00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
10 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
9 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
13 dk
TARİHTE BUGÜN
17:47
3 dk
HABERLER
18:00
10 dk
HABERLER
19:00
8 dk
SESLİ HABER
19:29
2 dk
SESLİ HABER
19:46
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
07:00
1 dk
SEYİR HALİ
Ali Çağatay'la Seyir Hali
07:01
119 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
09:00
1 dk
YERİ VE ZAMANI
Güçlü Özgan'la Yeri ve Zamanı
09:05
114 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
11:00
1 dk
YAZI - YORUM
Fethi Yılmaz'la Yazı - Yorum
11:05
55 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
12:00
1 dk
GÜN ORTASI
Okan Aslan'la Gün Ortası
12:05
85 dk
HABER MASASI
Selin Yazıcı, Aslı Kahveci ve Serkan Baştımar'la Haber Masası
13:30
35 dk
FUTBOL SAATİ
Selin Yazıcı ve Serhat Ayan'la Futbol Saati
14:05
55 dk
ANKARA FARKI
İsmet Özçelik'le Ankara Farkı
15:02
58 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:01
89 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
SESLİ HABER
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik veriler paylaşıldı
17:38
5 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
SESLİ HABER
ABD’li Kongre Üyesi Jeffries’ten kritik Ukrayna açıklaması
18:11
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
Ukrayna krizi
Batılı ülkelerin Ukrayna'ya silah tedarik etmeye dönük hamleleri ülkede krizi tırmandırdı. Ukrayna ordusu, güçlerinin neredeyse yarısını ülkenin doğusundaki çatışma hattına yığdı. 2021'de Ukrayna'ya 650 milyon dolardan fazla askeri yardım sağlayan ABD, Kiev’e silah göndermeyi sürdürüyor.

Moskova'dan Washington'a yanıt: Ukrayna NATO üyesi olursa Rusya-NATO çatışması riski var

© AP Photo / Denis BalibouseABD- Rusya bayrakları
ABD- Rusya bayrakları - Sputnik Türkiye, 1920, 17.02.2022
Abone ol
Rusya'nın güvenlik garantileriyle ilgili tekliflerine ABD'den gelene cevaba, Moskova yanıt verdi. Rus tarafı, Ukrayna'nın NATO üyesi olması halinde Kırım'ı güç yoluyla geri alma tehdidinin doğacağını ve bunun da NATO ile Rusya arasında direkt silahlı çatışmaya yol açacağını vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan belgede, "Ukrayna NATO'ya kabul edilirse, Kiev'deki rejimin Kırım'ı güç yoluyla 'geri alma' girişiminde bulunarak, Washington Antlaşması'nın 5. maddesi uyarınca, ABD ve müttefiklerini Rusya'yla direkt silahlı çatışmaya çekmesi yönünde gerçek bir tehdit ortaya çıkar" dendi.
Belgede şu ifadelere yer verildi:
Genel tablo
Rus tarafının ABD ile hazırladığı güvenlik garantilerine ilişkin anlaşma taslağının temel unsurlarına Amerikan tarafının yapıcı bir yanıt vermediğini belirtiriz. Bunlar, NATO'nun daha fazla genişlemesinin reddedilmesi, 'Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO üyesi olacağı' belirtilen 'Bükreş formülünün' geri çekilmesi ve herhangi bir askeri faaliyet yürütmek için altyapılarının kullanımı ve saldırı nitelikli olanlar dahil askeri kabiliyetlerin ve NATO altyapısının Rusya-NATO Kurucu Senedi'nin imzalandığı 1997 yılındaki durumuna geri dönüşü dahil olmak üzere daha önce SSCB'de yer alan ve İttifak üyesi olmayan devletlerin topraklarında askeri üsler kurulmasının reddedilmesidir. Bu hükümler Rusya Federasyonu için ilkesel öneme sahiptir.
