‘Myanmar Irak veya Afganistan’a dönmesin; Batı ve Amerika ülkeden uzak tutulsun’

Myanmar'da on gün içerisinde yüzlerce ölüm ve on binlerce kişinin zorunlu göçüyle sonuçlanan operasyonlar, bölgedeki insani krizi hat safhaya ulaştırdı. Süregelen şiddet olayları sebebiyle, Arakan'daki kamplara yardım götüren bazı kuruluşların bölgedeki faaliyetlerine son verdiği bu kritik dönemde Türkiye, bölgeye insani yardım götürmek için hızlı bir refleks gösterdi. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) bölgedeki 100 bin aileye ulaştırılmak üzere bin tonluk insani yardım yapılacağını açıkladı. Bunun yanı sıra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da, oğlu Bilal Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın yanı sıra AFAD, TİKA ve Türk Kızılayı yetkilileriyle birlikte Arakanlı sığınmacıların Bangladeş'te barındıkları kamplara ziyarette bulunacağı açıklandı. Ankara'nın Myanmar'daki krize ilişkin adımlarını Sputnik'e değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Hasan Bitmez'e göre Türkiye'nin insani krizin çözümüne verdiği önemi ve uluslararası toplum nezdindeki öncülük rolünü gösterse de; krizin çözümü hem siyasi, hem de ekonomik anlamda daha somut çaba gerektiriyor.

Myanmar'ın hem dinsel hem de etnik bir temizliğe sahne olduğuna işaret eden Bitmez "Tarihi ve coğrafyası açısından baktığımızda her zaman mazluma el uzatmış bir ülke oldu. Atalarımız da daha önceden de yardım göndermişti. Bu önemli bir adım ancak zalimin zulmettiği, katliamın süregeldiği, hem etnik hem de dinsel bir temizliğin olduğu bir ortamda insanların sadece karınlarını doyurmak yeterli değil. Çünkü orada insanların aç kalmasından öte, insanların öldürülmesi veya evlerini terk etmesi söz konusu. Bu da daha fazla çaba ortaya koyulmasını gerekli kılıyor" dedi.

Türkiye'nin Myanmar'da yaşanan insani krizle ilgili olarak Birleşmiş Milletler'e (BM) acil müdahale çağrısının ‘doğru ve yerinde' bir hamle olduğuna değinen Bitmez "BM'ye acil müdahale çağrısında bulunan Türkiye, İslam dönem başkanlığını üstlendiği İşbirliği Teşkilatı'nı da acil toplantıya çağırmalı. Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) ve Dışişleri Bakanı (Mevlüt Çavuşoğlu) İslam ülkelerinin liderleriyle telefon görüşmeleri yapıyor ama acil bir toplantı ve eylem planı şart. Konu, Batı'nın insafına bırakılmamalı" diye konuştu.

Uluslararası toplumun Myanmar'daki kriz karşısındaki tepkisizliğin katliamın süregelmesine sebep olduğunu söyleyen Bitmez "Myanmar'daki bu yönetim uluslararası kamuoyunun, BM'nin ve Batı'nın sessizliğinden şımararak bu tavrı ortaya koyuyor. Batı ise ikiyüzlü tutumuna devam ediyor. ‘Batı için en iyi Müslüman ölü Müslümandır' diye bir söz var. Batılı ülkeler, söz konusu Müslümanlar olduğunda bu söze yakışır şekilde davranıyorlar. Ama Paris'te bir bomba patladığı zaman, bir araya gelip gereken mesajı veriyorlar" ifadelerini kullandı.

Ülkeden kaçan Arakanlı Müslümanların geri dönmesini engellemek için Myanmar'ın sınıra mayın döşediği yönündeki haberlere işaret eden Bitmez "Hayret veren bir sessizlik söz konusu. Myanmar veya insanlık krizi içinde olan hiçbir bölge Batı'nın insafına bırakılmamalı. Zira Batı çıkarı olmayan bir yerde acele etmiyor, yavaş yavaş hareket ediyor" dedi.

'İSLAM ÜLKELERİ SOMUT ADIM ATMALI Kİ MYANMAR IRAK VEYA AFGANİSTAN'A DÖNMESİN'

Krizin yaşandığı bölgeyle ilgili olarak uluslararası enerji ve ekonomi koridorunun içerisinde kaldığı ve bu yüzden Çin, Hindistan, Amerika gibi dengelerin çarpıştığı bir yer olduğu yorumları var. Çözüm, katliama maruz kalan insanların zulümden kurtulması için İslam ülkesinin yöneticilerinin bu insanlara sahip çıkması gerekiyor. İslam ülkesi yöneticilerinin hassasiyet ve sözle kınama ötesi bir adım atması şart. Ekonomik ve siyasi yaptırım veya İslam ülkeleri nin oluşturacağı askeri birlik şart" diye konuştu.

Uluslararası toplum müdahalesine sahne olan Ortadoğu'da henüz çözülmeyen bir düğüm olduğunun hatırlatılması üzerine Bitmez "Myanmar hükümeti diyalog ve diplomasinden anlamıyorsa başka çare aramak lazım. Ancak diplomatik yaptırımların işe yarayacağına inanıyorum. Öncelikli çözüm bu olabilir. Ancak burada Batı'nın olası rolüne müsaade edilmemeli. Amerika malum, müdahalede bulunduğu yerde, o bölgenin yüz yüze olduğu katliamın benzerini kendileri gerçekleştiriyor. Bunu Irak, Afganistan ve bir çok farklı ülkede gördük. ‘Ben ülke olarak nasıl menfaat sağlarım' diye düşünen ülkelerin müdahalesine izin verilmemeli" dedi.