Türkiye'nin son yıllarda üst üste gelen seçimler yaşadığını ve bu sürecin siyasi kültürümüz gereği tansiyonun yükselmesine neden olduğunu belirten İbrahim Uslu,
"Siyasetteki yüksek gerilim uzun zamandan beri var. 15 Temmuz sonrası Yenikapı ruhu falan derken biraz yumuşamıştı ama daha sonra yeniden siyasi rekabet atmosferi içerisinde Türkiye için beklide normal seviyelere yükseldi" dedi.
Uslu, siyasette yaşanan gerilimin fazla yadırganmaması gerektiğini, bunun Türkiye'nin normali olduğunu anlattı:
"Siyasetin yüksek gerilimi 17 Aralık sürecinden bu tarafa kesintisiz devam ediyor. Çünkü arka arkaya bir seçim maratonu vardı ve bu maraton sırasında partilerin birbirleriyle ilişkilerini centilmence yürütmeleri çok da kolay değil. İlla gerilimi yükseltecek bir olay yaşanıyor. Hatta bir şey yaşanmasa bile Türkiye'de siyasetin dilinin sert olmasına gerek siyasetçiler gerekse oy verenler çok alışık olduğu için yumuşak bir üslupla uzun zaman siyaset yapılamıyor. Şimdi yeniden seçim maratonuna doğru yaklaşıyoruz. Bir de erken seçim beklentileri var malumunuz. Öyle olunca bu Cumhurbaşkanlığı Seçimi, parlamento seçimleri ve yerel seçimler. Burada gerilim bir daha yükselecek. Yani ben bugünden sonra siyasetteki gerilimin çok düşmesini beklemiyorum. Normal şartlar altında yani Türkiye'de her şey normal gidecek olursa siyasetin tansiyonu yüksek olacak."
'REFERANDUMDA ORTAYA ÇIKAN YÜZDE 48.5 DAĞITILMAK İSTENİYOR'
CHP'nin referandumda hayır diyen yüzde 48,5 oyu konsolide etmeye, hatta onu biraz daha arttırmaya çalışan bir strateji izlediğini, buna karşın iktidarın da bu yüzde 48,5'in konsolide olmasını engellemeye çalıştığını anlatan İbrahim Uslu sözlerini şöyle sürdürdü: "Referandumu baz alacak olursak evet bloğunun içinde AK Parti'den başka MHP vardı, BBP vardı HÜDA PAR vardı. Evet boğunda aslında dört tane parti vardı. Hayır bloğunda da çok sayıda parti vardı. Dolayısıyla ittifak blokları oluştu. Bu ittifak bloklarını destekleyen seçmenler arasında bir grup aidiyeti yok. Hatta o seçmenler bir bloğun parçası olduğunun farkında bile değil. Paketten hoşlanmadı gitti hayır oyu verdi. Bir grup bilinciyle, grup aidiyetiyle bunu yapmadı. Şimdi önümüzde önemli bir seçim var. Bir başkan seçilecek ve başkan tek başına bütün siyasal sistemi kontrol edecek. O yüzden muhalefetin başarılı olabilmesi için bu yüzde 48,5'in bir grup kimliğine kavuşması gerekiyor. İktidar açısından da bunların bir araya gelmesini engellemek gerekiyor. O yüzden o blok içinde yer alanlar üzerinde rahatsızlık yaratacak sihirli kavramlar aranıyor. PKK ile mi bir arada olacaksınız, FETÖ ile mi bir arada olacaksınız, çünkü bunlar terörü destekliyor gibi. Bu söylem yüzde 51,5'i bulduracak kadar başarılı oldu ama öte yandan da yüzde 48,5'lik bir karşı blok oluşmasına engel olamayacak kadar da başarısız oldu."
'AK PARTİ YENİ BİR SÖYLEM GELİŞTİREMEDİ'
"Şimdi aynı söylem tekrar sürdürülüyor. Anlaşılan daha iyi bir söylem geliştiremediler. Ama ben bunun CHP'yi kriminalize etmek, bir suç duyurusunda bulunmak, bir süre sonra CHP'yi de yarı illegal bir parti haline getirmek gibi daha büyük bir stratejinin parçası olduğunu düşünmüyorum. Yüzde 48'5'i dağıtmaya çalışıyorlar. Hepsi bu."
Uslu, siyasi gerilim yüzünden insanların birbirine gireceği, sokakların karışacağı beklentisini ise gerçekçi bulmadığını söyledi.