Rus tekliflerinin bir paket niteliği taşıdığı göz ardı edildi, bilhassa 'uygun' konular seçildi ve bunlar ABD ve müttefikleri için avantajlar oluşturacak yönünde 'büküldü.' ABD'li yetkililerin retoriği gibi, bu yaklaşım da Washington'un gerçekten Avrupa'nın güvenlik durumunu düzeltmeye kararlı olduğuna dair meşru şüpheleri pekiştiriyor. Rusya sınırlarına yakın yerlerde artan ABD ve NATO askeri faaliyetleri endişe vericiyken, bizim kırmızı çizgilerimiz ve temel güvenlik çıkarlarımız ile Rusya'nın onları koruma konusundaki egemen hakkı göz ardı edilmeye devam ediyor. Rusya topraklarındaki belirli bölgelerden askerlerin çekilmesine yönelik nihai talepler ve buna daha sert yaptırım tehditleri kabul edilemez ve gerçek mutabakatlara varma umutlarını baltalıyor. ABD ve müttefikleri tarafından güvenliğimizin sağlanmasıyla ilgili kesin, yasal olarak bağlayıcı garantiler sunulması konusunda anlaşma yapmaya Amerikan tarafının hazır olmaması nedeniyle Rusya, askeri-teknik önlemlerin uygulanması da dahil karşılık vermek zorunda kalacaktır.
Ukrayna konusunda
ABD ve müttefiklerinin geçen sonbahardan bu yana resmi düzeyde açıkladığı gibi, Ukrayna'ya yönelik herhangi bir ‘Rus istilası’ yok ve planlanmıyor, bu nedenle ‘Rusya'nın gerilimden sorumlu olduğu’ hakkındaki açıklamalar, baskı yapma ve Rusya'nın güvenlik garantileri ile ilgili önerilerini değersizleştirme girişiminden başka bir şey değildir.
Bu bağlamda 1994 tarihli Budapeşte Mutabakatı kapsamındaki Rus yükümlülüklerinden söz edilmesinin, Ukrayna’nın içindeki ihtilafla hiçbir ilgisi yok ve oradaki iç faktörlerin etkisinin sonucunda oluşan durumlar için geçerli değildir. Ukrayna devletinin toprak bütünlüğünü kaybetmesi, kendi içinde gerçekleşen süreçlerin sonucudur.
Amerika'nın yanıtında yer alan, Rusya'nın ‘Kırım'ı işgal ettiği’ yönündeki suçlamalarının ise eleştirilecek tarafı bile yok. 2014 yılında Kiev’de, başlatanların ABD ve müttefiklerinin desteğiyle, Rus ve Rusça konuşan nüfusun yanı sıra diğer ‘itibarsız’ etnik grupların haklarını ihlal eden milliyetçi bir devletin kurulmasına yöneldiği bir darbe gerçekleşti. Böyle bir durumda Kırımlıların Rusya ile yeniden birleşme yönünde oy kullanmaları şaşırtıcı değil. Kırım ve Sivastopol halkının Rusya Federasyonu'na dönme kararı, BM Tüzüğü’nde yer alan kendi kaderini tayin hakkının kullanılması kapsamında özgür iradenin tecelli etmesiyle alındı. Hiçbir güç veya güç tehdidi kullanılmadı. Kırım'ın aidiyeti sorunu kapanmıştır.
Ukrayna’nın NATO'ya kabul edilmesi durumunda Kiev'deki rejimin Kırım'ı güç yoluyla 'geri alma' girişiminde bulunarak, Washington Antlaşması'nın 5. maddesi uyarınca ABD ve müttefiklerini Rusya'yla direkt silahlı çatışmaya çekmesi yönünde gerçek bir tehdit ortaya çıkar.
ABD'nin yanıtında Rusya'nın ‘Donbass'taki çatışmayı körüklediğİ’ iddiasıyla tekrarlanan tez hükümsüzdür. Nedenleri tamamen Ukrayna’nın içindeki süreçlerdir. Çözüm, yalnızca sıralama ve uygulanmasına ilişkin sorumluluğun açıkça tanımlandığı ve ABD, Fransa ve İngiltere dahil olmak üzere BM Güvenlik Konseyi'nin 2202 sayılı Kararı ile oybirliğiyle onaylanmış olan Minsk Anlaşmalarının ve ‘Önlem Paketinin’ uygulanmasıyla mümkündür. Bu kararın 2. paragrafında Kiev, Donetsk ve Lugansk taraflar olarak adlandırılmıştır. Bu belgelerin hiçbirinde Rusya'nın Donbass'taki çatışma ile ilgili sorumluluğundan bahsedilmiyor. Rusya, AGİT ile birlikte ana müzakere formatı olan Temas Grubunda ve Berlin ve Paris ile birlikte, çatışmanın taraflarına tavsiyelerde bulunan ve o tavsiyelerin uygulanmasını izleyen ‘Normandiya Formatında’ arabulucu rolü oynuyor.
