00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:01
5 dk
GÜN ORTASI
12:06
83 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
3 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
54 dk
HABERLER
15:00
5 dk
SPOR BÜLTENİ
15:30
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
8 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

'Demokratlar Trump'ı azletmekte kararlı, Cumhuriyetçiler bir karar vermek zorunda'

08012021-Eksen.mp3
Abone ol
Doç. Eralp'a göre, ABD'deki Kongre baskını sonrası Cumhuriyetçiler Demokratlara destek verirse Trump'ın azli mümkün. Güvenlik servislerinin aşırı sağcı gruplara büyük zafiyetine atıf yapan Eralp, ABD'nin bu süreçte 'muz cumhuriyeti' performansı sergilediği dile getirdi. Eralp, Biden'ın Sanders gibi politikacıları dinlemesi gerektiği görüşünde.

ABD, 3 Kasım seçimini 'hileli' olarak niteleyerek yenilgiyi kabul etmeyen Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'ın, taraftarlarına ABD Kongresi'ni bastırarak rakibi Joe Biden'ın başkanlığının tescilini engelleme girişiminin şokunda.

Dört kişinin hayatını yitirdiği, 52 kişinin yaralandığı olayların ardından toplanan Kongre, Biden'ın başkanlığını onaylarken, ABD kurumsal yapısı, özellikle de Kongre'de çoğunluğu elde etmiş Demokratlar Trump'ın azli için sıvadı.

Taraftarlarını Kongre'ye yürümeleri için bizzat teşvik etmiş, olaylar çığırından çıkınca da 'barışçı biçimde eve dönme' çağrısı yapmış olan Trump, ertesi günü "Siz ülkemizi temsil etmiyorsunuz. Hukuku çiğneyenler, bunun bedelini ödeyeceksiniz" demişti. Ancak ABD kurumsal yapısı bu girişimi 'darbe' girişimine yoruyor.

Gelişmeleri Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nden Doç. Ulaş Doğa Eralp’le konuştuk.

‘Bu faşist gruplar FBI raporlarındayken neden önüne geçilemedi?’

Doç. Ulaş Doğa Eralp, ABD Kongresi'ni basmış olan aşırı sağcı ve ırkçı grupların ABD'nin gündemine ilk defa gelmediğini vurguladı. 2017'de bir kişinin hayatını yitirdiği Charlottesville olaylarına atıf yapan Eralp, o zamandan beri bu grupların FBI'ın iç güvenlik tehditleri sıralamasında ilk sıraya yerleştiğini anımsattı.

Nancy Pelosi - Sputnik Türkiye
Pelosi: Trump görevden alınmazsa azil sürecine başlıyoruz
Eralp'e göre asıl sorgulanması gereken bu grupların ABD Kongre'sine nasıl olup da bu denli kolay girebilmeleri: “Bu faşist, neonazi, aşırı sağcı, ırkçı grupların gündeme gelmeleri ilk değil bu baskınla. Daha önce 2017 yazında Charlottesville’da büyük bir kargaşa yaşanmıştı. Orada bir kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı, yine bu benzeri faşist grupların müdahil olmasıyla. FBI son yayınlamış olduğu raporda iç güvenlik tehditleri sıralamasında, bu faşist neonazi grupları ilk sıraya yerleştirmiş durumdaydı, iç terör algısı, tehdidi konusunda. Böyle genel bir uyanış var, özellikle Amerika’da iç haber alma teşkilatlarında bu gruplara karşı. Böyle bir korku hakim. Şu anda anlayamadığımız, madem böyle bir korku var, FBI bu adamları bayağıdır takip ediyor, neden bunun önüne geçilemedi? Asıl soru bu. Burada irdelenmesi gereken, Trump’ın güvenlik güçleri arasında bu faşist neonazi gruplara yönelik sempatizan kadroları beslemiş olup olmadığına yönelik ciddi kaygılar var. Özellikle bu adamların ellerini kollarını sallayarak Meclis binasına, Senato’nun içine girmiş olmaları bu soruyu şu anda gündemin tam ortasına atmış durumda.”

