"Ben o gün Eyüp Sultan'daydım. Erol Simavi beni Hürriyet gazetesine çağırdı. 'Senin hakkında beyanat veren ve senin için cehennemde yanacak diyen bir hoca var' dediler. Sana, 'Onur Akay hakkında açıklama yapan biri var, gazeteye gel' deseler gitmez misin?
Bütün duayen gazeteciler oradaydı. Ben, 'Neden cehennemde yanacakmışım? Bunu Allah bilir' dedim. O zaman gençlik var deli doluyum. Sonra Savaş Kalafat, 'Hoca yanda' dedi. Bende, 'Ne hocası' dedim. 'Başörtünü tak, yan odaya geç' dedi. Odaya girdim, Adnan Oktar arkası dönük oturuyordu ve saçları uzundu. Ben girdim diz çöktüm, oturdum, suratına baktım. Adam beni görünce şaşırdı. Bir şeyler söyledi ama hatırlamıyorum."
Adnan Oktar ve Ahu Tuğba (1986). pic.twitter.com/iKIB5lrF5q
— Unutulmaz Fotoğraflar (@unutulmazfoto) 12 Temmuz 2018
"Ben kimsenin kediciği olmam. O gün gördüğümde fotoğraf çektiler ve sonra bir kere bile görmedim. Savaş Kalafat Anjelik'e, 'Annen kedicik medicik olamaz, senin annen aslan' demiş. Onur'cum, sen beni iyi tanıyorsun, benim kimsenin himayesine girmeyeceğimi biliyorsun. Maksim Gazinosu'nun sahibi Fahrettin Aslan Bülent Ersoy'a tokat attı, Zeki Müren dayağını bile yedi ama ben sahneye aslanla, atla, motorla, hatta ayıyla bile çıktım bana bir tokat bile atamadı."
