0:16:787:803_100x100_80_0_0_387a309ad057f292b54c4dbdabaf3452.jpg
fransa seçim sonuçları,
Fransa’da cumhurbaşkanlığı yarışı: Macron da Le Pen de Türkiye ile ilişkilerini iyi tutmak zorunda
16:30 11.04.2022 (güncellendi: 16:39 11.04.2022) Özel
Fransa'daki cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunu önde bitiren Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve aşırı sağcı Marine Le Pen 2017'de olduğu gibi cumhurbaşkanlığı için yeniden yarışacak. Avrupa uzmanı Can Baydarol ve Fransa’da yaşayan gazeteci Fatih Karakaya, seçimin ilk sonuçlarını birçok farklı konu başlığı üzerinden Sputnik’e değerlendirdi.
Fransız cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun nihai sonuçlarına göre Macron yüzde 27.85, Le Pen ise yüzde 23.15 oranında oy aldı.
Neo-liberal ekonomi politikaları uygulayan görevdeki Cumhurbaşkanı Macron ilk kez aday olduğu 2017 seçimlerinin ilk turunda yüzde 24 oranında oy almıştı. Le Pen ise 5 yıl önceki ilk turda yüzde 21.3 oranında oyu kendine çekmişti.
2017'de yüzde 19.50 oyla dördüncü gelen radikal solcu Jean-Luc Melenchon bu kez yüzde 22 oyla üçüncü gelerek ikinci tura kalamadı. Özellikle geçen yıl sonbaharda medyada ve kamuoyunda "yükselen isim" olarak öne çıkarılan aşırı sağcı Eric Zemmour'un sadece yüzde 7.1 oy alması dikkati çekti. Merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisinin adayı Valerie Pecresse de yüzde 4.8 oy aldı. Yeşiller Partisinin Başkanı ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Yannick Jadot yüzde 4.6 ve Sosyalist Partinin (PS) adayı Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo da yüzde 1.8 oyda kaldı. Diğer adaylar Fabien Roussel yüzde 2.3, Nicolas Dupont-Aignan ise yüzde 2.1 oya ulaştı.
İlk turda ilk iki sırayı kazanan Macron ve Le Pen, 24 Nisan'da düzenlenecek ikinci turda cumhurbaşkanı seçilmek için kozlarını paylaşacak.
Fransız seçimlerini Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) Başkan Yardımcısı Can Baydarol ve Fransa’da yaşayan gazeteci Fatih Karakaya, Sputnik’e değerlendirdi.
‘Macron önde görünse de bir sürpriz olarak Le Pen de çıkabilir’
Can Baydarol, sol adayların aldığı oya dikkat çekerek şunları kaydetti:
İlk turda enterasan bir sonuç çıktı çünkü soldaki adayların her biri ayrı ayrı çıkmasaydı Melenchon ikinci turda büyük ihtimalle Macron’a rakip olacaktı. Burada Fransız solu içindeki büyük bölünmeyi görüyoruz. Bu durum iki sağcı lidere yaradı. Şu anda yapılan tahminlerde, yüzde 51’e 49 ya da 51.5’a 48.5’luk oranla Macron daha ön planda görülüyor. Ama seçime katılım nasıl olacak? Her iki adaya da oy vermek istemeyenler katılmazsa o zaman Le Pen’in seçilme ihtimali de ortaya çıkar. 2002’de de benzer bir durum ortaya çıkmıştı. Jacques Chirac ve Le Pen’in babası Jean-Marie Le Pen ikinci tura kalmıştı, hiç sevilmemesine rağmen Fransız solu Chirac’a oy vererek aşırı sağın iktidara gelmesini engellemişti. Ancak Macron konusunda çok fazla eleştiri var. Özellikle iç politikadaki başarısızlıkları ve ekonominin çok kötüye gitmesi Macron’u zayıflattı. Dolayısıyla bir sürpriz olarak Le Pen de çıkabilir. Bundan da bütün Avrupa son derece kötü etkilenir.
