Dergide yayınlanan makalede ABD yönetiminin, Rusya ve Çin'e yönelik izlediği rotanın aynı şekilde devam etmesinin üzücü sonuçlara yol açacağı öne sürülerek bu ülkelere yönelik dış politikasını yeniden gözden geçirmeye çağrıldı.
ABD’nin Rusya yönündeki politikasının 3 tehlike barındırdığına dikkat çekilen yazıda tehlikeler şöyle sıralandı:
- Moskova ile Washington arasında yüz yüze karşılaştıkları bölgelerde, örneğin Suriye'de doğrudan sıcak bir çatışma olasılığı,
- ABD ile ilişkileri geliştirmenin tek yolunun gerginliği tırmandırma olduğuna inanan Rusların sayısında artış olması,
- Rusya ve Çin’in ittifak kurma olasılığı.
Washington'un dış politika kararlarının sonuçlarını küçümseyerek hegemonyasını sürdürmeye çalışırken dünyada nükleer çatışma olasılığının arttığına dikkat çekilen yazıda, ABD’nin ‘gereksiz rakipleri’ Rusya ve Çin’le zıtlaşmada ‘güvenli olmayan müttefiklere’, özellikle de NATO’ya güvendiği vurgulandı.
NATO’nun genişlemesinin eski Sovyet cumhuriyetlerine dokunana kadar Kremlin’in ihtiyatlı davrandığı belirtilen yazıda, aslında Rusya ve Çin’in Amerikan karşıtı bir ittifak yerine ABD ile normal ilişkileri tercih edebileceği dile getirildi.
Makalede, “Uluslararası ilişkilerin nadiren siyah-beyaz olduğu kabul edilmeli. İttifaklar ABD politikasının amacı değil, aracı olmalı. Ve ister hoşumuza gitsin, ister gitmesin, tarih her zaman tekerrürlerden ibarettir. Bunu kabullenmeye direnenler yanlış tarafta olma riskiyle karşı karşıya kalabilir” ifadeleri kullanıldı.
