'Ben Aydın Engin'im, katil mi, çocuk istismarcısı mı, yoksa terörist miyim?'

Türkiye’de gazeteciler üzerindeki baskılar şiddetlenirken, tutuklu gazeteci sayısı da günden güne artıyor. Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun (TGDP) 22 Mart 2017 tarihi itibariyle paylaştığı rapora göre Türkiye’de şu an 156 gazeteci cezaevinde. Bir kısmının iddianamesi dahi hazırlanmış değil. Cezaevindeki gazetecilere kitap ve mektup ulaştırılamazken, gözaltı süreleri de  öngörülemeyen bir tarihe dek uzatılıyor.

Referanduma giden süreçte gazetecilerin hali böyleyken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cezaevindeki gazeteciler için sarf ettiği "Hapisteki gazetecilerin listesini verin diyoruz. Bakıyorum, hepsi hırsız, çocuk istismarcısı, terörist. Geçenlerde de 149 kişilik bir liste geldi. Bakıyorsunuz suçlarına, ülkemize Kuzey Irak'tan bomba düzeneği getirmek. Bir diğerinin suçu polis aracına silahlı saldırıda bulunmak. Bir diğeri patlayıcı maddeyle yakalanmış. Banka soyanından seçim bürosu yakanlarına kadar ne varsa bunların içinde var. 144'ü terör, 4'ü adi suçlarından içeride. Bunların gazetecilikle ne ilgisi var ki!” ifadeler büyük tepki çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutuklu gazeteciler hakkındaki ithamlarını Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin RS FM’de Yavuz Oğhan’ın ‘Bidebunudinle’ programında değerlendirdi.

'ERDOĞAN'IN SÖZLERİ ÜLKE İÇİN ONUR KIRICI'

Deneyimli gazeteci Aydın Engin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gazeteciler hakkında kullandığı ifadelerle ilgili olarak, “Bize yönelttiği suçlama değil, bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nın böyle sözler söylemesi ülke adına onur kırıcı” dedi. Engin, “Eğer bir cumhurbaşkanı önüne konan istihbarat raporlarına dayanarak bu lafları ettiyse, o istihbarat raporlarını iyi incelemeli. Ya birileri Cumhurbaşkanı'nı çıkmaz sokağa sürüklüyor ya da kendisi genel geçer cümle söylüyor. Benim gözümde başka bir açıklaması yok. Bu sözler ağır yaptırımları olan ithamlardır” değerlendirmesini yaptı.

​'CUMHURBAŞKANI'NIN SAYDIĞI O 144 TERÖRİSTTEN BİRİ BENİM'

31 Ekim’de 2016’da gözaltına alınan 75 yaşındaki yazar Engin 4 Kasım’da serbest bırakılmış, "Kıdemli bir basın sanığıyım. Hayatta gördüğüm en ahlaksız dosya bu" demişti. Yaş durumundan serbest bırakıldığını ancak tutuksuz yargılandığını belirten Engin "Cumhurbaşkanı'nın saydığı o 144 teröristten biri benim" dedi.

'ŞİDDETİ REDDEDEN YAZILARIMI TOPLASAM NEW YORK TELEFON REHBERİ ÇIKAR'

Cumhurbaşkanı’nın sözlerine ‘öfkelendiğini’ belirten Engin, “Kendimden yola çıkayım. Ben Aydın Engin'im. Terörist miyim? Çocuk istismarcısı mıyım? Katil miyim? Ben terörle mücadele kanununa aykırı davrandığım için yargılanıyorum. Bugüne kadar şiddeti reddeden yazılarımı toplasam bir kalın kitap olur, New York telefon rehberi gibi bir şey çıkar karşımıza" diyerek gazetecilerin ‘terörist’ olarak nitelendirilmesine tepki duyduğunu vurguladı.

'UNUTMA VE UNUTTURMAYA ÇALIŞMA VAR'

Engin ayrıca cezaevindeki gazeteciler hakkında henüz iddianame yazılmamasına ve uzayan tutukluluk sürelerine de dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddialarının kanıtlanmaya muhtaç olduğuna işaret etti.

Engin, “Hapishanedeki 11 arkadaşım terörü reddeden bir yayının parçası oldular. Sadece Cumhuriyet gazetesi yazarlarından da bahsetmiyorum. Mesela Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Altan, Mehmet altan, Nazlı ılıcak…Ahmet Şık mı, Turhan Günay mı, Murat Sabuncu mu gazeteci değil? Şahin Alpay yazı yazmaktan başka ne yaptı? Biz hayatta gazetecilikten başka iş yapmayı beceremeyen insanlarız. Ortada yargılama da yok zaten. Unutma ve unutturmaya çalışma var.” diye sitem ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ithamlarını kanıtlaması gerektiğini vurguladı.

'GAZETECİLER REFERANDUMUN TUTSAĞI HALİNE GELDİ'

Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerinin 139 gündür tutuklu olduğunu hatırlatan Aydın Engin iddianamelerinin hala hazırlanmadığını ve tutuklamaların cezaya dönüştüğünün altını çizdi. Engin gazetecilerin 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandumun tutsağı haline geldiğini ifade ederken “Bu arkadaşlarla ilgili savcının yönelttiği soruların hepsi, bir zamanlar Cumhuriyet'in kaymağını yemiş, bunu kaybedince de öfkelenmiş, gidip savcıya şahitlik yapmış adamların ifadelerinden ibaret. CHP'de milletvekili olmuş birisi kalktı ‘Cumhuriyet'te FETÖ'cü, PKK'lı yazarlara yer var. Ama bana yok’ diye tweet attı. Savcının bizi içeri (cezaevine) almak yerine sorması gereken soru şudur: PKK'lı, FETÖ'cü kim? Gel, söyle de onlar hakkında işlem yapalım” diyerek tutuklamaların keyfiliğine işaret etti.