Ukrayna etrafındaki gerilimin azaltılması için aşağıdaki adımların atılmasının ilkesel önemi var. Bunlar, Kiev'in ‘Önlem Paketine’ uymak için baskı yapılması, Ukrayna'ya silah tedarikinin durdurulması, tüm Batılı danışmanların ve eğitmenlerin oradan geri çekilmesi, NATO ülkelerinin Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ile ortak tatbikatları reddetmesi ve daha önce Kiev’e teslim edilen tüm yabancı silahların Ukrayna topraklarının dışına çekilmesi.
Bu bağlamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 7 Şubat 2022'de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Moskova'da yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, bizim diyaloğa açık olduğumuzu vurguladığına ve ‘uluslararası yaşamın tüm katılımcıları için eşit, herkes için istikrarlı güvenlik koşulları hakkında düşünme’ çağrısında bulunduğuna dikkat çekeriz.
Sergey Lavrov - Sputnik Türkiye, 1920, 17.02.2022
Ukrayna krizi
Lavrov: ABD'nin güvenlik garantileriyle ilgili yanıtına cevabımızı birkaç saat içinde göndereceğiz
Kuvvetlerin konfigürasyonu
ABD’nin, Rusya’nın önerilerine verdiği yanıtta, Avrupa’nın güvenliği alanındaki durumun iyileştirilmesi sürecinde ilerlemenin 'ancak Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tehdit edici eylemlerinden kaynaklanan gerilimin düşürülmesi kaydıyla elde edilebileceği' konusunda ısrar ettiğini görüyoruz, yani anladığımız kadarıyla Rus birliklerinin Ukrayna sınırlarından uzaklaştırılmasını talep ediyorlar. Bununla birlikte ABD, sadece 'karşılıklı yükümlülükler' hakkında konuşmaya, 'Ukrayna topraklarında, savaş görevine sahip daimi kuvvetler konuşlandırmaktan vazgeçmeye' ve 'konvansiyonel kuvvetler konusunu müzakere etme olasılığını değerlendirmeye' hazır. Geri kalanına gelince, Amerikan tarafı, ikili anlaşma taslağının 4. maddesinin 2 bendinde ve 5. maddenin 1. bendinde yer alan önerilerimiz konusunda sessiz kalıyor ve 'ABD ve NATO kuvvetlerinin mevcut konfigürasyonunun sınırlı, orantılı ve NATO-Rusya Kurucu Yasası kapsamındaki yükümlülüklerle tamamen tutarlı olduğunu' belirtiyor.
Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri'nin kendi topraklarında konuşlandırılmasının, ABD’nin temel çıkarlarını etkilemediği ve etkileyemeyeceği gerçeğinden hareket ediyoruz. Ukrayna topraklarında kuvvetlerimizin bulunmadığını hatırlatmak istiyoruz. Bununla birlikte ABD ve müttefikleri, askeri altyapılarını doğuya doğru ilerletti ve yeni üyelerin topraklarına birliklerini yerleştirdi. Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması’nın kısıtlamalarını aştılar ve Rusya-NATO Antlaşması’nın 'ek büyük askeri kuvvetlerinin kalıcı olarak yerleştirilmesinden vazgeçilmesi' ile ilgili hükümlerini oldukça keyfi yorumladılar. Bu eylemler sonucu oluşan durum kabul edilemez. Orta Doğu Avrupa, Güney Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerine yerleştirilen tüm ABD askeri güçlerinin ve silahlarının çekilmesinde ısrar ediyoruz. Bu bölgelerdeki ulusal potansiyellerin oldukça yeterli olduğuna inanıyoruz. Bu konuyu, Rusya’nın sunduğu antlaşma taslağının 4. ve 5. maddeleri temelinde müzakere etmeye hazırız.