'Cumhuriyetçiler destek verirse Trump'ın görevi sona erdirilir'

Donald Trump - Sputnik Türkiye
'Trump, danışmanlarıyla kendisi için 'özel af' çıkarmayı tartıştı'
Trump’ın görevden azlinin çeşitli yolları olduğuna işaret eden Eralp, önemli olanın Cumhuriyetçi Parti’nin Trump’la yollarını ayırmaya karar verip vermemesi olduğunu vurguladı: “Şöyle değerlendirmek lazım; Trump’ın bir şekilde ofisten zorla ayrılması, normalde olması gereken şey o. Bunun iki yöntemi var. Birinci yöntem, anayasanın 25. maddesi, Trump kabinesinin oylayarak Trump’ı görevden almasına olanak tanıyor. Burada, başkan görevini yerine getirecek yetilere sahip değilse ki sahip değil, kapasitesi yok, görevden alınabiliyor. Lakin kabine üyeleri istifa etmeye başladığı için bu pek mümkün gözükmüyor. Pence de bu konuda tabii çok istekli değil. İkinci yöntem; Kongre’nin azli. Kongre, özellikle Temsilciler Meclisi Demokrat kontrolünde olduğu için azil kararını çıkartacak. Burada önemli olan Senato’da 67 senatörün onayını almış olması gerekli. Yani 48 Demokrat senatör üzerine 19 Cumhuriyetçi senatörün de onay vermesi gerekiyor. Soru şu; Cumhuriyetçi Parti Trump’la yollarını gerçekten ayırmaya karar vermişse bu şiddet olayları sonrası, bu baskın sonrası 19 Cumhuriyetçi senatörün bu azil kararına Senato’da destek vermesi gerekir. Eğer bugün bu Senato’ya gelir ve 19 Cumhuriyetçi senatör bu öneriye destek verirse Trump bugün ofisten ayrılır. Vermezse 11 günü var. Saklanarak devam edecek herhalde.”

'Azle destek olmazlarsa Cumhuriyetçiler eriyebilir, üçüncü parti bile çıkabilir'

Trump’ın bir daha başkan adayı olamaması için kararnameler hazırlandığını söyleyen Eralp, eğer bu gerçekleşirse ‘Marko Rubio, Ted Cruz benzeri çıkarcı siyasetçilerin’ yaklaşımlarını da engelleyeceğini vurguladı.

Demokratlar tabanının Trump’ın azli için bastırdığını dile getiren Eralp, buna karşılık Cumhuriyetçilerin kararsızlığa düşmelerinin partide erimeyi getirebileceği ve bir üçüncü partinin doğmasına bile yol açabileceği görüşünü dile getirdi: “Çeşitli azil kararnameleri, kanun önerileri hazırlanıyor. Bu kanun önerilerine göre, hepsinde önemli bir madde, Trump’ın bir daha aday olmasını engellemeye yönelik. Eğer bu geçerse Trump yeniden aday olamaz. Bu önemli bir şey. Bu da Cumhuriyetçi senatörlerin Trump’ın aşırı sağcı, faşist tabanına yapmış oldukları uvertürleri engeller. Marko Rubio, Ted Cruz benzeri çıkarcı siyasetçileri, bu kitleye yönelik sırtlarını kaşıyacak, sıvazlayacak yaklaşımlardan uzak durmasını sağlayacak. Cumhuriyetçilerin yapmaya çalıştığı süreci sündürmeye çalışmak. ‘Zaten 11 gün kaldı, kabul de etti, Beyaz Saray’dan dışarı çıkmazsa biraz dişinizi sıkın kardeşim, bu adam zaten gidecek’ demeye gidiyorlar. Ama aslında bu böyle olmayacak, çünkü bu aslında demokratik sistemin temeline yönelik bir tehdit, darbe girişimiydi.

