Ankara’daki evinden dün sabah saatlerinde gözaltına alınan akademisyen ve yazar Fikret Başkaya, 5 saatlik gözaltı işleminin ardından serbest bırakıldı.
Anadolu Ajansı Ankara'daki terörle mücadele ekiplerinin 'PKK üyelerine' düzenlenen operasyonda, hakkında gözaltı kararı olan 17 kişiyi gözaltına aldığını ve bu kişiler arasında Fikret Başkaya'nın da olduğunu bildirmişti.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Başkaya’nın evinde arama yapan polislerin, 1991 yılında yazdığı ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesiyken Terörle Mücadele Yasası'na muhalefet etme suçlamasıyla 20 yıl hapis cezasına çarptırılmasına neden olan ‘Paradigmanın İflası’ adlı kitabı ile evdeki cep telefonunu da tutanakla götürdüğünü duyurmuştu.
RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına katılan Başkaya, gözaltı sürecini anlattı. Başkaya, Anadolu Ajansı'nın haberi veriş şeklini eleştirerek şunları söyledi:
"Anadolu Ajansı'nın haberi veriş tarzı doğru değil. 1 yıl kadar önce yazdığım, 'Asıl terör devlet terörüdür' başlıklı yazıyla ilgili olarak, bu yılın şubat ayında, Bursa'da bir ihbarda bulunulmuş. Uzun süre üzerinde durulmamış. Daha sonra Bursa'dan Ankara'ya dosyayı intikal ettirmişler. Ankara'daki savcı da, terör örgütü üyeliği ekleyerek bir soruşturma başlatmış. Anadolu Ajansı, 20 kişiyle birlikte gözaltına alındığımı söylemiş. Külliyen yalan. Manipüle etmek için kasıtlı bir haber yapmışlar, bu gazetecilik değil."
'PARADİGMANIN İFLASI'NI TESADÜFEN ALDILAR'
Başkaya, evde arama yapan polislerin Paradigmanın İflası kitabını da tesadüfen aldığını ifade ederek, "Yıllarca yargılandım. Hakkımda açılan davaların sayısını bilemiyorum. Bir davet gelse giderdim. Farklı bir durum varmış havası vermek için, sabah saat 6 civarında 4 polis eve geldi. Arama yaptılar, bilgisayarı aldılar, 3 kitap aldılar. Bir tanesi Paradigmanın İflası, fakat onu alan polis paradigmadan falan haberi olan biri değil. Tesadüfen aldı. O kitabı da alması tuhaf bir şey" diye konuştu.
'ELEŞTİRİLER MAHALLE BAKKALINA YÖNELTİLMEZ'
Başkaya, sözlerini şöyle noktaladı: "Polis sorgusundan sonra, hadi güle güle dediler. Bu da bir istisna. Bu şekilde gözaltına alınıp da, bu kadar kısa sürede bırakılan yok. Sanıyorum çok büyük bir tepki oluşmuş. CHP'li milletvekillerinin de hükümete çok büyük bir baskısı oluşmuş. (…) Sorguda, özgeçmişimi sordular. Terör örgütleriyle ilgin var mı diye sordular. Ben cevaplamak istemedim. 'Bu bir düşünce özgürlüğü sorunudur. Eleştiriler politik otoriteye yöneltilir, mahalle bakkalına yöneltilmez' diyerek kısa bir savunma yaptım. Asgari düzeyde hukuk yok ülkede."