NATO’nun ‘açık kapı’ politikası
ABD, NATO’nun ‘açık kapı’ politikasına 'güçlü desteğini' yineledi. Ama bu politika, AGİT kapsamındaki temel taahhütlere, özellikle de 'başkalarının güvenliği pahasına kendi güvenliğini güçlendirmeme' taahhüdüne aykırı. Bu politika, 6-7 Haziran 1991 tarihinde Kopenhag’da yapılan NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda, 'Avrupa’da değişen durumdan tek taraflı olarak yararlanmamayı', diğer ülkelerin 'meşru çıkarlarını tehdit etmemeyi', bu ülkeleri 'izole etmeye' veya 'kıtada yeni ayrım çizgileri çizmemeye' çalışmamayı taahhüt eden ittifakın kendi yönergeleriyle de tutarlı değil. ABD ve NATO'yu, barış ve güvenliği koruma alanındaki uluslararası yükümlülüklerinin yerine getirilmesi çalışmalarına geri dönmeye çağırıyoruz. İttifak üyelerinden, NATO’nun doğuya genişlemeye devam etmekten vazgeçişinin hukuken saptanmasının içeriği ve biçimleri ile ilgili somut teklifler bekliyoruz.
Tekliflerin paket niteliği
ABD’nin, silah kontrolü ve risklerin azaltılması ile ilgili bazı tedbirler üzerinde ayrıntılı biçimde çalışmaya hazır olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda Washington’un, Rusya’nın son yıllarda bu alanlarda öne sürdüğü bir dizi öneri ve girişiminin haklılığını nihayet kabul ettiğini de görüyoruz.
Bununla birlikte, bir kez daha Amerikan tarafının dikkatini, güvenlik garantilerine ilişkin sunduğumuz belgelerde Rusya’nın, Avrupa-Atlantik bölgesinde oluşmaya devam eden kabul edilemez durum için kapsamlı ve uzun vadeli çözüm yolunu izlemeyi teklif ettiği gerçeğine çekiyoruz. Her şeyden önce, NATO’nun Rusya’nın güvenliğine zarar verecek eylemlerden vazgeçtiğine ilişkin anlaşma şeklindeki güvenlik mimarisi için istikrarlı temelin oluşturulmasından bahsediyoruz. Bu, bizim için değişmeyen bir zorunluluk olmaya devam ediyor. Böyle güçlü temelin sağlanmaması durumunda, silah kontrolü ve askeri risklerin azaltılması gibi birbiriyle ilişkili olan ve belirli yönlerde askeri faaliyetlerin kısıtlanmasını ve öngörülebilirliğini sağlayan tedbirler, üzerinde anlaşma sağlansa dahi, geleceğe yönelik sürdürülebilir olmayacak.
Böylelikle, Rusya’nın teklifleri paket niteliğinde ve içinden bazı bileşenler çıkarılmadan bir bütün olarak ele alınmalı.
Bu bağlamda, Washington ve Brüksel’den, Rusya’nın girişiminde açıkça belirlediğimiz en önemli unsurlarına yapıcı tepkinin gelmediğine dikkat çekmek istiyoruz. Silah kontrolüyle ilgili konulara gelince, bunları yalnızca güvenlik garantisi sorununun çözümüne yönelik kapsamlı, paket niteliğindeki yaklaşım bağlamında değerlendiriyoruz.