Lindsey Graham - Sputnik Türkiye
ABD'li Cumhuriyetçi Senatör Graham'den Trump'ın Twitter hesabının askıya alınmasına tepki: Ciddi bir hata
Bu sebeple Demokratlar gelecek çarşamba gününe sarkacak olsa dahi bunu zorlayacaklar, zorlamak zorundalar. Çünkü Demokrat taban bunu istiyor. Amerikan toplumunun da genel kanısı bu. Şiddet olaylarında dolayı Trump’ı sorumlu tutuyor. Bir şekilde Trump’ın sorumlu tutulması gerekiyor. Hatta son döneminin bitmesinden 1 gün önce dahi olsa Trump’ın bir şekilde görevden alınması gerekiyor. Bu Amerikan demokrasisi için çok önemli bir sınav. Olmazsa kara bir leke olarak geçer. Olmamış gibi davranırlar ama olmamış gibi davranırlarsa da bu Cumhuriyetçi Parti’nin önümüzdeki dönemde daha da erimesine neden olacaktır. Bunu görecek Cumhuriyetçi senatörler var mı? Var. Eski başkan adayı Mitt Romney mesela. Ama özellikle genç, yeni seçilmiş olan Cumhuriyetçi senatörler Trump’ın faşist kitleyi büyülemiş olmasından çok etkilenmiş durumdalar. Gelecek siyaset kariyerlerini bu kitle üzerinden kurgulamış durumdalar. Burada bir sıkıntı var. Cumhuriyetçilerin kendi aralarında karar vermesi gerekiyor. Öteki türlü parti eriyecek. Belki üçüncü bir parti çıkar.”

‘Trump’ı engellemek adına 1986’da yapılan ‘yansız haber’ kanunu tekrar yürürlüğe konabilir’

Trump’ın bundan sonra Amerikan siyasetine yön vermesini engellemek adına 1986’da yapılan medya kanunun yeniden yürürlüğe girebileceğini ifade eden Eralp, bunun olmasının yüksel ihtimal olduğunu çünkü Senato’nun ‘sonunda’ Demokratların eline geçtiğini söyledi: “Korkular bu yönde. Bunu engellemenin çeşitli yöntemleri var. Birincisi, bir takım sosyal medya sitelerinin yapmış olduğu gibi, Trump’ın sosyal medyadaki varlığını kısıtlamak veya tamamen bastırmak. İkincisi, 1986 yılında Ronald Reagan bir medya kanunu geçiriyor. Bu kanuna göre ana akım medya haber verirken iki tarafı da yansıtmak zorunda. Ama 1986 yılında Fox olsun CNN olsun yavaş yavaş Amerikan sektörüne girmiş oldukları zaman Ronald Reagan’a baskı yapıyorlar ve ‘yansız haber’ kanunu kaldırtıyorlar. Önerilen tekrar bu kanunun gündeme getirilmesi. Ana akım medyanın haber verirken her iki tarafı da yansıtmak zorunda olduğu bir kanun. Bu çok önemli olacaktır.

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim sonuçlarını tanımayarak bugün başkent Washington DC'de düzenlediği mitingin ardından, Trump taraftarları başkanlık seçim sonuçlarına göre belirlenen delege oylarının sayılıp, sonuçların resmen tescil edileceği oturumun düzenlendiği Kongre binasını bastı.  - Sputnik Türkiye
ABD’de kaos: Trump taraftarları Kongre binasını 4 saat boyunca işgal etti
Aynı zamanda sosyal medyadaki şiddet öven yayınların da yine bir şekilde gözetim altına alınması da önemli bir faktör olacaktır Trump’ın bu faşist sağcı güruhu peşinden sürüklemesine karşı. Bu olacak mı? Olması mümkün. Çünkü Senato nihayet sonunda Demokratların kontrolüne geçti. Biden hükümeti böyle bir kanun çıkartırsa özellikle Fox News gibi devamlı şiddet yanlısı haberler yapan, aşırı sağa övgüler düzen, gerçek olmayan haberleri şişirip izleyicilerini yönlendiren yayınlar biraz olsun dengelenmiş olabilir. Üçüncüsü, Trump gerçekten yargılanırsa bir daha politika yapma şansı olmaz, bence çok büyük bir ihtimal. Böyle bir durumda da, biraz ruh hastası bir oğlu var; Eric. Onu kullanabilir veya Donald Jr. var. Bu da çok faşist görünüşlü ve bu şekilde bir dünya görüşüne sahip biri. Bunu kullanarak yeniden tabanı kazımaya çalışabilir. Bunların hepsi mümkün. Ama çok erken. Ben yine de 20 Ocak’a kadar bekleyelim derim.”

‘Amerika gerçekten muz cumhuriyeti ölçeğinde performans sergiledi, tek fark yargı bağımsızlığı’

Amerika’nın muz cumhuriyeti gibi bir performans sergilediğini söyleyen Eralp'e göre, tek fark yargı bağımsızlığı bulunması. Bu bağlamda Eralp, ABD'de sürekli başka ülkelerin demokrasi ihlallerini kınayan kurumların ilk kez Amerikan demokrasisinin çöküşüne dair uyarıda bulunan bir deklarasyon yayınladıklarını aktardı.

Mike Pompeo - Sputnik Türkiye
ABD Dışişleri Bakanı'ndan 'muz cumhuriyeti değiliz' savunması
Biden hükümetinin emek temelli sosyal politikalar geliştirirse Trump’ın aşırı sağa kayan beyaz tabanını dönüştürebileceğini söyleyen Eralp, bunun için de Demokratların sosyalist senatör Bernie Sanders’i dinlemeleri gerektiği görüşünde: “Burada iki önemli şey var. Amerika gerçekten harika bir şekilde muz cumhuriyeti ölçeklerinde bir performans sergiledi. Tek fark yargının bağımsızlığı korumuş olmasında. Şu anda Biden hükümeti seçilmişse bu tamamen yargı bağımsızlığı sonucu. Bu anlamda hala muz cumhuriyetlerinden bir tık farkı var. İkinci olarak, George W. Bush’un belirtmiş olduğu gibi ‘tamamen bizim imajımız bitti arkadaş’ şeklinde böyle bir görüş de var. Enteresanı, daha önce başka ülkelerde yaşanmış olan demokrasi ihlallerini kınayan, onlara dair demokrasi yardımı gibi programlar yöneten kurumlar olsun, International Republican Institute olsun ortak bir bildiriyle Amerika’daki demokrasinin büyük bir düşün içinde olduğuna dair bir deklarasyon yayınlamaları. Bu ilk defa oluyor.

Hep dış ülkeleri eleştiren bu kurumlar bu sefer ilk defa, kendilerine de para veren federal hükümeti, sistemi, Amerikan demokrasisinin çöküşüne dair önerilerde bulunan bir açıklama yayınladılar. Bu Amerika’nın içinde genel bir ‘bizim demokrasimiz artık örnek olmaktan uzak’ kabulü oluşmuş durumda. Soru şu; nasıl yaklaşılacak? Demokratik çöküşe bu otoriterleşmeye, bu gidişata, toplumdaki bu gözle görülür kutuplaşmaya, bir tık sonra şiddet, iç savaş söylemlerine karşı nasıl bir dönüştürücü mücadele sergilenecek? Soru bu. Biden hükümeti için çok önemli bir fırsat bu. Emek temelli politikalar geliştirebilirse özellikle sağlık, eğitim gibi sosyal hizmetler konusunda devlet yeniden işveren noktasına gelirse, özellikle Trump’ın yanına çekmiş olduğu aşırı sağa kayan kırsal, taşradaki beyaz muhafazakar kesimi bu otoriter ideolojiden biraz olsun uzaklaştırabilmeyi becerebilir. Ama bunun için biraz Bernie amcayı dinlemeleri gerekiyor. Bu anlamda Demokratların içindeki ilerici, demokratik sosyalist kanadın önemli bir etkisi olabilir. Göreceğiz önümüzdeki dönemde nasıl bir politika silsilesi izleyecek Biden hükümeti. Şu an top tamamen Demokratlarda.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала