Hükümet neden 19 Mayıs yerine İstanbul'un fethini kutluyor?

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda, Atatürk'ün naaşının bulunduğu Anıtkabir'e, ana muhalefet partisi CHP tarafından yapılmak istenen yürüyüş, Ankara Valiliği tarafından engellenmek istendi. Öte yandan 19 Mayıs yerine, İstanbul'un fethedilişinin yıldönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı 29 Mayıs'ta yapılacak ‘fetih mitingi' afişleriyle kentin dört bir yanı donatılmış durumda. Erdoğan, kısa bir süre önce yaptığı konuşmada "tarihi 1919'dan başlatan anlayışı reddettiğini, Türklerin 600 yıllık tarihinden Cumhuriyet'e atlayanların millet ve devlet düşmanı oldukları" ifadelerini kullanmıştı.

Eski Çankırı Hâkimi ve Yargıçlar Sendikası Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu "egemenliğin kaynağının kutsal olan değil, halk olarak değişmesinin de başlangıcı" sayılabilecek 19 Mayıs'ın bu nedenle hükümet tarafından geri plana atılmak istendiğini söyledi.

Cumhuriyet için dönüm noktası olan ya da Cumhuriyet değerleri açısından anlam ifade eden günler ya da anmaların Türkiye'de bir süredir tartışma ve aynı zamanda mücadele konusu olmasında ideolojik bir hedef bulunduğunu belirten Eminağaoğlu, "Artık iktidar bir şeyleri üstü kapalı olarak yürütmüyor. Anayasa Mahkemesi kararına bakarsak, yaptığı uygulamalara bakarsak iktidarın laiklikle, Cumhuriyet'in nitelik ve değerleriyle olan bağı sadece kâğıt üzerinde Anayasa'da kalan bağ. Cumhuriyet'in niteliklerinin içi boşalmış durumda" dedi.

‘19 MAYIS YERİNE FETİH KUTLAMASI LAİKLİKLE UZAKLIKLARININ KANITI'

Eminağaoğlu, "19 Mayıs yerine, İslamiyet'in egemenliği açısından önemli görülen İstanbul'un fethinin ön plana çıkaran iktidarın, bu şekilde laiklikle olan uzaklığını da gösterdiğini" söyledi.

Ulusal bayramların karşısına mutlaka dinsel anlam ifade eden programların çıkartıldığını ifade eden Eminağaoğlu, "İslam peygamberinin doğumgünü bilinmemesine rağmen, bir hurafe olan kutlu doğum haftası, Türkiye'de 23 Nisan'dan daha öncelikli kutlanıyor. Muhalefet de dâhil olmak üzere kimse buna karşı çıkamıyor. Ulusal kimlik aşındırılıyor" dedi.

‘AKP ÜZERİNDEN SİSTEME DARBE YAPILDI'

İktidarın laik, demokratik hukuk devleti niteliğine bağlı olmadığı değerlendirmesinde bulunan Ömer Faruk Eminağaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı işaret ederek, "Partiyle bağı olmayan bir kimsenin iradesi, partinin geleceğini belirliyor. Bunun anlamı şu: AKP üzerinden sisteme bir darbe yapılmış durumda. AKP demokrasiyi yaşatan değil, demokrasiyi yok eden bir parti kimliğine bürünmüş durumda. Demokratik sistem AKP üzerinden yaşatılarak değil, bütün kurum ve organları AKP üzerinden kullanılarak yok ediliyor. AKP'ye egemen ve hükümran olan güç, bu partiyi demokrasiyi yaşatmak için değil, bir araç olarak kullanıyor" dedi.

‘TBMM'DEKİ PARTİLER DARBEYE KARŞI HAREKETE GEÇSİN'

Bu tavra karşı demokratik mücadele gerektiğini vurgulayan Eminağaoğlu, TBMM'de bulunan partilere de çağrıda bulundu:

"Meclis'teki siyasi partilerin hukuksal yetkileri nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Anayasal sisteme parti üzerinden yapılan bu darbenin engellenmesi için başvuru yapmaları gerekiyor. Muhalefetin eylemsel olarak bu adımları atması gerekiyor."