ABD Başkanı Joe Biden - Sputnik Türkiye, 1920, 17.02.2022
Ukrayna krizi
ABD Başkanı Biden'dan 'Ukrayna işgali' iddiasında ısrarcı: 'Tehdit çok yüksek'
Bölünmez güvenlik ilkesi
ABD'nin yanıtında, Amerikan tarafının alternatifi olmayan bölünmez güvenlik ilkesine uymaya tamamen bağlı olduğunu teyit ettiğini görmedik. Amerikan tarafının bu hususu dikkate aldığına ilişkin genel nitelikli açıklamalar, Washington'un, Rusya'nın güvenlik çıkarları pahasına kendisi ve müttefikleri için avantajlar oluşturmayı öngören yapıcılıktan uzak ve istikrar bozucu yoldan vazgeçmeye hazır olmamasıyla doğrudan çelişiyor. Bu, tam olarak, Kuzey Atlantik İttifakı'nın, ABD öncülüğünde, Ukrayna toprakları da dahil post-Sovyet coğrafyasını sınırsız bir şekilde jeostratejik ve askeri açıdan asimile etme politikasını uygulamasının bir sonucu olup bu husus, bizim için özellikle hassas bir niteliğe sahiptir.
Tüm bunlar, doğrudan Rusya sınırlarında oluyor. Böylece bizim 'kırmızı çizgilerimiz' ve temel güvenlik çıkarlarımız göz ardı edilirken Rusya'nın bunları sağlama konusundaki vazgeçilemez hakkı reddediliyor. Bu, bizim için elbette kabul edilemez.
Ek olarak, bu ilkenin, tarafların geçen yılın şubat ayında herhangi bir terkin olmaksızın 5 yıl süreyle uzatmayı kabul ettiği stratejik saldırı silahlarını daha da azaltmaya ve sınırlamaya dönük önlemlere ilişkin 2011 tarihli Rusya Federasyonu ve Amerika Birleşik Devletleri Antlaşması'nın önsözünde ve ayrıca 1975 Helsinki Nihai Senedi', 1990 Yeni Avrupa İçin Paris Şartı, 1997 Rusya-NATO Kurucu Senedi, 1999 AGİT Avrupa Güvenliği İstanbul Şartı, 2002 NATO-Rusya Roma Deklarasyonu ve 2010 AGİT Zirvesi Astana Deklarasyonu gibi en üst düzeyde kabul edilen bir dizi AGİT ve Rusya-NATO temel belgesinde yer aldığını hatırlatırız.
Alınan yanıtta, Washington'un bölünmez güvenlik konseptine bağlılığından bahsedildiğini belirtiriz. Ancak bu husus metinde, devletlerin 'müttefiklik anlaşmaları da dahil olmak üzere, güvenliklerini sağlama yöntemlerini özgürce seçme veya değiştirme' hakkına indirgeniyor. Bu özgürlük mutlak değildir ve Avrupa Güvenlik Şartı'nda belirtilen iyi bilinen formülün sadece yarısıdır. Onun ikinci kısmı, bu hak kullanılırken "... başka devletlerin güvenliği pahasına kendi güvenliğini pekiştirmemeyi" talep etmektedir. Bu yılın 10 Şubat tarihinde NATO'dan gelen mektubu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 28 Ocak 2022'de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e bu konuda gönderdiği mesaja yanıt olarak kabul edemeyiz. Biz, ulusal düzeyde bir yanıt verilmesini talep ettik.
'START sonrası' ve 'güvenlik yönetimi'
'ABD, stratejik istikrar konulu diyalog çerçevesinde 'START'ın geliştirilmesine yönelik önlemleri' hazırlamaya 'hemen' koyulmayı teklif ediyor. Ancak bununla birlikte Amerikan tarafı, bizim mutabık kalmadığımız, belirli silahların diğer tarafın ulusal topraklarına doğrudan tehdit oluşturma kabiliyetine bakılmaksızın, yalnızca nükleer silahlara odaklanmayı öngören yaklaşımı ortaya koymaya çalışıyor. Böylesine tek taraflı bir bakış, 16 Haziran 2021'de Cenevre'de yapılan Rus-Amerikan zirvesinde, gelecekteki silah kontrolünün ve risk azaltma önlemlerinin temelini atmak üzere tasarlanan stratejik diyaloğun kapsamlı doğasına ilişkin varılan mutabakatlara aykırıdır.

Rusya, stratejik soruna yönelik entegre yaklaşımı savunmaya devam ediyor. Biz, yeni bir 'güvenlik denkleminin' birlikte geliştirilmesini öneriyoruz.