‘Müslümanlar Macron'a oy vermeyecek’
Fatih Karakaya da bu seçimlerin sonuçlarının 2007’nin bir devamı olduğunu belirterek şunları söyledi:
Fransız halkı cumhuriyet cephesi ile aşırı sağ arasında bir tercih yapmaya zorlanıyor. Dolayısıyla Fransızlar aslında birisini beğendikleri, sevdikleri, programını onayladıkları için değil, sırf başka bir adaya karşı oy vermek için sandığa gidecekler. Burada kilit isim Melenchon oldu. Melenchon’un partisi aşırı sol komünizme yakın bir parti, fakat Müslümanlar konusunda söylemi düzgün olan bir partiydi. Müslümanlar da ona yöneldiler. 2017'deki oylarını artırarak kilit parti durumuna geldi ve Melenchonikinci turda ‘İkinci turda Le Pen'e bir oy bile gitmemeli’ dedi. Ama burada Le Pen'e oy vermeyin derken Macron'a da oy verin de demedi. Dolayısıyla Le Pen karşıtı seçmenlerin hepsinin Macron'a oy vereceği ile ilgili bir şüphe var. Özellikle Müslüman kesimde bununla ilgili büyük tereddütler var. Çünkü Macron'un uyguladığı politikalar, Müslümanlara karşı yaptığı bütün yasalar, Müslümanları çok zor durumda bıraktı. Dolayısıyla Müslümanlar da Macron'a oy vermeyecek.
‘Daha milliyetçi bir Fransa diğer ülkelerdeki milliyetçi rüzgârları da tetikleyebilir’
Peki, Macron ya da Le Pen’in seçilmesi Fransa’nın Avrupa, ABD ve NATO ile olan ilişkilerini nasıl etkiler? Baydarol, “Fransa’da bir NATO karşıtlığı halihazırda var. Macron da zaten ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’ diyerek bunu ifade etmişti” diyerek şunları ekledi:
“Le Pen iktidara gelirse NATO/ABD karşıtlığı daha da ön plana çıkacaktır. Daha milliyetçi bir Fransa diğer ülkelerdeki milliyetçi rüzgarları da tetikleyebilir. Ne olursa olsun Fransa ve Almanya şu anda ABD’den rahatsızlık duyuyor. Sonuçta Rusya’yı kışkırtıp bu sonuçlara yol açanın ABD olduğu düşünülüyor. Buna bağlı olarak yeni bir Avrupa savunma güvenliği kimliğinin oluşturulabilirliğini düşünüyorlar. Açıklanan savunma bütçeleri de bu açından Avrupa’da yeni bir döneme işaret ediyor. Bu çerçevede sosyal devletten güvenlik devletine doğru bir geçiş eğilimi ortaya çıkacak. Macron da kalsa Le Pen de gelse Almanya ile ortaklıkta yeni bir arayışın içine gireceklerini düşünüyorum.”
‘NATO'dan uzaklaşan, AB'den uzaklaşan bir Fransa'yı görebiliriz’
Karakaya ise her iki Avrupa, ABD ve NATO ile olan siyasetlerinde farklı bir yol izleyeceğini düşünüyor:
“Le Pen'in daha çok ulusalcı, daha çok bağımsız, NATO'dan uzak, AB'den uzak bir hedefi var. Tamamen kendi başına yaşayan bir ülke hedefi var. Dolayısıyla Le Pen seçildiği takdirde tamamen dengeler değişebilir. NATO'dan uzaklaşan, AB'den uzaklaşan bir Fransa'yı görebiliriz. Öte yandan Le Pen'in Rusya yanlısı olduğu çok aşikar ve bilinen bir konu. 2017'deki seçimlerde Fransa'dan hiçbir kredi çekemediği için Rusya'dan kredi çekti hala kredisini Rusya'ya ödeyen bir parti. Dolayısıyla AB içindeki Macaristan gibi Fransa'nın da Rusya yanlısı olması muhtemel. Ama Macron seçildiği takdirde çok fazla bir şeyin değişeceğini zannetmiyorum. Her ne kadar Macron ‘NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti’ dese de aslında onun derdi sadece Türkiye ile olduğu için NATO'nun Türkiye'ye yaptırımlar uygulamasını istediği ve Türkiye'yi biraz dizginlemeye çalıştığı için NATO karşıtı olduğunu düşünüyorum.”
