Makalenin yazarı, ancak şu anki durumda Suudi Arabistan’ın ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) hedefinin İran olmayıp, uzun süredir Körfez Ülkelerinin Tahran ile ilgili ilişkiler konusunda güttüğü politikadan fraklı tutum izleyen Katar’ın olduğunu öne sürdü. Dün birçok Arap ülkesi, Doha’yı teröristlere destek vermekle suçlayarak, Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmişti. Riyad ayrıca Katar Havayolları'nın işletme ruhsatını iptal etti ve Katar ile deniz ve kara sınırlarını kapattığını duyurdu. Tahran’ın Katar’a 3 deniz limanını vermeye hazır olduğu bildirilirken bu jest muhtemelen Riyad ve Abu Dabi tarafından Doha ile Tahran’ın ‘kalleşçe’ kurduğu bağlantının bir teyidi olarak kabul edilecek.
'TİLLERSON, EXXONMOBİL'DEN DOLAYI AVANTAJLI POZİSYONDA'
Yazar, “Washington hızlı hareket edip, savaşa yönünde atılan bu adımları durdurmalı, toplu katliamların başlamasını beklememeli” ifadelerini kullandı.
KATAR’IN BULUNDUĞU DURUM FİYATLARI NASIL ETKİLER?
Shostak, “Diğer OPEC üyelerine göre Katar’ın petrol üretimindeki payı en düşük, yılda yaklaşık 600 bin ton ediyor. Dolayısıyla bu ülkede yapılan üretim, borsalardaki fiyatlamalarını minimum seviyede etkiler” dedi.
SHOSTAK: ANLAŞMANIN YERİNE GETİRİLMESİ TEHLİKEYE GİRDİ
En büyük dünya gaz tüccarlarının da bu durumdan zarar görebileceklerini söyleyen Shostak, “Katar dünyanın en büyük gaz üreticilerinin arasında lider konumunda ve çok sayıda ülkeyle kontrat ilişkileri mevcut. Örneğin Katar’ın en büyük gaz alıcısı Mısır’dır. Dolayısıyla bu durum, Katar’a yaptırımların tüm nakil hatlarını da etkileyeceği için aslında çok karışık” ifadelerini kullandı.