Bizim tarafımızdan önerilen, güncelliğini tamamen koruyan konseptin unsurları, stratejik diyalog çerçevesinde yapılan görüşmelerde ve içeriğine ilişkin olarak 17 Aralık 2021 tarihinde tarafımızca sunulan çalışma belgesinde Amerikan tarafının dikkatine sunuldu.
Nükleer silahların ulusal toprakların dışına konuşlandırılması
ABD kendi belgesinde, tarafımızca önerilen önlem ‘paketinin’, sınırları dışında konuşlandırılan nükleer silahların ulusal topraklara geri çekilmesi ve ileride ulusal topraklar dışında konuşlandırılmasından vazgeçilmesi şeklindeki unsurunu yanıtsız bırakarak, stratejik diyalog platformunda stratejik olmayan nükleer silahların konuşlandırılması sorununun özelliklerini ve tarafların güvenliğini etkileyen diğer faktörler dikkate alınmaksızın üstesinden gelme ihtiyacından bahsetmekle sınırlı kaldı.
Önerilerimizde, nükleer olmayan bazı NATO devletlerinin topraklarında, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nı (NPT) ihlal ederek, Rusya topraklarındaki hedefleri vurma kapasitesine sahip ABD’ye ait nükleer silahlarının varlığı sorununun çözümü söz konusu olduğunu açıklığa kavuşturmak istiyoruz. Bu, bu tür silahların Avrupa'da hızlı bir şekilde konuşlandırılması ile ilgili altyapının ortadan kaldırılmasını, ayrıca nükleer olmayan NATO ülkelerinin de dahil edildiği bu silahların kullanımına ilişkin NATO eğitim ve tatbikatlarının durdurulmasını içerebilecek.
Bu tahriş edici unsur ortadan kaldırmadan stratejik olmayan nükleer silahlar konusunu tartışmak imkansızdır.
START - Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması

Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması

ABD, stratejik istikrar konulu diyalog çerçevesinde 'START'ın geliştirilmesine yönelik önlemleri' hazırlamaya 'hemen' koyulmayı teklif ediyor. Ancak bununla birlikte Amerikan tarafı, bizim mutabık kalmadığımız, belirli silahların diğer tarafın ulusal topraklarına doğrudan tehdit oluşturma kabiliyetine bakılmaksızın, yalnızca nükleer silahlara odaklanmayı öngören yaklaşımı ortaya koymaya çalışıyor. Böylesine tek taraflı bir bakış, 16 Haziran 2021'de Cenevre'de yapılan Rus-Amerikan zirvesinde, gelecekteki silah kontrolünün ve risk azaltma önlemlerinin temelini atmak üzere tasarlanan stratejik diyaloğun kapsamlı doğasına ilişkin varılan mutabakatlara aykırıdır.
Rusya, stratejik soruna yönelik entegre yaklaşımı savunmaya devam ediyor. Biz, yeni bir 'güvenlik denkleminin' birlikte geliştirilmesini öneriyoruz.
Bizim tarafımızdan önerilen, güncelliğini tamamen koruyan konseptin unsurları, stratejik diyalog çerçevesinde yapılan görüşmelerde ve içeriğine ilişkin olarak 17 Aralık 2021 tarihinde tarafımızca sunulan çalışma belgesinde Amerikan tarafının dikkatine sunuldu.
Kara bazlı orta ve kısa menzilli füzeler
Bu sorunu, stratejik istikrar konusundaki Rus-Amerikan diyaloğunun öncelikli alanlarından biri olarak görüyoruz. Bu silah kategorisinin, Rusya ve ABD tarafından ortaklaşa üzerinde çalışılması gereken yeni 'güvenlik denkleminin' elzem bir bileşeni olduğuna inanıyoruz.

Avrupa'da kara bazlı orta ve kısa menzilli füzeler konuşlandırılmasına ilişkin karşılıklı teyit edilebilir moratoryumlar fikrine dayanan 'post-INF Anlaşması' (Orta Menzilli Nükleer Füzeler Anlaşması) alanındaki Rus inisiyatiflerinin güncelliğini koruduğundan hareket etmeye devam ediyoruz.