“Mesela şu anda Ukrayna'da yine NATO devreye giriyor, Fransa ABD ile aynı şekilde hareket ediyor” diye devam eden Karakaya, “Yani Macron'un sadece iç kamuoyuna verdiği mesajların pratikte hiçbir karşılığı yok, AB ordusunun kurulması falan da o kadar kolay bir mesele değil. Çünkü zaten AB içinde kendi aralarında bir anlaşma yok, uyumsuzluk var. Rusya'ya karşı bile şu an hangi tavır alınacağı konusu hiçbir şekilde netliğe kavuşmuş değil. Macron döneminde Amerikancı politikanın devam edeceğini, Amerika’nın güdümünde, NATO'nun güdümünde bir Avrupa politikasının devam edeceğini düşünüyorum” diye de ekledi.
‘İslamofobi artık Avrupa’da son zamanlarda ‘Erdoğanfobi’ye dönüşmüştü’
Fransa seçimlerinin sonuçlarının Türkiye ile ilişkilerin seyrini nasıl etkileyeceği de merak ediliyor. Baydarol’a göre bölgedeki enerji denklemi her iki adayı da Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya zorlayacak:
“Son NATO zirvesinde Macron ve Recep Tayyip Erdoğan iyi ilişkiler gösterdi. Macron, Erdoğan’ın omzuna elini attı ve aradaki buzların eridiğini gösterdi. Bütün bunun perde arkasındaki enerji denklemini unutmamak lazım. İsrail’in doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidecek olması yine Türkiye’nin diğer doğalgaz kaynaklarının da dağıtım noktası olması önem taşıyor. Macron da olsa Le Pen de olsa Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkiler biraz daha olumluya gider. Tabii Le Pen’in gelmesi halinde sinirler biraz gerilebilir onu da belirtmek gerekir. Avrupa’da İslamofobi son zamanlarda ‘Erdoğanfobi’ye dönüşmüştü. Ama şu anda Erdoğan ile iyi geçinmek Batılı liderlerin işine geliyor. Dolayısıyla işleri çıkmaza sokacak politikalar izlenmeyecektir.”
‘Hangi aday seçilirse seçilsin Türkiye ile ilişkilerini iyi tutmak zorunda’
Karakaya da “Adayların hangisi seçilirse seçilsin Türkler ve Müslümanlar açısından birbirinden hiçbir farkı yok” görüşünü şöyle savunuyor:
“Ancak bana göre hangi aday seçilirse seçilsin Türkiye ile ilişkilerini her halükarda iyi tutmak zorunda, bunu çok iyi biliyorlar. İç kamuoyuna verdikleri bu mesajların hiçbir karşılığı yok. Macron bunu en başta denedi, ama gördü ki Türkiyesiz yapamayacağını biliyor. Ama Le Pen seçildiğinde ilişkiler tabii daha sık gerilebilir. Yani sonuçta onun seçme kitlesi tamamen Türkiye karşıtı, ırkçı, göçmen karşıtı bir politika güttüğü için yani biraz daha fazla krizler olabilir ama sonuçta her halükarda ilişkileri bir şekilde devam edecektir. Türkiye'nin Fransa'ya yaptığı iyilikleri başka kimse yapmamıştır. Birçok Fransız teröristi tutuklayıp göndermiştir. Ama Paris sokaklarında, Strazburg sokaklarında PKK'lılar elini kolunu sallayarak gösteri yapabiliyor, Türkiye karşıtı eylemler yapabiliyor. Hatta finansman sağlayabiliyorlar. Bu tür ilişkilerden dolayı krizler olabiliyor ama bir şekilde ilişkiler düzelir. Şu anda Türkiye'nin İsrail, BAE, hatta belki ilerde Mısır'la ilişkileri düzeldiğinde Akdeniz'de ortak bir doğalgaz projesi yürütüldüğünde Fransa'nın hiçbir gerekçesi de kalmayacaktır.”
