Sami Selçuk: Hukukta böyle bir dönem daha önce hiç yaşanmamıştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fildişi ziyareti öncesi tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün AYM'den gelen kararla tahliye edilmesini eleştirmiş, "Onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Eğer kararında direnmiş olsaydı bu bireysel başvuru veya Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar boşa çıkacak" demişti.

Eski Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Erdoğan'ın çıkışına tepkili. "AYM kararları A'dan Z'ye herkesi bağlar. Yerel mahkemenin böyle bir şansı yoktur" diyen Selçuk, şunları söyledi:

​"AYM'nin kararını okumadım henüz. En çok merak ettiğim karşı oyların ne olduğu. AYM tutuklamanın gereksiz olduğu yönünde bir karar vermişse  düz insandan Cumhurbaşkanı'na kadar herkesi bağlar. Yargıçlar şu ve ya bu kişinin inancına ideolojisine göre karar vermezler. Yazılı hukuka ve inceledikleri dosyaya göre karar verirler. Duruşma yapan yargıçlarda ise artı bir öge vardır: Duruşmada dinledikleri elde ettikleri kanıtlar. AYM incelemesi dosya üzerinden olmuştur ve dosyada ne varsa ona göre karar verilmiştir. Dosyadaki olan verilere göre bu karar verilmiştir. Bu herkesi bağlar. İlk mahkemeye gelen gerekçeye bakamdan bu konuşmaya yapmak isabetli değildir."

Erdoğan, konuşmasının devamında AYM'nin vermiş olduğu kararı kabul etmek ve saygı duymak zorunda olmadığını da ifade etti. AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek de bu kararla AYM'yi görev ve yetki gaspı yapmakla suçlamış, konuyu basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli deyip, esasa girmesiğini söylemişti. Sami Selçuk, AK Parti'li Petek'i de sert dille eleştirerek şöyle devam etti:

"Bir mahkemenin kararını değerlendirirken bırakın hukukçular eleştirsin. Önüne gelen eleştirmesin. Diyelim ki eleştirdi; ama saygı duymuyorum demesi kabul edilemez. Anayasa üzerine ant içmişseniz buna mecbursunuz. Ben o milletvekilinin yetki gaspı nedir bildiğini sanmıyorum. Esasa girmiyor AYM, Anayasa'nın hak normunu inceleyerek haber hakkının kullanılmasıdır diyor. Bu hukuka uygunluk nedenidir. Bu konuda casusluk suçunun içine ne girer ne girmez tartışmalıdır. Girdiğini kabul ederse suç unsuru vardır; ama haber hakkı kullanıldıysa bu hukuka uygunluk nedenidir. Dolayısıyla suç oluşmamıştır diye beraat vermek zorundadır. AYM bunun haber hakkı olduğunu büyük olasılıkla söylemiştir. Yetki gaspı ise yokluk yaptırımıdır. Bir de yetki aşımı vardır. Arasında büyük farklar var. Yetki aşımı yapılmış olan işlemi sakatlar ve bu sakat işlem bir yargı kararıyla o işlemi yapan organ tarafından kaldırılıncaya kadar herkesi bağlar.  Yetki gaspında ise işlem hukuk açısından doğmamıştır. İki durumda burada yoktur. Her önüne gelen bu hukuk kavramlarını rastgele kullanmasın. Kullandıklarında saçmalıyorlar."

'DEVLET KENDİ ELİYLE YARGIYA GÜVENİ AZALTIYOR'

Cumhurbaşkanı'nın sözlerinin yargıyı etkilemek olduğu görüşünü paylaşan Sami Selçuk, bunun ceza yasasına göre suç olduğunu söyledi.

Selçuk, "Bir hukuk toplumunda bunlar olmaz. Bunların onda biri olsa yer yerinde oynardı. Örnekleri de var. Türkiye'de eğer hukuk bilinci olsaydı kamuoyunda kıyameti kopardı. Böyle olmadığından için siyasetçiler çok rahat" dedi.

Süreçten de endişeli olduğunu ifade eden Selçuk, bu durumun hukuka olan güveni sarstığı görüşünde. Selçuk, "Türkiye kötü bir dönemden geçiyor. Devlet kendi eliyle yargıya güveni azaltıyor. Bu kimseye yararlı değil. Yazılı hukukun bir yana bırakılıyor. Yargı bağımsızlığı bir değerin ifadesidir. Bu değerleri örselerseniz size de zarar veren sonuçlar doğurabilir. Türkiye'de hukuk bağımsızdır diyemiyorum.  Bağımsızlık görüntüsü vermediği zaman bağımlıdır. Öğrenciliği de dâhil ederseniz 60 yıldır bu mesleğin içindeyim böyle bir dönemi hiç yaşamadık. Bizden öncekilerin de yaşadığına dair bir bilgi de yok" diye konuştu.