Prensip olarak, (anlaşmanın) pratik uygulama yollarının esaslı şekilde gözden geçirilmesine açığız. Aynı zamanda, Washington'un bu silahlar üzerindeki potansiyel kontrol önlemlerinin ana parametrelerine, en başta da nükleer ve nükleer olmayan teçhizattaki uygun menzildeki tüm araçlar için geçerli olması gereken kapsamlarına ilişkin yaklaşımlarında belirsizliği sürdürdüğüne dikkat çekiyoruz.

ABD'nin, daha önce yürürlükte bulunan INF Anlaşması bağlamında karşılıklı endişelerin karşılıklı olarak çözülmesini öngören Rus yaklaşımını esas aldığını belirledik. Romanya ve Polonya'daki Aegis Ashore komplekslerinin yanı sıra Rusya'nın Avrupa kısmındaki bazı tesislerle ilgili karşılıklı doğrulama önlemleri fikrimizin geliştirilmesi için Amerikan tarafının önerdiği versiyon gelecekte dikkate alınabilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 26 Ekim 2020 tarihli açıklamasında vurgulandığı ve daha sonra defalarca Amerikan tarafının dikkatine sunulduğu üzere, mutabakata tabi Rus tesislerine ilişkin potansiyel şeffaflık önlemleri, orada Rus 9M729 füzesinin bulunup bulunmadığının kontrol edilmesini içerebilir. 9M729 füzesinin özelliklerinin eski INF Anlaşması'nın gerekleriyle hiçbir şekilde çelişmediğini ve ABD'nin Rusya'ya yönelik suçlamalarını doğrulayacak herhangi bir kanıt sunmadığını göz önüne aldığımızda, bu adımın bir iyi niyet göstergesi olduğunu hatırlatırız. Aynı zamanda Amerikan tarafı, bu Anlaşmanın yürürlükte olduğu dönemde 23 Ocak 2019'da 9M729 füzesinin ve onun fırlatma mekanizmasının kurulumunu ve teknik özelliklerini göstermek için gönüllü olarak düzenlediğimiz etkinliği görmezden geldi.
Ağır bombardıman uçakları ve yüzey savaş gemileri
Rusya'nın ağır bombardıman uçaklarının tarafların ulusal sınırlarına yakın uçuşlarına yönelik ek risk azaltma önlemleri ile ilgili fikrinin Amerikan tarafının dikkatini çektiğini not ediyoruz. Tartışılmaya tabi bir konu ve karşılıklı olarak kabul edilebilir anlaşmalar için potansiyel görüyoruz. Paket’ teklifimizin aynı şekilde ciddi riskler içeren, yüzey savaş gemilerinin benzer seyirleri ile ilgili bir o kadar önemli unsurunu da hatırlatıyoruz.
Askeri tatbikatlar ve manevralar
ABD, Rusya’nın sunduğu antlaşma taslağının 4. maddesinin 2. bendinde yer alan önerilere yanıt vermedi. Anlaşılan ABD, askeri alandaki gerilimi, Batı’nın Viyana belgesini modernize etme önerileri doğrultusunda, şeffaflığı artırma ve ek risk azaltma önlemleri sayesinde mümkün olduğunu düşünüyor.
Bu yaklaşımı gerçekçi dışı ve tek taraflı, Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri’nin faaliyetlerini “saydam” hale getirmeye yönelik olduğunu düşünüyoruz. 2011 Viyana Anlaşması kapsamındaki güven ve güvenlik artırıcı önlemler mevcut durum için yeterli. Bunları güncelleme olasılığını müzakere etmeye başlamak için gerekli koşullar yaratılmalı. Bunun için de ABD ve müttefiklerin, Rusya’yı ‘çevreleme’ politikasından vazgeçmesi ve anlaşma taslağımızın 4. maddesi 2. bendinde belirtildiği şekilde dahil olmak üzere askeri ve politik gerilimi azaltmaya yönelik somut ve pratik adımlar atması gerekiyor.
Uluslararası sularda ve üzerindeki hava sahasında olayların önlenmesi ile ilgili olarak, ABD’nin bu konudaki görüşmelere hazır olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak bu çalışma, Rusya’nın ortaya koyduğu temel sorunların çözümünün yerini alamaz.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала