Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yılmaz'ın “Maalesef içimizde kurallara uymayan, benim vatan haini olarak adlandırdığım bir grup var. Bizler cephede savaşırken onlar villalarda parti veriyor. Yaklaşık 40-50 kişinin aynı evden çıktığını görüyoruz. Siz istediğiniz kadar cephede savaşın, arka planda vatan haini kişiler bu tutumlarına devam ederse bizim bunun üstesinden gelmemiz çok zor” açıklaması tartışma yarattı.
Hürriyet gazetesinden Ece Çelik'e konuşan uzmanlar, söz konusu açıklamaların yanlış olduğu görüşünde:
Tükenmişlik sendromu
'Aşı fikrini etkilemez'
Psikolog Prof. Dr. Kadir Özer: Doktor arkadaşımızın söylemi biraz aşırı ama bence bu tip söylemler halkı aşı konusunda etkilemez. Her birey kendi içinde bilgi işlemini yapıp sağlığını koruma adına alacağı tedbirlere kendisi karar verir. Zaten 10 aydır coronayla ilgili herkesin yakından tanışıklığı var. Tedbir için yeterince altyapı oluştu. Birkaç doktor böyle açıklamalar yaptı diye halkın fikrinin kolayca değişebileceğini düşünmüyorum. Sağlık ölümle en çok bağlantı kurulan konudur. Bu sebeple kişiler aşı olup olmamak değil hangi aşıyı oldukları konusuna kafa yorar. Pandemi döneminde psikolojik olarak en büyük depremi yaşayan grup sağlık sektörü çalışanlarıdır. En çok ölümle karşı karşıya kalan, ailelerinden uzaklaşan bir kesimden bahsediyoruz. Bizim vatandaş olarak almadığımız tedbirin faturasını birinci dereceden onlar ödüyor. Ben bu tip tepkiler veren doktorlarımızın psikolojilerini yaşadıkları durum çerçevesinde tutarlı buluyorum. Onları anlamamız gerekir.
'Kurallara niye uymadıklarını araştırıyoruz'
'Aşırı bir çıkış olmuş'
Uzman psikolog Dr. Nevin Dölek: “Vatan haini” diye konuşan doktor arkadaş belli ki biraz duygusallaşmış ve aşırı bir çıkış yapmış. Sağlık çalışanları büyük bir emek harcıyor, evlatlarından, ailelerinden ayrı kalıyor ve bu emeklerinin sonucunu görmek istiyorlar. Elbette belli dikkatsizlikler yüzünden pandemi bitmiyor, bu da sağlık çalışanlarında duygusal tepkilere yol açıyor. Ama elbette vatan hainliği ile bu mesele çok farklı konular. Bu aşırı tepki halkta aşıyla ilgili negatif bir algı yaratmaz. Halk da bunaldı ve bir an önce herkes sağlıklı bir şekilde bu dönemi atlatmak istiyor. Ben kimsenin güvenilir bir aşıya karşı tepkiyle yaklaşacağını düşünmüyorum. Ama insanlar beklemekten yana olabilirler, yan etkisi olabilir mi diye korku duygusu gelişebilir. Bu noktada otoritelerin aşıyla ilgili sürekli bilgilendirme yapmaya devam etmesi, şeffaf ve açık bir süreç yönetmesi çok önemli. Devlet ile toplumun sürekli iletişim halinde olması insanların aşı konusundaki kararlarını olumlu yönde etkileyecektir.